Diş Çürümesi ve Diş Çekimi ile Alakalı Okudukça Dişinizi Ağrıtacak Kadar İlginç Bilgiler

Dişçilerden ve diş çektirmekten pek çoğumuz korkarız.

Çünkü hayat serüvenimiz boyunca belki de oturabileceğimiz en stresli koltuktur, dişçi koltukları.

Dişini çektirmek, heleki 20’lik dişini çektirmek, bir insana yeryüzünde verilebilecek, en acımasız ve şiddet dolu fiziki işkencelerden birisidir.

Onlarca dikişin atıldığı, ağzın kan gölüne döndüğü sancılı operasyonlardan oluşur.

Teknolojinin gelişimi ile birlikte insan sağlığı ile alakalı neredeyse tüm alanlarda sayısız gelişme olurken, diş hekimliğinde de birçok yeni yöntem bulundu elbette.

Fakat, ağızdaki etin parçalanması şartıyla içindeki dişin sökülerek alınması, milattan öncelerde uygulanan diş tedavi yöntemleri idi ve günümüzde de geçerliliğini halen sürdürmekte.

Eski dönemlerde bir insanın kemiği zedelendiğinde dahi dönemin hekimleri kalıcı ve etkili bir çözüm bulamıyorlardı.

Fakat günümüz teknolojisi ışığında, artık bir kemik paramparça dahi olsa platin vb. yöntemlerle eski haline getirilebiliyor, işlevini eskisi gibi sürdürmesi sağlanıyor bildiğiniz üzere.

Peki, insanoğlu dişçilik üzerine gelişme sağlayamıyor mu?

Eski alışkanlıklar bir şekilde yer edinmeye devam mı ediyor?

Gelin şimdi tam 14.000 yıl önceye, atalarımızın yaşadığı çağa geri dönelim.

İtalya’nın Dolomite Dağları’nda keşfedilen bir iskeletteki iltihaplı diş, insanlık tarihinde bilinen en eski dişçilik örneğini ortaya koyar. İltihabın bir kısmının çakmak taşı aletlerle temizlendiği görülen dişin keşfiyle, ilk dişçilik çalışmasının 14.000 yıl önce başladığı kabul edilir.

Araştırmacılar dişi incelediklerinde dişin çiğneyici yüzeyinde olan ve içinde 4 ufak delik olan büyük bir delik keşfetti.

Deliğin içindeki çizikler üzerine araştırmalar sürdükçe de çiziklerin kazıma ve yontma sonucu oluştuğu görüldü.

Günümüzden tam 14.000 yıl önce insanlar, iltihaplı dokuyu küçük keskin bir taş alet kullanarak dişin içinden ayırabiliyormuş.

İlk olarak dişçiliğin diş delme yöntemleri ile başladığı düşünülse de, bu keşifle birlikte çok daha eski olan diş karıştırma eylemleri olduğu kanıtlanmış oldu.

Tıpkı günümüzdeki modern dişçilik gibi, değil mi?

Sadece birkaç gün önce, tam 13.000 yıl öncesine ait yeni bir keşif daha yapıldı.

İtalya’da bulunan 13,000 yıllık olduğu düşünülen iki ön dişte, şimdiye kadar bilinen yer sakızından yapılmış en eski diş dolgusu kanıtları keşfedildi.

Dişlere açılan deliklerde, bitki lifleri ve tüylerle birlikte yer sakızı kalıntıları saptandı.

Dişçi, dişi delip, ağrıyı ve yiyeceği diş kökünden uzak tutmak için yer sakızıyla doldurmuştu.

Tıpkı günümüzdeki modern dişçilik gibi, değil mi?

Kısacası, diş ağrısı insanlığın binlerce yıldır en azılı düşmanlarından birisi oldu.

Diş ağrısına sebep olan çürümelerin sebebinin ise 1700’lü yıllara gelene kadar diş etlerinde yaşayan bir kurtçuk olduğu düşünüldü.

Daha sonralarda ise insanın beslenme alışkanlığı sebebiyle dişlerde ağrı oluştuğu saptandı.

Almanya’da Berlin Üniversitesi’nde çalışan Amerikalı diş hekimi Willoughby Miller 1890’da diş ağrısının başlıca sebebi olan diş çürümesine ve dolayısıyla da diş ağrısına neyin yol açtığını buldu. Bunun sebebi dişlere zarar veren bir asit üreten ve özellikle şekerle beslenen bir bakteri türüydü.

Peki, geçtiğimiz 14.000 yıllık süreç içerisinde dişçilikte ne gibi gelişmeler kaydedildi?

static1.1.sqspcdn.com

Anestetik maddeler bulunmadan önce diş tedavisinde kullanılan yöntemler hastalarda büyük acıya yol açıyordu.

Diş hekimleri dişin hassas, çürük kısmını keskin aletlerle oyuyor ve sonra da oyuğun içini kor metalle dolduruyordu.

Dişözü enfeksiyon kaptığında, başka bir tedavi yöntemleri olmadığından dişin köküne kor halindeki demiri bastırarak hastalıklı dişi yakıyorlardı. Özel aletler ve anestetik maddeler geliştirilmeden önce diş çekimi de korkunç bir deneyimdi. 

Diş ağrısıyla yaşamak çok daha beter olduğundan insanlar bu işkenceye katlanmaya razı oluyordu. Yıllardır kullanılan afyon, hintkeneviri ve adamotu gibi bitkisel ilaçlar sadece ağrının şiddetini dindirmeye yarıyordu.

İlerleyen yıllarda diazot monoksit’i ya da diğer adıyla güldürücü gazı, anestetik olarak kullanabileceğini keşfetti diş hekimleri.

Böylece hastaları koltukta oturdukları süre boyunca daha az çekeceklerdi, çünkü acıyı hissetmeyeceklerdi.

Diş hekimliği konusunda geçtiğimiz yıllara nazaran pek çok gelişme sağlansa da halen azıcık bile çürüyen bir dişi işlevsel hale getiremiyoruz.

Tıpkı 13.000 yıl önceki gibi o dişin içini bir takım maddelerle dolduruyoruz, tıpkı yüzlerce yıl önce olduğu gibi diş etini parçalayarak içinden dişi kanlı bir biçimde alıyoruz…

Popüler İçerikler

Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
20.04.2017

Kullanılan terimler o kadar kötüydü ki bir diş hekimi olarak okurken gözlerim kanadı. Bence mühendisler kendi işleri hakkında içerikler hazırlasa daha mantıklı olur.

13.04.2017

Demek eskiler boşuna dememişler 'Bir kabir azabı, iki diş ağrısı' diye. Adam dişine kor halde ki demir bastırıldığında çekeceği acıyı göze aldığına göre nasıl bir ıstırap çekiyormuş...

24.04.2017

20'lik diş operasyonunun biraz abartıldığını düşünüyorum. Ben operasyondan 2 gün sonra adana dürüm yemiştim. Gerçi o benim hayvanlığım da olabilir. Fazla şeyapmamak lazım :D Tahtaya vurun nazar değmesin. Daha 2 tane daha var aahhaaha

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ