Dilimize Doladığımız Şarkıda Geçen Sarı Çizmeli Mehmet Ağa Deyiminin Hem Düşündüren Hem De Şaşırtan Hikayesi

Eşlik ede ede dinlediğimiz o meşhur eserin aslında geçmişimize dair yürek burkan bir hikayesi varmış...

Deyimin kökenini araştırırken şu makaleden ve burada yer alan çalışmadan faydalandık.

"Yaz tahtaya bir daha, tut defteri kitabı, sarı çizmeli Mehmet Ağa, bir gün öder hesabı" dizelerini neredeyse hepimiz ezbere biliyoruz.

Söz ve müziği Barış Manço'ya ait olan bu müthiş eserde geçen 'Sarı çizmeli Mehmet Ağa' deyiminin anonimliği anlattığını eserde de geçtiği üzere tahmin etmek zor değil.

Önce resmi yorumlara bakalım, TDK nasıl açıklıyor bu deyimi?

Sarı çizmeli Mehmet Ağa dendiğinde TDK 'kim olduğu, nerede oturduğu bilinmeyen kimseyi' anlamamızı istiyor.

Tüm bu açıklamalar bir yana, neden ortaya çıkan olayların müsebbibini yahut bilinmez bir kişiliği anlatırken kırmızı çizmeli Ahmet Ağa değil de sarı çizmeli Mehmet Ağa'yı kullanıyoruz?

Aslında deyimin hikayesi hem ilginç hem de biraz trajik...

Osmanlı'da da bugün olduğu gibi en sık kullanılan isim Mehmet idi. Neredeyse her on kişiden birinin, padişahların bile çoğunluğunun isminin Mehmet olduğunu düşününce anonimliği anlatmak için bu ismin kullanılması büyük bir gizem değil.

Peki ya sarı çizme?

O mesele işin trajik kısmıyla ilgili işte.

Osmanlı döneminde 1839'da yürürlüğe giren Tanzimat Fermanı'na dek herkesin giyeceği ayakkabı rengi kurallarla belirlenmişti. Örneğin yeniçeriler üniformalarının parçası olarak sarı çizme, küçük zabitler ise siyah çizme giyiyordu.

Öte yanda gayrimüslimlerin sarı renkte ayakkabı giymesi yasaktı. Sadece siyah ve kırmızı renk giyebiliyorlardı. 

Halkın çoğunluğu yöneticisinden halk tabakasına yaygın olarak sarı renk ayakkabı veya çizme giyiyor, bunun yanında her yerde bir ya da birden fazla Mehmet vardı.

Yani sokağa çıktığınızda sarı çizmeli bir Mehmet bulmak çok kolay.

Hal böyle olunca olumsuz bir olay yaşandığında yahut bir kişinin kimliği hatırlanmadığı durumda 'Kim olacak, sarı çizmeli Mehmet Ağa' denmesinin kökeninde bu iki bilgi var. 

Osmanlı Devleti'nde toplumun her kesiminin farklı sebeplerle farklı renkte ayakkabı giyiyor olması gerçeği bir yana kimilerine göre bu ayrımcı bir uygulama. Sizce bu deyimin ortaya çıkış hikayesi sizce de garip değil mi?

Popüler İçerikler

Cezaevinde 37 Kiloya Düşen Nihal Candan İçin Tahliye Kararı Verildi
Yalı Çapkını Hayranları Ferit'i Görmek İçin Tekneyle Sete Gitti!
Kızılcık Şerbeti Umut'un En Başından Beri "Umutsuz Vaka" Olduğunu Anlatan Enfes Flood
YORUMLAR
23.11.2019

Barış Manço yıllar önce kendisi anlatmıştı, Mehmet ağa Kıbrıs'ta yaşayan zengin bir ağa imiş, fakirlerin bakkal borçlarını, haberleri olmadan ödermiş, tek takıntısı sarı çizmesiz gezmezmiş

23.11.2019

aynen sarkida ki hikayeyi bu sekilde anlatmıştı üstat

23.11.2019

Ben de hikayesi var zannedip okudum o kadar, gazete sitelerindeki bir ton alakasız fotoğraf olan ve azıcık metin olan sayfalar gibi. 1 cümlelik şeyden Destan yazılmış.

24.11.2019

burada trajik olan şey ne? bir de ayrım var diye baskılamaya çalışmış editör. Çok sıradan bir hikaye işte.

TÜM YORUMLARI OKU (16)