Dil Öğreniminde Yabancılaşma: ‘Yabancı’ mı, ‘Yeni’ mi?

Yapay zekânın hızla gelişmesiyle dil öğrenmenin yolları tartışılıyor. Hatta bazılarına göre dil öğrenmeye bile gerek kalmayacak. Bu konuyu ileride ele alabiliriz. Asıl önemli olan dil öğrenme sürecini nasıl algıladığımız. “Yabancı dil” ifadesi, yıllardır dil eğitimi alanında kullanılıyor ama bu kelimenin çağrışımları bireylerin öğrenme tutumlarını etkileyebilir. Pek çok kişinin bu süreçte yaşadığı zorluklara tanık oldum.

Albert Camus’un Yabancı eserindeki Meursault gibi, insanlar da dil öğrenirken bir tür yabancılaşma hissine kapılabiliyorlar.

“Yabancı” kelimesi çoğunlukla “bilinmeyen” veya “uzak” gibi olumsuz çağrışımlarla ilişkilendirilir. Bu nedenle, dil öğrenmeyi “yeni bir dil” olarak görmek, süreci daha olumlu bir hale getirebilir.

'Yabancı' kelimesinin etkisi

Türk Dil Kurumu’na göre “yabancı” kelimesi, başka bir milletten olan, bir konuda bilgisi olmayan gibi anlamlar taşıyor. Bunun dışında farklı pek çok anlamı da var. Ancak bu yazıda kelimenin “tanınmayan, bilinmeyen” anlamını ele alıyoruz. Dil öğrenme sürecinde “yabancı” ifadesini kullanmak, öğrenmeyi zor ve uzak bir beceri gibi hissettirebilir. Oysa dil öğrenimi, kültürel sınırları aşan ve zihinleri genişleten bir süreçtir.

Yeni bir dil algısı

Bir dili “yeni” olarak tanımlamak, keşif ve macera dolu bir süreç olduğunu vurgular. Yeni fırsatlar, dostluklar ve bakış açıları kazandırır. Yeni bir dil öğrenmek, bireylerin zihinsel becerilerini geliştirmelerine, farklı kültürlerle bağ kurmalarına ve dünya ile daha güçlü bir şekilde etkileşim kurmalarına olanak tanır. Bu algı, dil öğrenimini daha çekici ve merak uyandırıcı hale getirebilir. Tıpkı Sertab Erener’in Kendime Yeni Bir Ben Lazım şarkısında olduğu gibi:

“Yeni bir aşk, yeni bir iş, yine gülecek bir neden lazım.”

Dil ve kültürel bağlantı

Yeni bir dil öğrenmek, sadece dil bilgisi edinmenin ötesinde, o dili konuşan insanların kültürünü, tarihini ve değerlerini anlamayı da içerir. Dil, bir kültürün ruhudur ve bu sayede insanlar, daha derin bağlar kurar. Bu yüzden, “yeni dil” ifadesi öğrenenlerin sürece daha pozitif bir tutumla yaklaşmasını sağlar.

Değişim için hazır mısınız?

Eğitim sistemi ve eğitimciler de bu değişimi benimsemeli. “Yabancı dil” dersleri yerine “yeni dil” dersleri, öğrencilerin öğrenme sürecine daha istekli yaklaşmalarını sağlar. Küçük bir dilsel değişiklik büyük bir zihinsel dönüşüm yaratabilir. Dil öğrenimi sadece bir gereklilik değil, dünyaya açılan bir kapı olabilir. 

Bu perspektif değişikliği, dil öğrenimini daha erişilebilir, eğlenceli ve anlamlı kılacak; bireyleri farklı dünyalarla daha sıcak ve samimi bir şekilde buluşturacaktır. Sahi, Yavuz Turgul’un yönetmenliği, Şener Şen ve Cem Yılmaz’ın oyunculuğuyla büyülü bir atmosfer yaratan Av Mevsimi filminde İdris, bu perspektif değişikliğini nasıl ifade ediyordu?

Instagram

X

'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'  

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi