İddiaya göre, muayene sonrası dişlerinde çürük olduğu tespit edilen çocuğa, 10 Kasım tarihine operasyon için randevu verildi. İddiaya göre genel anestezi altında narkoz verilip yapılan operasyonla 1 dişi çekilip, 4 dişine de dolgu yapılan çocuk, narkozun etkisini yitirmesiyle rahatsızlandı. Ağzında yoğun kanama olan çocuğun, ateşi yükseldi ve titremeye başladı.
Deniz, şikayetlerinin anesteziye bağlı olduğu söylenerek, kanaması olduğu halde ilaç yazılıp taburcu edildi. Eve geldikten yaklaşık 20 dakika sonra fenalaşınca ailesi tarafından kaldırıldığı Dörtçelik Çocuk Hastanesi'nde tedaviye alınan Deniz Sönmez, 13 Kasım'da oksijen azlığına bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Sönmez'in cenazesi, otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı.
Soruşturma sürerken, İl Sağlık Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre ise Deniz Sönmez'e operasyon öncesi sedasyon uygulandı. Yani çocuk operasyon sırasında yarı uyku halindeydi. Aile ise çocuklarına genel anestezi yapıldığını ancak bunun öncesinde bir test yapılmadığını söyledi. Yine ailenin iddiasına göre operasyon sırasında çocuğun boğazına takılan hortum geniz etini deldi ve buna bağlı olarak gelişen kanama, Deniz Sönmez'in ciğerlerine doldu. Aile, anestezi uzmanı ve hemşiresinin de narkozdan ayılma sürecini beklemeden klinikten ayrıldığını öne sürdü.
Eve geldikten 20 dakika sonra kusma, ateş ve morarma şikayetleri görülen Deniz Sönmez'in, ailesi tarafından Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi Acil Servisi'ne götürüldüğünde kanaması nedeniyle acil ameliyata alındığı, yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınan ve kısa süre sonra durumu ağırlaşan çocuğun entübe olduğu belirtildi. Kalbi duran çocuk, doktorların 1 saat süren kalp masajına rağmen kurtarılamadı.
Soruşturma kapsamında Deniz Sönmez’in annesi Elena ile babası Aydın Sönmez, polis merkezine gidip ifade verdi. İfadesinin ardından açıklamalarda bulunan Aydın Sönmez, operasyondan 1 hafta önce diş ağrısı şikayetiyle söz konusu özel diş kliniğine gittiklerini ve 10 Kasım'a randevu verildiğini söyleyerek, şunları anlattı:
'Diş ağrısı için gittik. Filmi çekildi. 4 dişe dolgu, 1 dişe çekim yapacağız dediler. 1 hafta sonra randevu verdiler, ayın 10'una. Randevumuz 12.00'daydı, 12.40 gibi geldi anestezi ekibi. Bekleme salonunda kalçasından sersemletici bir iğne yaptılar. Sonra, 'Alın oğlunuzu çıkarabilirsiniz' dediler. Ben kendi ellerimle oğlumu çıkardım, dişçi koltuğuna yatırdım üst katta. Sonra aradan 5 dakika geçti. İşte anestezi uzmanı çıktı dışarıya. Tabii bize rahatlatıcı şeyler söyledi işte, 'Her zaman yaptığımız işlemler, merak etmeyin. Biz buradayız' dedi. Benim küçük bir işim var dışarı çıktım. Eşim bu süreçte sürekli yanımda. Zaten kamera kayıtlarında da bellidir. Eşim diyor ki, 'Sen gittikten sonra anestezi uzmanı gitti. Bir daha gelmedi. Operasyon bittikten sonra diş hekimi ve anestezi uzmanının yardımcısı odayı terk etti, gitti. Ben odaya girdim. Odada hemşireyle beraber Deniz'in ayılmasını bekledik. Bir saat sürdü ayılma işlemi. Çocuk sersem bir şekilde kalktı. Titremeye başladı. Hemşireye sordum, 'Titriyor çocuk, doktoru çağırın' diye'.
Oğlunun annesine son olarak 'Anne ölüyorum' dediğini söyleyen Aydın Sönmez, 'Hemşire hanım doktorun yanına gitmiş, 'Çocuk titriyor' demiş. 'Normal anesteziden' demiş. Sonra çocuğun ateşi yükselmişti, 15 dakika sonra. Demişler ki, 'Anesteziden yine'. Tabii bu süreçte hiçbir doktor yanına gelmiyor çocuğun. Sonra çocuk diyor ki, 'Mama ölüyorum. Anne ölüyorum' diyor. 'Çıkar üstümü başımı' diyor. Öyle deyince eşim iyice panik oluyor, çocuğu kaldırıyor aşağı iniyor. Tekrardan annesinin omzuna kafasını koyuyor. Diyor ki, böyle böyle çocuğun ateşi var. Artık doktor gelmeyince bunlar diyorlar ki, 'İsterseniz ateş düşürücü yazayım. İsterseniz antibiyotik yazayım. Bunlar normal. Biz size bir taksi çağıralım. Eve gidin. Deniz ayılacak'. 1 saat ayılmasını bekliyorlar, çocuk sersem bir şekilde kalkıyor. Onların anesteziden olduğunu söylüyorlar. Çocuk ya düşünün çocuğa su vermişler bu süreçte birazcık. Çıkarmış onu. Yutamamış. Yani ben buna eminim, doktor hanım ya da anestezi uzmanı bu ayılma sürecinde onun yanında olsaydı, çocuğun bir kere ateşine baksalardı, bir kere gözüne baksalardı anlarlardı. Ben buna adım gibi eminim yani' diye konuştu.
Oğlunun taburcu edilip, eve geldikten 20 dakika sonra durumunun ağırlaştığını söyleyen Aydın Sönmez, Deniz'i, Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi'ne götürdüğünü söyleyerek şöyle konuştu:
'Eşim eve geldi. Ben 20 dakika sonra arkadan eve gittim. Çocuğu yatakta gördüm. Çocuk titriyordu. Bu süre içinde ben çocuğunun okuluna gittim. Onun ödevlerini aldım. 20 dakika geç kalmamın sebebi de o. İvedi bir şekilde aldım Dörtçelik Çocuk Hastanesi'ne getirdim. Gittiğimde kandaki oksijen oranı yüzde 40, yüzde 50 düşmüş. Zor nefes alıp veriyordu. Entübe ettiler hemen bu süreçte. Bütün hastane doktorları seferber oldu. Her şey film gibi. İnanın yani yoğun bakıma aldılar hemen direkt zaten. Boğazında ve dişinde kanaması olduğunu söylediler. Onlara müdahale ettiler, ameliyatla. Arkasından tekrardan yoğun bakıma aldılar. Ondan sonra süreç bizim için çok uzun oldu. Bekledik. Oğlum kendine gelir mi, ayılır mı, düzelir mi diye bekledik ama pazartesi günü her şey bitti. Yani bizim dünyamız da karardı.'
Deniz'in 3 gün yoğun bakımda kaldığını son gün ise hiçbir ümit kalmayınca tomografi çekildiğini söyleyen Aydın Sönmez, en son oğlunun kalbinin durduğunu belirterek, 'Çoklu organ yetmezliği olduğunu söylediler ve karaciğerinin, böbreğinin oksijensiz kalmaya bağlı durduğunu ama hiçbir şekilde tomografi alamadıklarını, çocuğu kaldırmanın tehlikeli olduğunu bildikleri için. Her şeyi denedi oradaki doktorlar, Allah onlardan bin kere razı olsun. Son gün artık, hiçbir ümitlerinin kalmadığını söyleyerek, tomografiye indireceğini söyledi doktorlar. Tomografiye ekip halinde indiler. Zaten tomografi çekildikten sonra da oğlumun kalbi durdu. Her şey o anda bitti. Bir saat uğraştılar geri getirmek için ama hiçbir şekilde geri gelmedi' dedi.
Oğlunu, özel diş kliniğindeki ihmal nedeniyle kaybettiğini söyleyen Aydın Sönmez, 'Niyetimiz kimseyi zan altında bırakmak, vebal altında bırakmak, suçlamak değil ama ben hala şunu söylüyorum. Bir hayvan bile yerde inlerken insan bakıyor. Benim oğlumun canı bu kadar ucuz olmamalıydı. Yani hiçbir şekilde bakılmadı ya. Bir kere baksalardı keşke. Bir kere baksalardı ben buna eminim ki benim oğlum şu an yanımda olacaktı. Güçlüydü, sağlık sıkıntısı yoktu zaten oğlumun, sapasağlamdı. Dişi ve boğazında kanama oldu ama ben doktor değilim. Bu kanama nasıl oldu, nasıl gerçekleşti, hiçbir şekilde bilmiyorum. Neye bağlı olduğunu da bilmiyorum ama bu nefessiz kalmasının sebebi, oğlumun ciğerlerine dolan kan. İçeri dolan kan yani' ifadelerini kullandı.
Oğluna genel anestezi yapıldığını ve bunun için kendilerinden onay alınmadığını belirten Aydın Sönmez, 'İlk başta poposuna bir iğne yaptılar. Sersemleştirici bir iğne olduğunu söylediler. Sonra üst kata çıktıklarında anesteziyi tam uyguladılar. 3 gün savaş verdi. Ta ki son güne kadar. Herhangi bir imza da alınmadı, hiçbir şey de yapılmadı. Yani biz parayı ödeyip çıktık' dedi.
Öte yandan söz konusu diş kliniğinin Bursa ve Yalova'da şubelerinin olduğu ve franchising sistemiyle çalıştığı ifade edildi. Bursa'nın 13 ilçesinde şubesi bulunan kliniğin, Deniz Sönmez'in operasyon geçirdiği Hürriyet Mahallesi şubesinin de 7/24 hizmet verdiği öğrenildi.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, dişi çekildikten sonra hayatını kaybeden 5 yaşındaki Deniz Sönmez hakkındaki soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü açıkladı.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığın'dan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
'Basın yayın kuruluşlarında yer alan ’Bursa’da dişi çekilen çocuk hayatını kaybetti!’ haberine konu olayla ilgili olarak; 10.11.2023 günü mağdur Deniz Sönmez’in özel diş polikliniğinde gerçekleşen tedavisinin ardından yapılan tüm müdahalelerin ardından kurtarılamayarak hayatını kaybettiği olayla ilgili olarak, Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından derhal soruşturma başlatılmıştır. Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından soruşturmanın titizlikle yürütüldüğü, soruşturmanın safahatı ve sonucu hakkında bilgi verileceği hususu, kamuoyuna saygıyla duyurulur.'
Ben dayanamıyorum ağlıyorum... Çocuklarının kıyafeti, kokusu, sesi evde yarım bıraktığı süt... Artık herşey onlara onu hatırlatacak.. Allahım sabırlar versin çok üzgünüm.
Dünyadaki en büyük acının evlat acısı olduğu söylenir. Allah kimseye yaşatmasın anne babaya sabırlar versin umarım bu ihmal cezasız kalmaz.
Çok büyük acı. Nedeni araştırılıp bulunup ihmal edenler cezalandırılmalı. Ancak hiç bir şey minik yavruyu geri geitrmeyecek :(