Diyanet, Cuma Hutbesinin Konusunu Açıkladı: 28 Nisan Cuma Hutbesinin Konusu Ne?

İslam aleminde en mübarek günlerin başında cuma günleri geliyor. Müslümanlar, cuma günleri ibadetlerini yerine getirmek için büyük bir özen gösteriyor. Cuma günleri öğle vaktinde cemaatle birlikte cuma namazı kılmak da oldukça önemli. Cuma farzlarından önce ise Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen hutbe okunuyor. Geçen haftanın cuma hutbesinin konusu ''Hayatı Ramazan Bilinciyle Yaşamak'' iken bu haftanın konusu araştırılmaya başlandı. Peki cuma hutbesinin bu haftaki konusu ne? İşte 28 Nisan Cuma hutbesinin konusu...

Müslümanlar için kutsal kabul edilen cuma günleri, vatandaşlar cuma namazlarını eda edebilmek içi çevrelerindeki en yakın camilere gidiyorlar.

Cuma namazlarının diğer namazlardan farklı olarak cemaatle birlikte kılınması zorunlu tutuluyor.

Her hafta Cuma namazlarından önce Cuma hutbesi okunuyor. Hutbelerin konusu ise Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirleniyor.

Bu haftanın Cuma hutbesinin konusu ise ''Cuma Namazı ve Adabı'' olarak belirlendi.

Muhterem Müslümanlar!

Bugün Cuma. Günlerin en hayırlısı, en bereketlisi. Bugün müminlerin bayramı, haftalık toplanma zamanı. Rahmet ve mağfiret, kardeşlik ve ülfet vesilesi. Kıymeti ve faziletiyle diğer günlerden ayrılan bambaşka bir maneviyat iklimi. Peygamberimiz (s.a.s) Cuma gününü bizlere şöyle anlatır: “Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve o gün cennetten çıkarıldı. Kıyamet de ancak cuma günü kopacaktır.”

Aziz Müminler!

Bugün, yerine getirmemiz gereken en önemli sorumluluk Cuma namazını eda etmektir. Zira Cuma namazı müminlere farz kılınmıştır. Hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.”

Geçerli bir mazereti olmadığı halde Cuma namazını ihmal etmek büyük bir vebal, büyük bir günahtır. Allah Resûlü (s.a.s) bu konuda bizi şöyle ikaz eder: “Her kim önemsemediğinden dolayı Cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”[3]

Kıymetli Müslümanlar!

Cumanın bereketinden istifade etmeyi murad eden her mümin, Peygamberimizin sünnetine uyarak Cuma namazına hazırlanır. Güzelce abdestini alır, bedenini temizler. Kıyafetinin hem temiz hem de namazın şartlarından olan setr-i avrete uygun olmasına özen gösterir. Nahoş kokan yiyecekler yiyip camiye gelmenin sünnete aykırı olduğunu bilir. Güzel kokular sürünür. İbadetin ruhuna, cemaatin huşûuna uygun davranır. Safların sık ve düzgün olmasına riayet eder. Cuma namazına hürmet göstererek gürültü yapmaktan ve yanı başında huzura duranları rahatsız etmekten kaçınır.

Değerli Müslümanlar!

Bu mübarek günde, dikkat etmemiz gereken diğer bir husus ise Cuma hutbesidir. Hutbe, minberden ümmete sesleniştir. Müminlere nasihat, hatırlatma ve uyarıdır. İmana, irfana, ahlaka davet; hakikate çağrıdır. Hutbe aynı zamanda Cuma namazının bir şartıdır. Tıpkı namaz gibi hutbe de bir ibadettir.

Hutbe okunurken huşû içinde, sessizce ve can kulağıyla hatibi dinlemek dini bir gerekliliktir. Hutbe esnasında yanındakiyle konuşmak ya da cep telefonuyla uğraşmak, hutbenin özünden uzaklaşmaya, sevabından mahrum kalmaya sebep olur. Üzülerek ifade etmek gerekir ki ibadetin ruhuna aykırı söz konusu davranışlar cemaatimiz arasında gittikçe yaygınlaşmaktadır. Hâlbuki Resul-i Ekrem (s.a.s) hutbe esnasında yanında konuşan arkadaşını ikaz etmeyi dahi hoş karşılamamış ve bu konuda ümmetini şöyle uyarmıştır: “Cuma günü imam hutbe okurken konuşan arkadaşına ‘Sus!’ bile desen, hatalı bir iş yapmış olursun.”

Aziz Müminler!

Üzerine güneş doğan en hayırlı gün olan Cuma gününün feyiz ve bereketinden istifade etmeye gayret edelim. Bugünü birbirimizle tanışmaya, kaynaşmaya, kardeşlik bağlarımızı güçlendirmeye vesile kılalım. Birbirimizin halini hatırını sormak, mutluluğunu paylaşmak, derdiyle hemhâl olmak için fırsat bilelim. İhtiyacı olana, darda kalana, hasta olana yardımcı olmanın çarelerini arayalım. Cuma günleri, asr-ı saadette olduğu gibi ailece camiye koşalım. Çocuklarımızı sevgiyle Cuma namazına alıştıralım, gençlerimizi Cumanın huzuruna davet edelim.

Hutbenin, namazın bir parçası olduğunu unutmayalım. Hutbe esnasında ilgi ve alakamızı sadece hatibe ve hutbeye verelim. İbadetimizin ruhuna uymayan davranışlardan sakınalım. Duaların kabul olunduğu bu icabet vaktinde bedenimiz, zihnimiz, kalbimiz ve gönlümüz sadece Rahmân’a yönelsin.

Hutbemi Peygamber Efendimizin şu müjdesiyle bitiriyorum: “Cuma günü öyle bir an vardır ki kul o anda Allah'tan bir şey dilerse, Allah ona isteğini mutlaka verir.”

Popüler İçerikler

Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
İş Kadını Olan Eski Eşinden Aldığı Nafakayla Düğün Yapan Damat, Düğünden Sonra Nafaka İstemeye Devam Etti
YORUMLAR
27.04.2023

Konu ile alakalı değil ama kilisede ayinlere katılmayı tercih ederim.Kiliseleri her açıdan daha çok ilgi duyuyorum.

Pasif Kullanıcı
27.04.2023

İnanç hem kalp hem akıl meselesi.İlk olarak duygusal bağım kopmuştu İslam diniyle.Müslümanların/Dindarların daha iyi olmadıklarını gördüm.Bu şahıslar sonsuza kadar cennette kalacaklarsa sonsuza kadar cehennemde kalacaklarını iddia ettikleri kafirlerden her açıdan üstün olmaları gerekir.Bakın mesela gavur Merkel apartman dairesinde oturuyordu koltuk hırsına kibrine de yenilmedi bırakıp gitti Müslüman ülkelerin hepsinin başında bir diktatör oturuyor saraylarda sefa sürüyor halkını eziyor.Şimdi 2. kategoridekiler cennetlik doğru yoldalar öyle mi ?

Pasif Kullanıcı
27.04.2023

Araştırma sorgulama süreçleri sonunda mantıki açıdan da tüm dinleri reddettim.O kadar fazla saçmalık var ki insanların gözünün önündeki gerçekleri görmemeleri şaşırtıcı.Mesela doğru bir din varsa akıl ve vicdanla bulunabilmesi lazım tüm insanlar tarafından.Mesela Afganistan halkının %99'u çok zeki ve çok vicdanlı oldkları için mi gerçek din İslam'ı bulmuşlar da Japonya halkı çok aptal ve çok kötü insanlar oldukları için mi %99'u gerçek din İslam'ı bulamamış...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ