Bilgiç, ''Merkel'in açıklamalarını biz de basından duyduk. Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci Ankara Anlaşmasında ve müzakere çerçeve belgesinde açıkça yer almış durumdadır. Bizim AB ile ilişkilerimizdeki temel hedefimiz tam üyeliktir, bunu herkes biliyor. Bu hedef stratejik bir tercihtir ve böyle olmaya da devam edecek. Biz AB'ye yönelik politikalarımızı uzun vadeli çıkarlarımız çerçevesinde şekillendirdik'' şeklinde konuştu.
Türkiye AB ilişkilerinde itici unsur olan müzakere sürecinde ilerleme sağlanmasının diğer alanlardaki Türkiye-AB ilişkilerine de ivme kazandıracağını belirten Bilgiç, göç krizinde de görüldüğü gibi ortak sorunlara çözüm getirmek için Türkiye ve AB'nin birbirine ihtiyaç duyduğunu belirtti.
'Göç krizi Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin bir seçenek değil bir gereklilik olduğunu göstermiştir' ifadelerini kullanan Bilgiç, 'Üyelik hedefiyle devam ettiğimiz müzakere sürecinin siyasi saiklerle suni olarak engellenmeye devam etmesi kimsenin çıkarına değildir. Bu tür engellemeler kamuoyumuzda bir hayal kırıklığı yaşatmaktadır' şeklinde konuştu.
AB ile sığınmacı krizine ilişkin görüşmeler
Bilgiç, Suriye'deki iç savaşta bugüne kadar yüzbinlerce kişinin hayatını kaybettiğini, Türkiye'de yaklaşık 2 milyon 300 bin sığınmacı bulunduğunu, bunların yaklaşık 260 bininin kamplarda yaşadığını ve toplam çocuk sayısını 960 bin olduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin dünyada en fazla sığınmacı barındıran ülke konumuna geldiğini belirten Bilgiç, Suriye'deki istikrarsızlık devam ettiği sürece sığınmacı krizinin de süreceğine dikkati çekti.
Bir tarafta gayri safi milli hasılası (GSMH) 18,5 trilyon dolar olan 570 milyonluk Avrupa Birliği, diğer tarafta GSMH'si 800 milyar dolar olan 77 milyonluk Türkiye'nin bulunduğunu kaydeden Bilgiç, 'Türkiye'nin istediği AB'nin bu yükü paylaşmasıdır, yük transferi değil. Biz adil sorumluluk çerçevesinde bir külfet paylaşımı istiyoruz'' dedi.
Bilgiç, Rusya'nın başlattığı hava operasyonları ile yeni göç dalgalarının oluşmasının muhtemel olduğunu ifade ederek, AB'nin Suriye'den batıya doğru yaşanan göç dalgasının kendi kapılarına dayanana kadar yeterli bir reaksiyon göstermediğine işaret etti.
Bilgiç, göç sorununda teknik olarak üzerinde anlaşılmış bir metin olmadığını hatırlatarak, şu bilgileri paylaştı:
'Bu konuya ilişkin olarak taslak eylem planı Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker'e iletildi. Daha önce de 23 Eylül tarihinde Türkiye'de bu konuda kuvvetlendirilmiş bir diyalog mekanizmasının hayata geçirilmesi konusunda bir karar alındığını biliyoruz. Bize iletilen metin üzerinde ilgili kurumlarımızla çalışmalar devam ediyor. En son AB Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri Başkanlığı heyeti ile Ankara'da Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru'nun teknik çalışmaları olmuştur. Sayın Koru, Lüksemburg'daki konferansa da katılmıştır. Bizim için önemli olan göçün tamamen engellenmesinin temin edilmesi ve Suriye'de siyasi çözümün bulunması ve buna yönelik çabaların değerlendirilmesidir.'
Libya'daki gelişmeler
Bilgiç, Libya'da Ulusal Birlik hükümetini kuracak isimlerin belirlenmesine ilişkin yaptığı değerlendirmede de 'Biz bu sürecin bu şekilde sonuçlanmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Ancak bunu söylerken de sürecin tam anlamıyla sonuçlanmadığını da bilmek lazım. Önemli olan nihai hale getirilmesi. Türkiye bundan sonra da daha önce olduğu gibi müzakere sürecini destekleyecek' diye konuştu.
AA