Bu da meslek miymiş diye şaşırıp saçınızı başınızı yolabilirsiniz. Ama uyuyarak, hayvanlarla konuşarak, bir adada bütün gün oturarak para kazananlar var. Delirmeye hazır mısınız?
Bu da meslek miymiş diye şaşırıp saçınızı başınızı yolabilirsiniz. Ama uyuyarak, hayvanlarla konuşarak, bir adada bütün gün oturarak para kazananlar var. Delirmeye hazır mısınız?
Evet, doğru duydunuz. Titanik'in batmasıyla beraber tüm dünya gözünü buzdağlarına çevirmiş. Ardından da mantıklı bir oluşum kurulmuş: Uluslararası Buz Devriyesi. Bu devriyede çalışanlar buzdağlarının konumlarını takip ediyor ve gemilere, etraflarından dolaşabilecekleri güvenli rotalar veriyor. Yapacak hiçbir şey kalmadığında da bir özel ekipmanlarla ve profesyonel bir ekiple buzdağlarını yerinden oynatarak başka yere taşıyor.
Bu mesleği daha önce duymuş olabilirsiniz. Haberlerde 'Sadece adada yaşayarak ayda 50 bin TL kazanıyor!' gibi dikkat çekici başlıklarla sık sık gündeme getiriyorlar. Doğanın içindeki bakir adalarda görevlendirilen ada bekçileri; hem adayı gözetliyor, hem keşifler yapıyor, hem de tek başına bir hayat sürüyor. Maceracı bir ruha sahip olmak ve adada tek başına yaşayabilecek bazı becerilere sahip olmak gerekiyor. Konaklayacağınız alanın tesisatından da, marangozluğundan da, bahçıvanlığından veya aşçılığından da siz sorumlusunuz. Genelde özel adaları olan zenginler tercih ediyor.
Bir çocuğun oyuncak ayısına ne kadar bağlanabileceğinin ve başına bir şey geldiğinde ne kadar yaygara çıkarabileceğinin kanıtıdır. Kolu bacağı kopmuş, süngeri çıkmış, gözleri yerinden fırlamış oyuncak ayılar ne oluyor sanıyordunuz? Tamirci isminden pek hoşlanmayan ve kendilerine cerrah dedirten kişiler tarafından 'ameliyat' ediliyorlar. Yurt dışında sadece bu işi yapan dükkanlar bile var.
Bu işi yapmak için mangal gibi bir yürek lazım. Çamaşır suları ve süpürgelerle değil, özel ekipmanlarla giriyorlar. Bazen kan lekelerini, bazense kemik ve vücut parçalarını temizliyorlar. Dünyanın en pis işlerinden biri olsa gerek ama özel eğitimli bu kişiler hiçbir delili yok etmeyecek şekilde ellerinden geleni yapıyor.
At yarışlarının ne kadar önemli ve ne kadar büyük paraların döndüğü bir sektör olduğunu biliyorsanız, bu mesleğin varlığına şaşırmazsınız. Yarış sonrası atlar hem fiziksel bir yorgunluk hissediyor, hem de adrenalinleri tavan yapıyor. Bu bakıcılar da onların şoka girmelerini ve böbreklerinin zarar görmesini engellemeye çalışyor. İşleri onları sakinleştirmek. Bunun için ise kısa bir eğitim yeterli oluyor.
Çin ve Orta Doğu topraklarında yeşeren bu meslek gerçekten çok garip. Ölen kişinin çok seveni olduğunu göstermek için, yakınları ona üzülecek ve ağlayarak ağıt yakacak kişileri tutuyor. 50 TL, 100 TL vererek cenaze boyunca ağlamalarını istiyor. Onlar da kendilerini parçalayarak, çığlıklar atarak ağlıyorlar. Saçmasapan bir iş anlayacağınız...
Tövbe bismillah diyeceğiniz mesleklerden biri. Bu mesleği icra eden seksörler önce eğitim alıyor. Ardından tesislerde civcivlerin cinsiyetlerini belirleyerek tavuk ve horoz olarak ayrı ayrı alanlara ayırıyorlar. Tavuk yetiştiriciliği ve yumurta üretiminde kullanılıyor. Birçok mesleğe göre daha iyi para kazandıklarını söyleyebiliriz. Türkiye'de ise çok büyük endüstriyel tesislerde var.
Böyle işe can kurban. Bazı yatak firmaları ya da NASA gibi uyku sürecini izleyen ve birtakım araştırmalar yapan kuruluşlar tarafından birkaç saatliğine çalıştırılıyorlar. Çalışmak dediğimiz de ciddi ciddi uyumak. Süreç boyunca da beyin hareketleri, fiziksel yolculukları takip ediliyor. Aslında bir tür deney bile diyebiliriz.
Bu mesleği yapanlar, hayvan maması üreticileri tarafından görevlendiriliyorlar. Üretilen mamaların kalitesini, tatlarını ve besin değerlerini değerlendiriyorlar. Mamaları tattıktan sonra da tükürüyorlar. Yani ne iyi ne kötü, enteresan bir iş.
Floransa'da Duomo'nun önündeki 3 saatlik kuyruğu görünce şoka giriyorsunuz. Nasıl beklerim, zaman kaybederim diye düşünürken de biri gelip sırada bekleyen arkadaşını gösteriyor. Sırasını satmayı teklif ediyor. Bu meslek özellikle göçmenler tarafından yapılıyor ve Black Friday gibi indirim günlerinde, yeni bir teknolojik ürünün ilk satış gününde epey ciro yapıyorlar.
En güzel en zevkli mühendisliklerden biri olabilir. Özel eğitim alıyorsunuz ve sertifikalı bir çikolata mühendisi oluyorsunuz. Yaptığınız şey de çikolata tasarlamak ve en güzel tadı yakalamak. Deneme sürecinde de herhalde epeyce kilo alıyorsunuzdur.
Doula mesleğini yapanlar tüm süreç boyunca hamileye ve ailesine fiziksel, duygusal ve mental anlamda destek oluyor. Bazı doktorlar gereksiz bulsa da, doğum sürecini kolaylaştırdıkları söyleniyor. Sürekli annenin yanında olarak işleri onun için daha rahat bir hale getiriyor. Türkiye'de de epey yaygınlaştığını söyleyelim.
Hayvanların sadece tıbbi ihtiyaçları olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Birçok vaka onların travmaya girmelerine sebep olabilir. Korkuları, hatta fobileri oluşabilir. Bu mesleği icra edenler de telepati teknikleriyle onlarla iletişime geçmeye çalışıyor. Bunun eğitimini verenler var ama sadece sertifika programlarından ibaret. Asıl konu ise yetenek. Bu işi gönülden sevmeniz ve hayvanlarla iyi bir iletişiminizin olması gerek.
Facebook açık olarak sahte hesaplara izin vermediğini söylüyor. Zaten sahibi olduğu Instagram üzerinde bile zaman zaman ava çıkıyor. Ama beğeni ve takipçi satın almak isteyenler yine de birilerini bulabiliyor. İşte bu mesleği icra edenler de kaliteli ve yakalanması zor sahte hesapları seri olarak üreterek bir siyasi lidere bir milyon yeni takipçi ya da bir markanın gönderisine yüz bin beğeni sağlayabilir.
Kendilerine 'beyaz şapka korsanları' dedirten bu adamlar, yazılım ve hackleme yeteneklerini iyi amaçlar için kullanıyorlar. Şirketler güvenlik testlerini yapmak için bu adamları işe alıyor ve onların kendi sitelerini hacklemelerini istiyor. Onlar da nerelerde açık olduğunu, güvenlik duvarının ne kadar iyi olup olmadığını görmüş ve uyarmış oluyor. Böylece kötü niyetli birileri tarafından saldırıya uğrayacakları zaman hazırlıklarını yapmış oluyorlar.
Bizim görmeye bile dayanamadığımız, elimize almayı bile hayal edemediğimiz yılanları sağanlar var a dostlar! Çıngıraklı yılanlar ve kobralar dünyanın en tehlikeli hayvanlarından. Salgıladıkları zehirler öldürücü oluyor. Mecburen bu zehirler için panzehir üretmek gerekiyor. Laboratuvarların da neye ihtiyacı olduğunu tahmin edin bakalım, yılan sütü! Bir gramı binlerce lira ediyor.
#11 çok saçma gerçekten