Senaristleri ile yapılan röportajlardan aldığımız bilgilere göre, yıllarca raflarda kalmış projelerin bir anda fark edilmesi ve sonrasında hayatımıza giren, düzene karşı bir sisteme dahil, kırmızı tulumlu ve maskeli insanlar..
Senaristleri ile yapılan röportajlardan aldığımız bilgilere göre, yıllarca raflarda kalmış projelerin bir anda fark edilmesi ve sonrasında hayatımıza giren, düzene karşı bir sisteme dahil, kırmızı tulumlu ve maskeli insanlar..
İçlerindeki renklerden, müziklerden, yaşananlardan yüzlerce sayfa pedegojik ve psikolojik tahlil yapılabileceği aşikâr. Squid Game'in 1. bölümünde ilk merak ettiğim şey, senaristin hayatı ve çocukluğu oldu. Okuduğum ise Senarist Hwang Dong-hyuk kendisini yansıtan iki karakterin dizide olduğunu söylemesiydi. Peki Dünya'da bu kadar etkisinde kalınan ve çığırlar açan, konuşulan, şiddet, kan, ölüm içermesine rağmen, her yerde ürünleri kostümleri pazarlanan bu projenin, bizi bu kadar etkileyen temel sebebi neydi ve aslında yine hangi alıcı ayarımızla oynanıyordu?
Öncelikle ilk söylenmesi gereken bilinçli bir yetişkin olarak, izlerken benim bile algımı bu kadar etkileyen bir dizinin pedegojik olarak çocuklara asla izletilmemesi gerektiği. Sonrasında da dizinin psikolojideki karşılığından başlayalım. Squid Game tam olarak bir 'Sosyal Darwinizm' örneği. Peki nedir Sosyal Darwinizm? Sosyal Darwinizm toplumun en güçlü olanlarının ayakta kaldığını, toplumda; doğada hüküm süren doğal seçilim gibi, güçsüzü toplum dışına iten ya da marjinalleştiren bir toplumsal ayıklanma sürecinin söz konusu olduğunu, bu yaşama savaşının bir bütün olarak toplumun gelişmesine ve ilerlemesine hizmet ettiğini savunur. Bu anlayış; güçlüyü, toplumsal mücadelede ayakta kalanları' bencil, yarışmacı, zengin, tutkulu, zeki, yaratıcı ve saldırgan' olarak, buna karşın; yaşama savaşından yenik çıkanları da 'güçsüz, pısırık, korkak' gibi kelimelerle tanımlar. Görüş, doğal ayıklanma ve varoluş mücadelesinin günümüz toplumunda halâ var olmasına yöneliktir.
Varoluş mücadelesi, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerin sonucu olarak biraz azalmış ve yalnızca koşullara en iyi biçimde uyum sağlayan insanların değil, yok olmaya mahkûm olan bireylerin de varoluşlarını sürdürecekleri durumlar ortaya çıkmıştır. Yine de aslında amaç; en iyinin en güçlünün hayatta kalması, yarışı kazanmasıdır. İşte 'Oyun içinde Oyun' başlığı bundandır.
Dilek Hediye Karayılan
bir tarrağa benzemiyor bence filmin konusu güzel de bu çinlimi korelimi hepsi bir birine benziyor ondan mı beğenmiyorum