Dile Gelen Mermerlerin Öyküsü (Heykel Ne Anlatır ?)

Davud !

Michelangelo Rönesans zamanında yaşamış, gelmiş geçmiş en büyük ustalardan birisidir. Bu çalışmasında gördüğümüz bu meşhur adam bu gün ki İsrail topraklarında yaşamış ve İncil'de hikayesinin anlatıldığı bir kahramandır.

Yaşadığı topraklara dadanan dev Golyat'ı kimse yenememektedir. Oldukça güçlü bu devin karşısına, çobanlık yapan Davud çıkmaya karar verir. Elinde sadece sapanı bulunan Davud, tek bir taş ile dev Golyat'ı mucizevi bir şekilde yenmeyi başarır. Ve o topraklarda büyük bir imparatorluk kurar.

Büyük usta omuzuna attığı sapanını tutan Davud'u bu şekilde ölümsüzleştirmiştir.

Ülkemiz topraklarında yükselen bir ölümsüz yapıt

2005 yılının soğuk Kasım ayında, Kars Belediye meclisi Ermeni soykırım anıtına karşı olarak bir heykel dikmeye karar vermiştir. Beraber yaşadığımız Ermenilere karşı bir soykırım yapmadığımız ispatlandığı halde, siyasete alet olan bir heykele karşı olarak, dostluğu simgeleyen bir yapıt olacaktı bu. 

Bu önemli iş için ülkemizde yaşayan, saçları mermer gibi bembeyaz büyük usta Mehmet Aksoy seçilmiştir. Bu çalışma tam 24 metre boyunda hemen her yerden görülebilecek ve gören herkesi etkisi altına alacak bir yapıt olacaktı. Yapımına başlayan Aksoy henüz tamamlayamadan, ülkemize sanat konusunda büyük bir darbe olan bir kararla yıkılacaktır.

Bir sanat eserinin güzelliği klasik ve gerçekçilik ölçülerine göre değerlendirilmemektedir. Ancak sanattan anlayamayan düşünce yapısı bu tarz yapıtların sonunu gözlerini kırpmadan getirebilir ve sonraki kuşağı böylesine yapıtlardan mahrum edebilmektedir.

Uzun bir yıkım süreci başlar ve heykel oradan kaybolur. Ancak yurttaşlar ve sanat severler için o heykel halen orada dikilidir. Ve sonsuza kadar dikili kalacaktır. Görmesek bile...

Delirtilen heykel

Bu yapıtı bilmeyenimiz yoktur. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine bir kopyası konan ve her görenin aklına deliliği getiren bir yapıttır.

Ancak heykel tarihinin dahilerinden olan Rodin bu heykelinde konu alarak deliliği almamıştır. Üstelik Avrupa'da bu heykel delilik ile değil, felsefe ile özdeşleştirilmiştir. 

İşin ilginç yanı bu yapıtın birebir kopyasını Bakırköy Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yatan bir hasta yapmıştır. Dev bir taş blok bahçenin önüne konur, ve yetenekli hastamız işe koyulur. yapımına kısa süre kala heykeli yapan hastamız, emeğinin karşılığı olarak 40 bin lira istemektedir. Ancak hastanede o kadar para çıkmamaktadır. Bu duruma tepki olarak heykeli devam etmek istemez ve başını yasladığı eli yapmadan bırakır. Tam 6 ay kolsuz duran heykelin imdadına bir başka hasta yetişir. Hastane yönetimi eğer bu heykeli tamamlarsan seni taburca ederiz vaadinde bulunur. Ve diğer hastamız heykeli tamamlar. 

Görüldüğü üzere ötekileştirilen 'deliler' akıllılardan çok daha yetenekli olabilmektedir.

- Yanık Et Sevmiyor musunuz ?

Gian Lorenzo Bernini, sanatın beşiği kabul edilen Roma'nın gelmiş geçmiş en başarılı heykel tıraşlarından biridir. Babası da heykel tıraştı ve oğlundaki yeteneği henüz onun küçük yaşlarında fark etti. Minik Berni'nin hayranları babalarına dikkatli olması gerektiğini, çok yakında bu çocuğun kendisini gölgede bırakacağını söylüyorlardı.

İnanması güç ama bu gördüğünüz heykeli Bernini henüz 16 yaşındayken yapmıştır.

Heykelde diri diri yanan bir adam görüyoruz. yavaş yavaş ölümün vücudunu acı bir şekilde sarmasına karşın, yüzünde herhangi bir acı belirtisi görülmemektedir. Ve yanarken ilginç bir söz söylemiştir: 

-Arkadaşlar benim bu tarafım iyice pişti, eğer yanık et sevmiyorsanız yönümü çeviriniz. Fırıncıların Azizi ilan edilmesini sağlayan bu söz Bernini'n usta ellerinde ölümsüzleşmiştir.

Kutsal Aşktan Kaçış, Apollo ve Daphne

Büyük usta Bernini'n bir diğer çalışması ise, Apollo ve Daphne adlı heykelidir. Su perisi Daphne'ye tutulan Apollo insan kılığına girerek su perisinin peşine düşer. Ancak Daphne Apollo'yu sevmemektedir ve onun Aşkına karşılık vermek istemez. Ancak karşısında insan suretinde Apollo olduğunu anladığından, çaresiz tanrılara yakarmaya başlar. Haykırışlarına dayanamayan tanrılar, su perisini Daphne ağacına dönüştürmeye karar verir.

Heykel tam Daphne'nin dönüşümü sırasını anlatmaktadır. Heykel öylesine etkileyicidir ki, siparişini veren kardinal, böylesine bir güzelliğin dönüşümünü kim görse mutsuz olacağını düşünerek heykeli evinde istememiştir.

Eminiz Bernini bunu bir övgü olarak kabul edip mutlu olmuştur.

Güzel heykel ve kötü bir son

Acaba bu kadın, usta heykel tıraşımızı  kendisini sevdiği kadar sevmiş midir acaba?

Adı Konstanza. Bernini bu kadını öylesine bir sevmiştir ki, yaptığı bu büst Avrupa büst tarihinde bir devrim niteliği ve yepyeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Konstanza Bernini'n kendi atölyesindeki kalfalarından birinin karısıdır. Heykel tıraşımız ile gizli ve ateşli bir aşk yaşamıştır. 

Bernini eğer şiir yazabilse idi Konstanza'ya yazardı. Ancak bu özel büstü yaparak, ona olan sevgisinin mermere dökmüştür.

Ancak Bernini'n kulağına kötü bir haber gelir. Konstanza bir adamla daha gizli bir ilişkisi bulunmaktadır. Hemde bu kişi matematik bilimcisi kardeşidir. Acaba dedikodular doğru mudur ?

Bernini yarın için şehir dışına çıkacağını ve gün boyu dönmeyeceğini etrafına yayar. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi gitmemiş ve sabahın erken saatlerinde Konstanza'nın evinin önünde beklemeye başlar. 

Ve o korkunç an gelir. Aşkından tutuştuğu kadının evinden kardeşi çıkar. Birbirlerini öperler. Bir kovalamaca başlar. Bernini kardeşini büyük katedralin önüne kadar kovalar. Üzerine atlar ve elindeki demir bir alet ile ölümcül darbeler indirir. Ancak son anda canını bağışlar. Hemen ardından uşağını Konstanza'nın evine yollar. Amacı onu öldürmek değil, yüzünü lime lime doğramaktır.

Sonra mı ?

Bernini evliliğe mahkum edilir ve bin altın öder. Konstanza yasak ilişki yaşamaktan mahkum edilir. Bernini'n kardeşi ise şehirden sürülür.

Laocoon heykel grubu

Vücuduna dolanan kocaman yılanlarla mücadele vermeye çalışan bu adam Acoetes'tir. Truvalı bir rahip olan Acoetes Truva savaşı sırasında, halkına ve yöneticilerine sık sık Truva Atı diye bir at geleceğini ve asla kente almamaları gerektiğini söylemektedir. Hiç çocuk sahibi olamayan Acoetes'in de yeni çocukları olmuştur. Oğullarını hayatının merkezine oturtan kahramanımızı kötü bir son beklemektedir.

Tanrılar Truva'nın işgal planına engel olduğunu düşünerek bir gün Acoetes çocukları ile göl kenarında otururken iki dev yılanı üstlerine salar. Devasa yılanlarla mücadele vermeye çalışan baba başarılı olamaz, ve çocuklarını boğarak öldürür.

Bu heykel uzunca yıllar toprak altında kalmış ve yıllar sonra ortaya çıkmıştır.

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı