Uyuşturucunun kontrol edilemediğini söyleyen Dilipak, esrar kullananlara en alt seviyeden ceza verilmesi gerektiğini ve uyuşturucu bağımlılarına esrar verilerek krizlerinin giderilmesini şöyle savundu:
'Ticaretini yapana ceza getirmeli. Uygulayıcı ve kullanıcıya ceza en alt seviyede olmalı ki bonzaiye gitmesin. Solvente bir ceza uygulayabilir misin? Her yerde var. Ne satana ne imalatçısına ne kullanıcısına ceza yok. Esrar, uyuşturucu kategorisinde kalmalı ki ticareti yapılmasın. Esrar kullanıcılarının risk sayısı diğer uyuşturuculara göre daha düşük. Esrar yoksunluğu durumunda daha çok yalvaracaktır, ağlayacaktır. İçince bir köşeye sinip kalacaktır. Saldırganlaşma noktasında başlangıçta çok risk yok. Biz bu riski tolere edebilirsek herkes için çok faydalı bir bitki. Bıçakla adam öldürülüyor diye bütün bıçakları toplatmak gibi bir şey olur kenevir yasağı. Eroin bağımlısı birine krize girdiğinde esrar verirseniz krizi bypass edersiniz. Mafyanın elinden almak için formül önerdik. TİGEM’le (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü), SGK işbirliği yapsın. Bütün üreticiler dişi kenevirin tepe filizlerini devlete versin makul bir fiyatla. Üretilen esrar maddesi kontrollü bir şekilde ücretsiz olarak tedavi olmak isteyenlere verilsin ki önce bu çocukları mafyanın elinden sonra da uyuşturucudan kurtaralım. Tedaviyi kabul ediyorsa önce seyreltilmiş dozlarla esrara alıştırırız, sonra esrardan kurtarabiliriz.'
Tadını almışsın mübarek, nasıl olsa dilipak gibilerle torbacılar aynı işi yapıyor da hiç olmazsa devlet üretimi arttırılabilir.
akit yazarınını esrar aktivisti yapan bir ülkede yaşıyorsunuz, sıkılıyorum diyorsunuz.
Diyanetin 'caiz' diye duyurduğu mevzuların sebebi anlaşıldı, aksi takdirde camide tuğlası olana cennette villa verileceği, faizin helal olması falan ayık kafayla söylenecek şeyler değil. Kenevir faydalı aslında fakat onu kimin kullandığı daha da önemli. Saygılar.