Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Göç sorununu ele almadan önce terminolojiye bir göz atmakta fayda var. Zira göç ve göçmenlik konusunda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir kavram karmaşası yaşanıyor. Mülteci, sığınmacı, göçmen gibi farklı statüleri ifade eden tanımların sıklıkla karıştırıldığını ve birbirinin yerine kullanıldığına şahit oluyoruz.
Peki bu kavramlar ne anlama geliyor?
Türkiye'de iltica başvurularını almak ve değerlendirmekle yükümlü olan Göç İdaresi Başkanlığı mültecinin tanımını şöyle yapıyor:
'Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında verilen statüyü ifade eder.'
Bu tanımdaki 'Avrupa' vurgusu önemli çünkü Türkiye sadece Avrupa'dan gelen kişileri mülteci olarak kabul ediyor. Suriye, Irak, Afganistan gibi ülkelerden gelenlere ise mülteci statüsü tanınmıyor. Bunun nedeni '1967 Protokolü' olarak bilinen anlaşmaya Türkiye'nin koyduğu 'coğrafi sınırlama' şerhi. Bu konuya ileride tekrar değineceğiz.
Sığınmacıların Göç İdaresi Başkanlığına, ülkelerini terk etmelerine neden olan korku ve endişelerinde haklı olduklarını kanıtlamaları gerekiyor. İnceleme ve onay süreci duruma göre aylar alabiliyor. Başvuran her sığınmacının mülteci statüsü alacağının da bir garantisi yok.
Mülteci statüsüne sahip olmak eğitim, çalışma, iş yeri açma, şirket kurma gibi pek çok hakkı da beraberinde getiriyor.
Mülteciler ile ilgili bilinmesi gereken önemli bir ayrıntı da bu kişilerin gönüllü olmadığı sürece ülkelerine geri gönderilemeyecek olmaları.
Mülteci ile sıklıkla karıştırılan sığınmacı kavramı ise uluslararası koruma talep ettiği ülkeye yaptığı iltica başvurusu henüz onaylanmamış yani resmi olarak mülteci statüsü verilmemiş kişileri ifade etmekte kullanılıyor.
Bu her sığınmacının mülteci olarak tanınmadığı ancak her mültecinin iltica sürecinin başında bir sığınmacı olduğu anlamına geliyor.
Uluslararası alanda kabul edilmiş ortak bir tanımı bulunmayan göçmen, ülkesinde zulme uğrayacağından endişe edenlerden ziyade ekonomik ve sosyal anlamda daha iyi bir yaşam standardına kavuşabilmek için kendi istekleri ile ülkelerini terk edenler için kullanılıyor.
Düzensiz göçmen terimi ise göç ettiği ülkeye o ülkenin yasalarını ihlal ederek giriş yapan, ülkede kalmak için yasal hakkı bulunmayan kişiler için kullanılıyor. Bu kişiler zaman zaman 'kaçak göçmen' olarak da anılıyor. Ancak insani yardım kuruluşları ve mülteci örgütleri, suç işleme eylemiyle özdeşleştirilen 'kaçak' ve 'yasa dışı' tabirlerinin kullanılmaması gerektiğini belirtiyor.
Mültecilerin aksine düzensiz göçmenler yakalandıktan sonra menşe ülkeye sınır dışı ediliyor.
Hiçbir devletle uyrukluk bağı bulunmayan kişiler, 'vatansız' kabul ediliyor. Bu terime uluslararası alanda 'Heimatlos' da deniliyor.
Birleşmiş Milletler'e göre vatansızlık, dünya genelinde tahminen 12 milyon insanı etkileyen büyük bir problem durumunda.
uzun vadede turkiyenin en cok basini agritacak sorun budur. bir kac yuzbin gocmenden bahsetmiyoruz, milyonlarca gocmen geldi ve cocuk yapma hizlari cok fazla. bir kac nesilde sayilari 10milyonlara ulasacak. burda irkcilik ayrimcilik yapmiyorum, dunyanin neresinde boyle buyuk demografik degisim yasanirsa orada buyuk sorunlar olur. kaldiki bu adamlara dogru duzgun egitim vermiyorsun, sigortasiz en dusuk islerde calistiriyorsun, uzerine tamamen farkli kulturden dilden gelmelerinide etkilediginde saatli bomba gibi soru patlayip patlamiyacagi degil, ne zaman patlayacagi olur. amerikadaki italyanlar irlandalilar neden mayfalasip suc orgutleri kurdular saniyorsunuz, tek neden katolik olmalari sonradan goctukleri protestan amerika ile entegre olamamalari. kalifiye islerce calisamadiklari icin suc orgutlerinin insan kaynagi haline geldiler. aradaki ufak meshep farki bu kadar buyuk sorunlar yaratirken turkiyede gocmenlerin nasil bir suc ve teror dalgasi yaratacaklarini varin siz hayal edin.
Halk, Türkiye'nin geleceği için tehdit olarak görüyor. AKP'liler din kardeşi olarak görüyor.
Tamamen ülkenin demografik yapısını bozmak için Türkiye yi ortadan kaldırmak için getirildiler her kese tavsiyem seçilince ilk bunların hepsini sınır dışı edeceğim diyen kişiye oylarınızı verin gerisi hikaye