7 aydır cezaevinde olan Dilan Polat ve Engin Polat çifti, kara para aklama ve vergi kaçırma suçları haricinde farklı davalarla da yargılanıyor. Önce Banu Parlak'ın 'asla' dediği davayı geri çekmesi, ardından otopark kavgası yaşadıkları komşularının şikayetten vazgeçtiğini duyurması kafaları karıştırdı.
Kara para aklama, vergi kaçırma, suç örgütü kurma gibi farklı suçlardan ceza alan Polat ailesinin davaları uzun süredir yakından takip ediliyor. İkilinin cezaevinden çıkıp çıkmayacağı yönünde pek çok soru işareti bulunuyor.
Çiftin tetikçi tutarak kendisini vurdurmak istediğini söyleyen Banu Parlak, davasından asla vazgeçmeyeceğini söylemişti. Ancak geçtiğimiz haftalarda 'Nilda'nın bana 'Banu abla annem senin kurşunlandığı gün çok ağladı' demesi üzerine dosya benim için kapanmıştır' diyerek davayı geri çektiğini doğrulamıştı.
Nihal Candan'ın anoreksiya teşhisiyle tahliye olmasının ardından Polatlar da harekete geçmişti. İlk günden itibaren psikolojisinin kötü olduğunu ifade ettikleri Dilan Polat'ın tahliyesi için yeniden dilekçe verilince, kendisi Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmişti. Henüz tahliye olacağına dair bir bilgi yok elbette.
Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Dilan Polat ve Engin Polat, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada taraf avukatları hazır bulundu.
'Avukatlarım orada değil mi? Ne diyeceğimi bilemiyorum. Biz uzlaştık. Kimseyi darp etmedim. Zaten benim bir erkeği darp edebilmem mümkün değil. Hakaret veya tehdit içerikli bir söz söylemedim. Şikayetçi değilim. Otopark nedeniyle tartışma yaşadık sadece. Müştekilerin evine girmedim. Zaten kamera görüntülerinde de mevcuttur. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatımı istiyorum.'
'Olay günü arkadaşlarımız gelmişti bizim misafirimizdi. Metin bey aracını evine gitmek isteyen arkadaşının arabasının arkasına çekmiş. Misafirimizin çocuğu hastalanınca acil olarak çıkmak durumunda kaldık. Eşim bu durumu kendisine bildirince aralarında tartışma çıkmış. Ben içeride otururken eşimin çığlık sesini duydum. Kalkıp gittiğimde evin içinde birilerinin eşime saldırıldığını ve küfür edildiğini söylediler. Bunun üzerine Metin beyin evine doğru gittim. Kendisini tanımadığım için yolda görmedim. Kapının eşiğinde durarak Metin’in eşine, eşinin nerede olduğunu sordum. Bayanın kendisine bir hakaret veya tehdit olmamıştır. Zaten videoda çok kısa bir şekilde durup geri dönüyorum. Aşağı doğru indim Metin ile eşimin tartıştığını, Metin’in eşime hareketler yaptığını gördüm. Elleriyle eşimin göğsüne vurmak suretiyle hareket yaptığını görünce endişelendim, eşimi korumak amacıyla bir kere gerçekleşmek üzere darp oldu. Videolardan görüldüğü üzere hiçbir şekilde konuşma imkanımız olmadı. Dolayısıyla kendisine hakaret veya tehdit etme olanağım olmadı. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum.'
Müşteki avukatları, mahkemeye müvekkillerinin şikayetlerinden vazgeçtiğini bildirerek dosyanın düşürülmesini istedi. Mahkeme ara kararı açıklayarak, sanıkların savunmalarında yer verdiği gibi çocuğun olay gecesi hastaneye götürülüp götürülmediğine dair raporların dosyaya sunulması ve müştekilerin dinlenmesi için duruşmanın 14 Haziran'a ertelenmesine karar verdi.
Her nedense Nasreddin Hocamızın parayı veren düdüğü çalar fıkrası aklıma geldi,nereden geldiyse.....
Parayı alan davayı çeker de olabilir miş Hasan kardeş
Para mı, tehtit mi... Adamlarını paraya tamah edeceklerini sanmam ama mafyayla da yüz göz olmak isteyeceklerini de sanmam