Konda Araştırma Şirketi ve Hisar Okulları Cumhuriyet'in 100. yılı sebebiyle Z kuşağı üzerinden gençlik araştırması yaptı. Araştırmada Z kuşağı ve toplumun geri kalanının kendilerini hangi sıfatlarla var ettiğini mercek altına aldı.
Ayrıca gençlere 'Cumhuriyet' sözcüğünün neyi hatırlattığı da soruldu. Her 10 gençten dördü soruya 'Atatürk' yanıtını verdi.
Gençler Türkiye geneline göre daha eğitimli, eğitime
katılım yıldan yıla artıyor. Bunu sağlayan şey eğitim
imkanlarına erişimin nicel olarak artması.
Tüm Türkiye toplumunda din/mezhep kimliğini önemli
görenlerin oranı yüzde 45 iken bu oran gençlerde yüzde
30’a düşüyor.
Bu kimlik unsurunu sahiplenme oranı gençlerde düşmüş
olsa bile yine de en çok sahiplenilen kimlik unsuru olarak
göze çarpıyor
Gençlerde cinsiyetini, etnik kökenini ve maddi
durumunu/sınıfını kimliğinin en önemli kaynağı olarak
görenlerin oranları Türkiye genelindekilerine göre daha
fazla.
Tüm Türkiye toplumunda din/mezhep kimliğini önemli
görenlerin oranı yüzde 45 iken bu oran gençlerde yüzde
30’a düşüyor.
Bu kimlik unsurunu sahiplenme oranı gençlerde düşmüş
olsa bile yine de en çok sahiplenilen kimlik unsuru olarak
göze çarpıyor
Gençler kendilerini en çok en çok 'Atatürkçü' olarak
tanımlıyor.
'Milliyetçilik' cevabı ikinci sırada yer alıyor.
“Muhafazakârlık” üçüncü sırada yer alsa da Türkiye
geneline göre oransal olarak oldukça geride kalıyor.
Benzer biçimde 'İslamcı' olduğunu söyleyenlerin oranı
gençlerde Türkiye genelinin farklı olarak gerisinde.
Diğer siyasi kimlikler gençlerde ve Türkiye genelinde
yakın oranlarda bulunuyor
Gençlerin neredeyse tamamı sosyal medya kullanıcısı.
Gençler en çok sırasıyla Whatsapp, Instagram, YouTube,
Twitter ve TikTok kullanıyor.
Twitter ve Twitch kullanımı Türkiye ortalamasının 2 katı
oranında. Benzer durumun tam tersi ise Facebook
kullanımında görülüyor. Gençlerin kullanım oranı Türkiye
ortalamasının yarısı kadar
Gençler, “eşitlikçilik” ve “insan haklarını savunma'ya
Türkiye geneline göre daha yüksek oranda öncelik veriyor.
“Hoşgörü ve tolerans”, “çalışkanlık” ve “bireyselcilik” ise
Türkiye genelinin az farkla üzerinde.
“Dürüstlük”, “gelenekselcilik”, “yerli/millilik” ve
“misafirperverlik” görece önemini kaybeden değerler
Gençler, “eşitlikçilik” ve “insan haklarını savunma'ya
Türkiye geneline göre daha yüksek oranda öncelik veriyor.
“Hoşgörü ve tolerans”, “çalışkanlık” ve “bireyselcilik” ise
Türkiye genelinin az farkla üzerinde.
“Dürüstlük”, “gelenekselcilik”, “yerli/millilik” ve
“misafirperverlik” görece önemini kaybeden değerler
Ne alıp veremedikleri var ki şu çocuklarla anlamadım gitti. Ben seviyorum onları.
Eğitim konusunda ayrı bir parantez açmak istiyorum; Eğitim erişilebilir deniliyor ama zaten öyle olması gerekiyor. Ha faydası var mı tartışılır. Kişiye özel mi? kalıcı mı? yeterli mi? birçok soru olabilir ama hepsinin cevabı hayır olur kanaatimce. Birçok toplumsal değerimiz kaybolmuş durumda belki de hep öyleydi bilemiyorum... Din, siyaset ve cinsiyet konusunda ise birçok kişi kendini tanımlayamiyor bile. Birçok aklı başında genç var ama kulaktan dolma bilgilerle aklı bir karış havada olanlarda azımsanamayacak kadar fazla. Maddiyata gelince influnsir ve babadan zengin olanlar dışında hâl ortada. Ekstra bişey daha benim yaş aralığım dahil bu gençlere gelecek borçlu, tepeden tırnağa tüm siyasiler.
İşim gereği genelde Z kuşağı ile çalışıyorum. Bunlar 20 ile 150 kişilik ekipler halinde olabiliyor. Her zaman aynı kişilerle değil, farklı kişilerle farklı şehirlerde geniş kapsamlı organizasyonlar.. Onlarla çalışırken en büyük sıkıntım kesinlikle pratik düşünemiyor olmaları.. Çözüm odaklı değiller ve çoğu kez cevabı çok basit olan sorular soruyorlar. Bunun yanı sıra Türkçe kullanımları berbat.. Her zaman büyük ve kurumsal firmalarla çalışıyoruz, elçiliklerle, konsolosluklarla.. Kurumsal dil bu tip işlerde çok önemli ancak personelden beklentim bu bile değil... Düşünün; her zaman ekibizi "Lütfen davetlilerin yanında argo konuşmayın" vs diye uyarmak zorunda kalıyoruz. Keza bunlar daha ne ki...