Bir psikoterapist, bir psikodramatist ve bir akademist bakış açısıyla görüşlerimi sunmaya çalıştım. Sonra “Söz uçar yazı kalır!” inancıyla da yazmaya karar verdim.
Buyurunuz.
Aile dizimi, 1990’lı yıllarda oluşturulsa da 2022 yılında yayımlanan bir Netflix dizisiyle gündeme gelen bir yöntem.
“Dijital platformların gücü adına. Güç, dizimcilerde artık.”
Aile Dizilimi, Alman psikoterapist Bert Hellinger tarafından ortaya atılan bir psikoterapi modeli. Çıkış noktası ise aslında Dr. Hellinger’in aile bağları arasında oluşan spritüel arayışı.
Bakın hikâye şöyle başlıyor. Felsefe, Teoloji ve Pedagoji eğitimlerini tamamlayan Dr. Hellinger Katolik bir misyoner olarak Güney Afrika’ya gider. Yaşadığı 16 yıl boyunca etnik grupları gözlemler. Zulu kabilesinin sorunlarını çözmek için zaman zaman bir ateşin etrafında toplanıp atalarının ruhlarından yardım istediklerine şahit olur. Ülkesine döndüğünde Psikanaliz eğitimlerini de tamamlayarak çalışmalarına başlar. Hellinger’e göre “Atalarımız, bizlerin bugün ‘kaderimiz’ diye adlandırdığımız yaşantılarımızın asıl rol sahibidir.” Yani, kuşak aşan aktarımlarla bize kalan miraslar, bugünkü davranışlarımızı şekillendirmektedir.
Olabilir mi böyle bir şey?
Evet tabii. Tutum ve davranışlarımız, karşılaşma imkânı dahi bulamadığımız, kuşaklar ötesinden, dedenin dedesinden kalmış olabilir.
Peki bu nasıl mümkün dersiniz?
Doğduğun ev kaderindir kısaca.
İşin özü: Genetik