Yataktan kalkar kalkmaz kendimizi diş fırçasına sarılmış bulmamızın sebebi ne? Çoğumuzun sabah uyandığında fark ettiği o hoş olmayan koku, aslında gece boyunca devam eden ilginç bir biyolojik süreçten kaynaklanıyor.
Genelde düzenli olarak yemek yediğimizde nefesimiz fazla dikkat çekmez, hele ki başka bir sağlık sorunumuz yoksa. Peki, bunu nasıl sağlıyoruz?
Aslında yemek yediğimizde, vücudumuzdaki glikoz seviyesi yükseliyor ve pankreas insülin salgılıyor. Süreç, glikoz moleküllerinin daha sonra kullanılmak üzere glikojen zincirlerine eklenmesini sağlıyor.
Glikojen, çoğunlukla karaciğer ve kaslarda depolanıyor. Böylece kısa süreli açlıklarda vücudumuz enerji ihtiyacını buradan karşılayabiliyor.
Ancak bu süreç, daha uzun süre aç kalınca değişiyor.
Eğer uzun süre yemek yemezsek vücut, enerji ihtiyaçlarını karşılamak için farklı bir yola sapıyor. Özellikle beyin, kendisine glikoz sağlanamadığında keton cisimciklerini kullanmaya başlıyor.
Keton cisimcikleri, vücutta oluşan iki suya çözünür molekülden (asetoasetat ve beta-hidroksibutirat) oluşuyor ve beyin için enerji kaynağı haline geliyor.
Moleküllerin yan ürünlerinden biri olan aseton, ne yazık ki hoş olmayan bir kokuya sahip ve nefesimize karışarak dışarı veriliyor.
Sonuç olarak uzun süre aç kaldığımızda ağız kokumuzun sebebi ketonların hoş olmayan aromatik kokusundan kaynaklanıyor.