Dikkat! Dikkat! Mitomani Hastası Avukat Sizi de Her An Bulabilir!..

Evet, bugün yaşanmış hem de hukuk adıyla yaşanmış ağır bir dolandırıcılık hikâyesinin röportajını okuyacaksınız. Dolandırıcı olan, mitomani hastası bir avukat. İnsanların davalarını üstlenerek, hiçbir davasını açmadan, üstüne üstlük o paraları da kendi amaçlarına kullanarak herkesi kandıran hasta ruhlu bir birey... Her ne kadar hikâyenin kahramanlarından biri olsam da, konuyu derinlemesine röportaj olarak, yakın zamanda konuya dair yaşananları raflara yeni çıkan kitabı ESRARENGİZ’de ve kitabın şarkısı MİTOMAN’da işleyen ve herkesin duymasını sağlayan yazar Banu Yüksel’e sorduk. O da tüm açıklığıyla anlattı. Haydi gelin, hep birlikte bu dolandırma hikâyesini okuyalım da, başkalarının canı da daha fazla yanmasın. Okunanlardan ders çıkarmak suretiyle ve böyle hastalıklı türlere hep şüpheyle yaklaşmak ve inanmamak adına...

-Ben seni bu dünyada en iyi tanıyanlardan biriyim ama okurlarımızın da tanıması için kendinden kısaca bahsedebilir misin?

1975 Kadıköy doğumluyum. Yönetim Danışmanı ve Yönetim Sistemleri Baş Denetçisiyim. Sektörde 28. yılım. 49 yıllık ömrüme iki lisans, iki yüksek lisans ve bir doktora sığdırdım. Okumayı sevmeyenlere okumayı sevdireceğim iddiası ile 2019 yılında çıktığım yazma yolculuğum bugün üçüncü kitabım olan Esrarengiz ile beşinci yılında… Annem, iki kardeşim, eşim ve iki çocuğumdan  (kedilerim) oluşan çekirdek bir ailem var ve onlara verdikleri desteklerden ötürü her daim minnettarım.

-Üçüncü kitabın olan Esrarengiz çok sansasyonel bir hikâye. Üstelik senin bizzat deneyimlediğin bir durum. Her şey nasıl gelişti?

Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki hayatta iki husus var insanı dibe çeken. Birincisi bilmediğin bir konunun cahili olmak, diğeri ise insanlara kayıtsız şartsız güvenmek. Bu hikâyede  hukukçu bir kadın var. Benim gibi bu konuda hiçbir bilgisi olmayan insanları yarattığı güven ortamı ile kandıran ve ayrıca amacına ulaşmak için her türlü kötülüğü yapan bir mitoman… Öyle ki bu kadına sadece ben değil tüm ailem ve pek çok arkadaşım inanarak hukukun çözebileceği konularını maddi manevi bir teslimiyet ile bu canavarın ellerine bırakmış. Tabii ki sonu hepimiz için büyük bir şok ve hayal kırıklığı.

-Peki, hiç kimse fark etmiyor mu bu durumu ailenden ve arkadaşlardan?

Bu tip insanlar hasta ruhlular ve bunun getirisi olan üst seviye bir cesaret ile her yalanı başka bir yalanla kapatmayı huy edinmişler. Hani kafada kırk tilki dolaşıp hiçbirinin kuyruğunun birbirine değmediği cinsten. Ağına düşürdüğü bizleri her gün sıra ile arayıp tatlı dili ile hal hatır sorarak, devamında aslında açmadığı davaları açmış ve ilerletiyormuş gibi anlatarak bir de üstüne üstlük bu davaların hepsinin kazanıldığını ya da kazanılmak üzere olduğunu aktararak aslında hepimizi belirli periyotlarda adı bilirkişi ücreti, mahkeme harcı vb. uydurma masraf kalemleri ile kandırıyor. Ona kötü kalpli bile demeye varmıyor dilim çünkü bu kişinin bir kalbi yok bana göre… 

-Peki, nasıl çıktı ortaya?

Tanıdığımız başka bir avukat sayesinde. Kendisi bazı şeylerden şüphelenerek üzerine gidince çıkıyor ortaya. Önce inkar ediyor ama birlikte adliyeye gittiğimizde hiçbirimize ait hiçbir davanın olmadığını ve bizleri yüksek meblağlarda dolandırdığını anlıyoruz ki bu mitoman onu da inkar ediyor bir süre. Ama sonra işin içine gerçek hukukçular girince itiraf ederek herkesten aldığı paraları geri ödemek zorunda kalıyor. Tabii ki şikâyetimiz üzerine avukat değil şu anda ama aldığımız duyumlara göre avukat olmadığı halde hâlâ yeni bir ofis açmak suretiyle başka masum insanları kandırmaktaymış. Bu arada bizim şikâyetimiz üzerine yetkili mercilerde süreç devam etmekte ve sonunda umuyorum ki ciddi bir ceza alacak.

-Peki, kitap sizin dolandırılma hikâyenizi mi anlatıyor tamamen?

Hayır, bizim olayımız hikâyenin maksimum yüzde otuzu. Kalanı Türkiye’nin gündemini oluşturan çok önemli konuların bu kadın ile kesiştirilmesi suretiyle yaptığım kurgular. Ama şu da bir gerçek ki bu kurguladığım kısımları eğer fırsatı olsaydı kesinlikle hem de yazdığım gibi uygulardı diye düşünüyorum çünkü bence kendisi şeytanın yeryüzüne inmiş hali😊 Bu arada hukuk sistemindeki çarpıklıklara da yer verdim kitapta. Çünkü adliyede çalışan bazı insanlarla birlikte yapıyordu bu işi. Bilfiil şahit oldum gerçeklerin ortaya çıktığı gün bu duruma.

-O zaman bu kitap bir intikam hikâyesi mi?

Aynen öyle. Benim hayat felsefemde asla kavga etmek ya da yüksek ses yoktur. Dolandırıldığımızı öğrendiğim an bile kendisine hâlâ siz ve hanım diye hitap ediyordum ki bu da meslek hastalığı olsa gerek😊 Ben hayatımdan çıkardığım kişilerle asla muhatap olmam ve yok sayarım. Bana göre bir insana verilebilecek en etkili ceza da budur. Fakat bu kez işin şeklini bir miktar değiştirdim ve istedim ki bu hikâyeyi herkes okuyup öğrensin. Onu hikâyenin içinde bir insanın düşebileceği en kötü, en aciz ve en ahlaksız durumlara bilerek ve isteyerek soktum. İlaveten her kitabımda olduğu gibi buna da bir şarkı yaptım, şarkının da adı Mitoman. Yani yalan söyleme hastalığı olan insanlara ait teknik tanım. 

-Tam da onu soracaktım. Şarkının hikâyesi nedir? O da intikamın bir parçası mı?

Şarkı oldukça global 😊 Yani hayatı yalanlarla dolu olan herkese ithaf edebilirsiniz. Bu dolandırıcı bir avukat olabileceği gibi, eşiniz, sevgiliniz, patronuz ya da iş arkadaşınız bile olabilir. Bu şarkı ironik bir gönderme aslında. Sözleri onu tanımlayan kelimelerim ve ona söylemek istediklerim. Yani gerçeklerin ortaya çıktığı o gün bağırıp çağırsam bu durum o karakterde olan bir insanda hiçbir etki yaratmayacaktı. Ama ben ona her dinlediğinde ya da kendisi dinlemese bile denk geldiği her yerde bir kez daha ve bir kez daha ‘’Eyyy Mitoman’’ diye haykıracağım ömrünün sonuna kadar😊 Bu arada yaklaşık 1,5 sene (bizi kandırırken) eminim çok eğlenmiştir. Biz de (ben, eşim, kardeşim ve aranjörüm) şarkının en sonunda kahkahalar atarak artık eğlenme sırası bizde mesajını da iletmiş olduk kendisine. Yani dünya üzerinde böyle bir intikam şekli var mıdır bilmiyorum. Ama ilk kez bir intikam duygusu aynı anda iki eserin (kitap ve şarkı) ortaya çıkmasına sebebiyet verdi o yüzden kendisine teşekkür ediyorum😊

-Peki, şarkıya ve kitaba ilgi ne durumda?

Şarkı 9 Mayıs’ta kitap ise 24 Mayıs’ta çıktı. Şarkı ilk günden beri Spotify listelerde ve Youtube de çok fazla ilgi görüyor. Kitap çok yeni ama hızlıca okuyanlardan gelen geri bildirimler şu şekilde; ‘’Allah kimseyi senin düşmanın yapmasın.’’😊 Kitap okundukça insanların nutku tutulacak ve eminim böyle bir insan nasıl olabilir düşüncesi hasıl olacak. Çok üzgünüm ama böyle bir insan var, Türkiye’de yaşıyor ve hâlâ masum insanları kandırmaya devam ediyor. Hukuk sistemi çok yavaş işlediği için de henüz bir ceza öngörülmedi ama konunun üstatları süreç tamamlanınca cezası kesin demekteler. O günü sabırsızlıkla bekliyorum.

-Son olarak ne söylemek istersin?

Hayat zorlu bir sınav ve bu sınavın içinde bazen kolay bazen de zor sorular var. Bunları deneyimlemek ise bu dünyadaki yolculuğumuzun bir bedeli. Bazen neden benim başıma geldi diye hayıflandığımız şeyler aslında farkındalıklarımızın yönünü değiştirip yeni ufukların açılmasını sağlıyor. Aslında açılan bu pencere her zaman dönüp dolaşıp geldiğimiz yer. O da; her şerde bir hayır vardır felsefesi. Bu olayı yaşamasaydım yine herkese kayıtsız şartsız güvenecek ve aynı yerden belki de defalarca kez kırılacaktım. O yüzden kendimi gözden geçirme şansı veren bu süreci yaşattığı için Yaradan’a şükranlarımı sunuyorum.

Instagram

X

Linkedln

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı