Geçmişte, diyabet için risk altındakiler (özellikle tip 2 diyabet) obezite ile mücadele eden ya da ailede diyabet öyküsü olan kişilerdi. Fakat son yıllarda, özellikle insanların yaşam tarzı ve alışkanlıkları bu durumda büyük etki yaratmaya başladı. Siz de diyabet riskini düşürmek istiyorsanız bu alışkanlıkları kesinlikle yapmayın.
Not: En doğru bilgi için uzmana danışın.
Kahvaltı öğününü atladığınızda vücudunuzdaki insülinin işlevlerini bozuyorsunuz. Bu da, kan şekeri seviyelerinizin düzensiz olmasına neden olabiliyor. Ayrıca, glikozu enerjiye dönüştürmek için önemli olan beta hücre fonksiyonunun düşüşünü de tetikleyebiliyor.
Diabetes Care dergisindeki yayımlanan araştırma, ağır bir kahvaltı ve hafif bir akşam yemeği yemeyi seven diyabetli kişilerin, hafif bir kahvaltı ve ağır bir akşam yemeği yiyenlere kıyasla kan şekeri seviyelerini yüzde 20 düştüğünü gösterdi.
Günde en az sekiz bardak su içerseniz, hiperglisemi riskinizi yüzde 21 oranında azaltabilirsiniz.
Meyve ve sebzeler, özellikle kilonuzu ideal tutmak istiyorsanız, her diyet için çok önemlidir. Bu ürünler midenizi dolduran ve kan şekeri düzeyinizin düşmesine yardımcı olan lifi sağlar.
Yemeklerinizde meyve ve sebzeler yoksa, vücudunuz bu faydalı lifleri kaybeder.
Doğru ürün türlerini seçmek de önemlidir. Örneğin, patates, mısır ve bezelye, kan şekeri seviyenizi arttırabilecek karbonhidratlar bakımından zengindir.
Ispanak, lahana ve brokoli gibi daha yeşil ve yapraklı sebzeler idealdir.
Birçok insan günde bir kez egzersiz yapmanın yeterli olduğunu ve fiziksel aktivite olarak nitelendirildiğini varsaymaktadır. Fakat gerçek şu ki sabahları sadece 20 dakikalık egzersiz bile tüm gün oturarak çalışan kişiler için yetersizdir.
Gece geç yatanların genellikle sağlıksız davranışlarda bulunduğu bilinmektedir: gece yarısı atıştırmalıkları vardır ve kendilerini uyanık tutmak için sigara içebilirler ve asla egzersiz yapmayı denemezler. Bu kişiler ayrıca kendilerini bilgisayarlarının, televizyonlarının ve cihazlarının yapay ışıklarına maruz bırakma eğilimindedir..
Uykusuz kaldığınızda, vücudunuzun metabolizması bozuluyor ve bu da vücudunuzun insülini nasıl ürettiğini ve kullandığını da etkiliyor.
New York Üniversitesi Langone Sağlık Merkezi'ndeki uzmanlara göre, farkına varmayabilirsiniz ancak kalan yemeklerinizi yeniden ısıtmak için kullanmaktan hoşlandığınız plastik kaplar, diyabet riskinizi artırabilir. Bu plastik kaplar, insülin direncini etkileyebilecek DINP ve DIDP gibi kimyasallara sahiptir. Hatta bu kimyasallar, bazı ülkelerde halk sağlığına dezavantajları nedeniyle yasaklandı.
Güvenliğiniz ve sağlığınız için yiyeceklerinizi mikrodalgada yeniden ısıtırken cam kap kullanın. Artık mümkün olduğu kadar besleyici olmayacağından, kalanları üç günden fazla depolamaktan kaçının.
Stres zaten hayatın bir parçası. İlişkileri ve sorumlulukları olan her yetişkin bunu yaşar. Ancak stresinizi nasıl yöneteceğinizi bilmiyorsanız bu, diyabet için de bir risk faktörü olabilir.
Mayo Clinic’e göre sosyal kopukluk, depresyona yol açabiliyor ve bu da diyabet gelişimi için başka bir risk faktörü haline gelir. Yani depresyonun kan şekeri seviyenizi yükselten hormonları tetikleyebilmesi nedeniyle olumlu bir bakış açısı ve iyi bir sosyal ilişki olması da önemlidir.
Kahvenin sizin için kötü olduğunu söyleyebilecek çalışmalar olsa da, karşı tartışmalar sunan çalışmalar da var. Örneğin, Harvard'da yapılan bir araştırma, günde altı fincan kahve içenlerin, kahve içmeyenlere kıyasla diyabet riskini yüzde 33 azalttığını öğrendi. Doktorunuza danışarak sizin için en doğru bilgiyi alabilirsiniz.
Arada bir, güneşin sıcak parıltısından ve etrafınızdaki yeşil alandan yararlanmanız gerekir. Bu doğal kaynaklar, pankreas gibi organların daha iyi işlev görmesine yardımcı olabilecek vitamin ve besin maddelerini desteklemektedir. Pankreas, kan şekerinizi kontrol eden insülinin üretilmesinden sorumludur.
Klinik Endokrinoloji ve Metabolizma Dergisi'ndeki bir çalışma, antibiyotik kullanımının bir kişinin diyabet riskini yüzde 23 ile 53 oranında artırabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar, antibiyotiklerin, bağırsaktaki bağışıklık sistemindeki iyi bakteri seviyesini baskılayabileceğini ve bunun sonucunda da vücudunuzun şekeri sindirme ve metabolize etme yeteneğini etkileyebileceğini teoriye soktu.
Kötü alışkanlıkları bırakmak başlangıçta zor olabilir, ancak değişiklikleri yaptıktan sonra olumlu etkilerini hissederek çok daha huzurlu yaşayabilirsiniz.
Kahvaltı yapmıyorum sindirimim iyi değil , öğlen ve akşam ideal yerim . Meyve hiç tüketmem , sebze yerim . Açık havaya çalışmaktan zaman bulamıyorum . Stres hat safhada Su fazla içmem deli gibi kahve tüketiyorum sert sade . İlaç kullanmıyorum çok zorda kalmadıkça . Sigara içiyorum ,alkol tüketiyorum , az uyuyorum . Gece geç saatlere kadar ayakta kalıp erkenden kalkmak zorunda kalıyorum buna göre öldüm ben . Ama bizi hayat bu noktaya getirdi işi bırakıcam bu gidişle.
kahvaltıyı çok severim öğlen akşam yemeklerini de hatta ara öğünleri de ama tabi ki dansı da ...bence her şeyi kararında yemek abartmadan ve spor ya da dans ..hareket