Dilek Doğan'ı Öldüren Polisin 26 Yıla Kadar Hapsi İsteniyor

Sarıyer'de 18 Ekim'de gerçekleştirilen terör operasyonu sırasında polisin silahından çıkan kurşunla ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın öldürülmesiyle ilgili hazırlanan iddianame, mahkemece kabul edildi. Yaşanılan olayda Dilek Doğan'ın hayatını kaybetmesine neden olduğunu öne sürülen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Y.M'nin 'İhmali davranışla kasten adam öldürme' suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis talep ediliyor.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Sarıyer'de bulunan ABD Başkonsolosluğu'na 10 Ağustos 2015'te iki kadın tarafından saldırı yapıldığı, güvenlik güçleriyle çıkan silahlı çatışmada Hatice Aşık'ın yakalandığı, saldırıya katılan diğer şahsın Hatice Ruken Kılıç olduğunun tespit edildiği, yapılan bu saldırıyı DHKP/C terör örgütünün üstlendiği ve Hatice Aşık'ın DHKP/C savasçısı ilan edildiği anlatıldı. 

Saldırıda kaçmayı başaran Hatice Ruken Kılıç'ın eylem arayışı içerisinde olduğu değerlendirildiğinden birçok adrese operasyon gerçekleştirildiği, ancak şahsın yakalanamadığı ifade edildi. Hatice Ruken Kılıç'ın saklanma ihtimali olan adreslerinin tespit edildiği, bu adreslerde arama yapılarak şüphelilerin yakalanması için 17 Ekim'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı'ndan yazılı talimat alındığı anlatıldı.

Operasyona 13 görevli memur gitmiş

Sarıyer Baltalimanı Mahallesi'ndeki adrese İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün çesitli birimlerine mensup 13 görevli memurun biri zırhlı, dört sivil araçla gittikleri, şüpheli polis memuru Y.M'nin aramaya katılan özel harekat grubunun amiri olduğu kaydedildi. Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli beş polis memurunun operasyonel birlik ekibini oluşturdukları için saat 04.00'da Y.M'nin önderliğinde öncelikle girdikleri, Y.M'nin evde arama yapılacağını bildirmesi üzerine, kapıda oturan Mehmet Doğan'ın annesinin hasta ve yaşlı olduğunu belirtip, eve önceden girip onları uyandırmayı teklif ettiği, şüphelinin bu teklifi makul bularak öne Mehmet Doğan'ı alarak arkasından eve girdikleri anlatıldı.

Dilek Doğan 'ya ne yapıyorsun' dediği anda patlama duyulmuş

Baba Metin Doğan ve anne Aysel Doğan'ın ayakta bekler vaziyette oldukları, bu sırada odadan Dilek Doğan'ın çıktığı, Y.M'nin 'Bu kim?'sorusuna, Mehmet Doğan'ın 'Kardeşim' diye cevap verdiği, bu konuşma sırasında anne-babanın durumu protesto eder şekilde 'Niye geldiniz?' tarzında konuşmalar yaptıkları belirtildi.

Dilek Doğan, şüpheli polis memurlarına 'Ayağınıza galoş giyin' dedi. Şüpheli Y.M kendilerinin operasyonel birlik oldukları için galoş giymediklerini, ancak içeri girip evde arama yapacak memurların ayaklarına galoş giydirecegini söyledi. Kaba arama yapan ekip, evin güvenli olduğunu anlayınca diğer birimlerden oluşan arama ekibini içeri çağırdı. Ayakkabılarını çıkararak içeri giren arama ekibinin çalışırken şüpheli Y.M'nin dış kapı girişinde beklediği sırada aile mensupları arama işlemini protesto eder tarzda konuştular. Şüpheli Y.M. sakin olmalarını, aramayı bitirip hemen ayrılacaklarını söyledi. Ancak Mehmet Doğan'ın polisler aleyhine söylenmeye devam etti, şüpheli Y.M. 'Ben sana ne dedim' diye karşılık verdi. Bilirkişi raporuna göre bu cümlelerin bitiminde ne olduğu tespit edilmeyen bir patırtı sesi geldiği, Dilek Doğan'ın 'Ya ne yapıyorsun' dediği anda, bir saniye içinde silah ateş aldığı ve patlamanın duyulduğu belirtildi.

Patlama anının görüntüsü yok

İddianamede, şüpheli polis memuru Y.M ile şikayetçiler tarafından olayın farklı anlatıldığı, patlama anına ait bir görüntü olmadığı vurgulandı. Olaya ait görüntülerin bulunduğu CD üzerinde inceleme yapıldığı, olay yerinde olduğu tespit edilen altı polis memurunun da tanık olarak ifadeleri alındığı iddianamede anlatıldı. Olay anında taraflara en yakın olduğunu bildiren polis memuru G.D'nin ifadesinde, 'şüpheli Y.M'nin arama islemine engel olmalarının engellenmesi çabasıyla evdekileri salona doğru iteklediği sırada, birden silahın patladığını, bu anda Y.M'nin arkasının kendisine dönük olduğunu, patlama öncesi Y.M'nin evdekiler tarafından birkaç kez çekistirilmesi nedeniyle ileri geri hareket ettiğini, tüfeği havada tuttuğu için elleri yukarıda olduğundan, diğer şahısların ellerini göremediğini, silahın patlamasıyla Dilek Doğan'ın yere düştüğünü' söylediğine yer verildi.

Şüpheli Y.M: 'Kendisini geriye çekmek istediği anda tüfek patladı'

23 Ekim'de ifadesi alınan şüpheli Y.M'nin sevk edildiği hakimlikçe adli kontrol altına alındığı anlatılan iddianamede, Y.M'nin ifadesinde, arama yapanların güvenliği için kapı girişinde beklediğini, sözlü uyarılarına rağmen evdekilerin bağırıp çağırarak salondan çıkmaya çalıştıklarını söylediğine yer verildi. Şüpheli Y.M'nin ifadesi iddianamede şu şekilde yer aldı:

'Ailenin tekrar salondan çıktıkları, operasyon sırasında kayışını çıkartmış olduğu için tüfeğini omzuna asamadığını, tüfeğini yatay vaziyette göğüs hizasında dipçik ve namludan tutarak şahısları salona geri sokmak istediğini, önünde Mehmet Doğan ve Metin Doğan'ın olduğunu, anne ve kızın sol tarafında kaldığını, Mehmet Doğan'ın tüfeğine dogru hamle yaptığını, hepsinin birden kendisini kollarından, elbise ve tüfeğinden tutup salona doğru çektikleri sırada son gayretle kendisini geriye çekmek istediği anda tüfeğin patladığını ve genç kızın vurulduğunu, evdekilere 'Sakin olun hemen 112'yi çağıralım, istemeden tüfeği patlattınız. Ben patlatmadım' dediğini, evdekilerin kendisine ve polis memurlarına saldırdıklarını...'

Sarıyer'de 18 Ekim'de gerçekleştirilen terör operasyonu sırasında polisin silahından çıkan kurşunla ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın öldürülmesiyle ilgili hazırlanan iddianame, mahkemece kabul edildi. Yaşanılan olayda Dilek Doğan'ın hayatını kaybetmesine neden olduğunu öne sürülen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde polis memuru Y.M'nin 'İhmali davranışla kasten adam öldürme' suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis talep ediliyor.

Raporlar

İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü Kimyasal İnceleme Şube Müdürlüğü'nün analizlerinde, şüpheli Y.M ve Dilek Doğan'ın el svab numunelerinde atış atıklarına rastlanmadığı, ayrıca toplu tabancaların veya uzun namlulu silahların kullanıldığı olaylarda, tetiği çeken ele atış artıklarının buluşma ihtimalinin çok az olduğunun bildirildiğine yer verildi. Olayda kullanılan MP-5 marka silah ile ilgili balistik incelemede de '9 mm çaplı parabellum tipi, fişek atar, MP-5 marka tek tek ve seri olarak atış yapabilen, şarjörü olmayan makineli tabanca' olduğu anlatıldı.

Görüntüler

İddianamede, bilirkişi raporunda videodan alınmış görüntülerden oluşmuş fotoğraflar olduğu ifade edildi. Videodaki görüntülerin yapılan çözümlerinin yer aldığı iddianamede, ilk olarak şüpheli Y.M. ile Dilek Doğan ve Mehmet Doğan arasındaki konuşmalar, daha sonra silahın patladığı andaki konuşmalara yer verildi. Silahın patladığı anda şüpheli polisin üç sefer 'Ben sana ne dedim' dediği, bu cümle biter bitmez patırtı sesi duyulduğu, bu sesin ne sesi olduğunun net olarak anlaşılamadığı, sonrasında Dilek Doğan'ın 'Ya napıyosun' dediği, bir saniye sonra ikinci sesin duyulduğu, ikinci sesin net olarak silah sesi olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Görüntü kaydı yapan polis memuru B.K'nin tanık olarak verdiği ifadesinde, aramanın yapıldığı yerleri görüntülediği için tarafların bulunduğu yöne arkasının dönük olduğunu söylediğine de iddianamede yer verildi.

'Ben yapmadım, oğlun yaptı'

Dilek Doğan'ın vurulmasından sonra aile feryat ederken yapılan konuşmaların devamında, şüpheli polisin 'Senin oğlun yaptı oğlun. Ben yapmadım, valla ben yapmadım. Sarhoş bastı sarhoş, sarhoş bastı sarhoş, sarhoş bastı tetiğe. Oğlun oğlun, oğlun sarhoş, oğlun bastı tetiğe, oğlun oğlun' dediği iddianamede yer aldı.

'Elim tüfeğe değmedi'

Dilek Doğan'ın ağabeyi Mehmet Doğan'ın ifadesinde, polisle konuştuklarını ancak hakaret etmediğini, polisin dış kapıdan koşarak içeri girdiğini, kendisinin ellerini havaya kaldırarak 'Sakin ol' dediğini, ancak tüfeğin ateşlendiğini, elinin tüfeğe kesinlikle değmediğini söylediğine yer verildi. Baba Metin Doğan ve anne Aysel Doğan'ın da oğullarının tüfeğe dokunmadıklarını söyledikleri ve şikayetçi oldukları anlatıldı.

Davaya 12. Ağır Ceza Mahkemesi bakacak

İddianamede, boş kovanın MP-5 marka silahtan atıldığının tespit edildiğini belirtilerek şüpheli polis memuru Y.M'nin 'İhmali davranışla kasten adam öldürme' suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması talep edildi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi bugün kabul etti. Mahkeme, tensip zaptıyla birlikte önümüzdeki günlerde duruşma gününü belirleyecek.

DHA

Popüler İçerikler

Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!
Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler