“Seks yapmak”, kendini ve ötekini bilerek, rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza ve hissetmeye odaklanarak, herhangi bir “performans hedefi koymadan”, kimseyi tatmin etme zorlantısı olmadan, zamandan koparak, yavaş, ritmik ve uyumlu bir şekilde salınarak, haz alıp, haz verebilme, ruhu ve bedeni bir “armağan gibi” paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde orgazm olabilme bilim ve sanatıdır. Bu çok özel sanat, çoğu zaman “cinsel işlev”, “cinsel ilişki”, “cinsel birleşme” veya “çiftleşme” olarak adlandırılır ve bu sanatta kadınlar için arzulanmak, erkekler için penisin sertleşmesi esastır.
“Meta”, sonra, öteki, öte, ötesinde anlamlı ve normalin ötesinde olan demektir. “Seks”, insan varlığının sürekliliğinin sebebi olan en temel güdüdür ve insanın varlığını hissetmesinin en keyifli yoludur. “Metaseks” ise “öteki ve anlamlı seks” demektir, “aşkın seks”tir, “seksin bir sonraki evrimi”dir, “geleceğin seksi”dir.
MetaSeks, “aydınlanmış ve bilgece seks” demektir. İnsanın doğa ile, kadınsı (Venüs enerjisi) ve erkeksi (Mars enerjisi) doğası ile birliği hissetmesidir. Çoğu kişinin zihnini meşgul eden sorulardan biri “Hayatın sırrı nedir?” sorusudur ama aslında yanıt çoğu zaman yanı başımızdadır. Bilinmezlikler ve belirsizliklerle dolu hayatın en gerçek sırrı, insanın dünya üzerindeki ilk gününden beri var olagelen “Metaseks”tir. Çünkü seks varlık sebebimizdir, varlığımızı hissetmenin, varlığımıza değer katmanın en keyifli ve samimi yoludur.
“Benzerlerinden üstün” ve “aşkınlık” anlamına gelen “Metaseks” kendini aşma durumudur. Beş duyunun ötesine geçip beş duyu ile algılanamayan ve fark edilemeyen gerçeklikler anlamındadır. Görülen, bilinen, yaşanılan, deneyimsel dünyanın ötesine geçerek ya da deyim yerindeyse üstüne çıkarak başka bir aleme geçme durumudur. Fark etmektir, fark ettiğini fark etmektir, fark ettiğini fark ettiğini fark etmektir. Dünyaya bir nevi dünya dışından bakabilme yetisidir.
Zaman geçmişten geleceğe uzanan bir paradokstur. Zamanın gerçekliği yalnızca zihnimizdedir. Zaman kavramı düşüncenin, dilin ve toplumsal fikir birliğinin bir ürünüdür. Aslında yalnızca “şu an” ve “sonsuz bir şimdi” vardır. Şimdide yürürken, koşarken, düşünürken, konuşurken pek çok şeyin farkındayızdır. Farkında olmadığımız iki şey, kendimiz ve ötekidir.
Gerçekte kendimizi hatırladığımız, kendimizin ve ötekinin farkında olduğumuz anlarda varlığımızı hissederiz. Diğer zamanlar karanlıkta kaldığımız, yaşanmamış kayıp zamanlarımızdır. Bu nedenle insanın kendini gerçekleştirmek ve her şeyin farkında olmak için kendini ve ötekini bilmesi, bunu yarın değil, şimdi yapması gereklidir. O halde insan yaşamdan tat almak ve doya doya yaşamak istiyorsa, dış dünyadan önce iç dünyasına yönelmeli ve kendinin ve ötekinin farkına varmalıdır.
“Aydınlanmak”, asıl gerçekliğe, yani varlığın hakikatine uyanma, her şeyin anbean farkında olma ve açılma sürecidir, bilinçli farkındalıktır, bilincin bilincinde olmaktır, şimdiki ana yargısız ve açık olarak dikkati vermektir ve bu anda her ne meydana geliyorsa kabullenmektir, hissetmektir, varlığı hissetmektir. Buradaki varlık kavramı her şeyin özünde ve derinliklerinde olan tek bir bilinçtir. Varlığı hissedilebilmek için zihnin sessizleştirilmesi, dikkattin tam ve yoğun bir biçimde şimdide bulunması gerekir.
“Bilgeleşmek”, bilgeliktir, ötekini bilmektir, bilgili olmaktır, bilgiyi hayata uygulamaktır, güzel işler yapmaktır. Bilgeleşmek için olumlu yönde değişmek ve ötekini bilmek için emek vermek gerekir. İnsan kusurlarını azaltıp, ötekine değer verdikçe ve olumlu yönde değiştikçe bilgelik yolunda da hızla ilerler.
Aydınlanmak ve bilgeleşmek, tek bir fikir değildir, birbiriyle ilişkili bir dizi fikir, değer ve ilkenin bileşiminden oluşur. Çabayla ilgili değildir, bir kavrayıştır, bir uyanıştır, kendini, ötekini, yaşamı ve ötesini anlamaktır. Bilme, görme ve uygulama felsefesini hayata geçirmektir, anbean yaşanılan şu anda kendinde ve ötekinde gerçekleşenleri olabildiğince ve olduğu gibi fark etmektir, zihninden geçen düşünceleri görmektir. Yaşanılan duyguları ve vücuttaki hisleri oldukları gibi algılamaktır. Yeni beyni kapatarak, limbik beyin ve sürüngen beyin ile duyulara (hislere) temas etme biçimidir.
Kendini bilmek aydınlanmaktır, ötekini bilmek bilgeliktir. Öz empati, farkındalık ve iç görü aydınlanmayı sağlar, empati yapmak bilgelik getirir. Farkındalık, kabullenen ve eleştirmeyen bir bakış açısıyla, tüm düşüncelerin, bedensel algıların, duyguların ve çevrenin anbean farkına varmak demektir. Yani hiçbir şeyin farklı olmasını dilemeden çevremizde, bedenimizde ve içimizde neler olduğunu gözlemleyip yaşayabilmektir.
Farkındalık, dikkatimizi istemli, tarafsız, yargısız ve nazik bir şekilde yönetme, şu ana ve şimdiye odaklama becerisidir. Geçmişin keşkeleri ve geleceğin kaygıları yerine tek gerçek olan şimdide kalabilme becerisidir. Yaşadığımız şu anda dıştan ve içten gelen uyarıcıları, kendimizde ve etrafımızda gerçekleşenleri oldukları gibi anbean, şimdi ve burada fark etmektir. Zihnimizden geçen düşünceleri bilincimizle görebilmektir, yaşadığımız duyguları ve vücudumuzdaki bedensel hisleri oldukları gibi algılamak ve kabullenmektir. Yargılamadan, eleştirmeden ve otomatik pilot gibi tepki vermeden gerçekleşenlerle kalabilmek ve bilincimizle yanıt verebilmektir. Olup biteni özgürce ve otantik bir şekilde deneyimleyebilmektir. Merakla, anlayışla, öz merhametle ve nazikçe her şeyi sadece gözlemlemektir. Farkında olmaktır, bilinçli farkındalıktır, bilgece farkındalıktır.
Öğrenilebilen bir beceri olan farkındalık, bilinçle bilmektir, algılamaktır ve algıları bilinçle fark etmektir, şimdiki zaman farkındalığıdır. İnsanın bilincini canlı bir biçimde şu anki gerçeklikte tutmasıdır. Yaşadıklarımıza, etrafımızdaki olanlara ve günlük olaylara, geçmişte edindiğimiz deneyimlerimize, düşünce ve inançlarımıza kapılmadan bakabilme yetisidir. Nefesimiz, bedenimiz, hislerimiz, duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımızın farkında olmaktır, bunları yargılamadan nazik bir şekilde gözlemleyebilmek ve oldukları gibi kabul edebilmektir. Duygularımızı, onlara kapılmadan fark etmektir. Hayatımızı sadeleştirmek ve zenginleştirmektir. Doğa ve insani doğamızla ahenk içinde olmaktır. Gözlemci ve bilge yanımızı keşfetmektir, içimizdeki bilgeyi uyandırmaktır. Farkındalık, kişisel bir keşif yolculuğudur, gözlemci ve bilge yanımızı keşfetmektir.
Kaleminize sağlık hocam. dün gece cised'de buna benzer olan yazınıza denk geldim şimdi de önüme bu düştü daha uzun ve daha ayrıntılı haliyle, kapsamlı ve güzel bı yazı olmuş 👌