Geçtiğimiz günlerde Kraliçe Elizabeth'in vefatı, gündeme bomba gibi düştü. Prenses Diana'nın şaibeli ölümü ise bu nedenle tekrar gündeme geldi. Kraliyetin kendisini kabul etmediğini dile getiren özgür ruhlu Prenses Diana, 31 Ağustos 1997 yılında Paris'te geçirdiği trafik kazası sonucu hayata gözlerini yumdu. Gelin, Prenses Diana'nın ölümünü ve Kraliçe Elizabeth arasında yaşananları detaylı olarak hep birlikte inceleyelim.
Galler Prensesi Diana, Prens Charles ile 29 Temmuz 1981'de dünyaevine girdi. Çiftin düğünü, tüm dünyada yankı uyandırdı ve milyonlarca insan bu törene şahitlik etti. Bu nedenle düğün, yüzyılın düğünü olarak adlandırıldı. Fakat bu evlilik ne yazık ki mutlu sonuçlanmadı. Görkemli bir düğünle evlenen ve Prens William ile Prens Harry'nin ebeveynleri olan çift, 28 Ağustos 1996'da boşandı. Çiftin mutsuz evliliklerinin sebebinin ise Camilla Parker olduğu öne sürüldü.
36 yaşında Paris seyahatinde trafik kazasında hayatını kaybeden ve o dönemin moda ikonu olan güzel prensesin ölümü, tüm dünyayı yasa boğdu. Evlilik hazırlığı içerisinde olduğu sevgilisi Dodi el-Fayed ile şoförünün kullandığı araca binen Diana, basından kaçmak istedi. İddialara göre şoförü Henri Paul yolu şaşırdı ve karanlık bir tünelde kaza yaptı. Henri Paul ve Dodi el-Fayed olay yerinde hayatını kaybetti. Doktorlar, 2 saat boyunca Diana'nın hayatını kurtarmaya çalışsa da Prenses Diana yaşamını yitirdi. Kazadan sonra hayatta kalan tek kişi, Diana'nın koruma görevlisi Trevor Rees-Jones oldu.
Prensesin ölümünden günümüze kadar olan süreçte onun suikaste kurban gittiği iddiaları dillerden düşmedi. 80 yaşındaki emekli bir İngiliz ajanının korkunç itirafı, duyanları hayrete düşürdü. Hopkins, bir hafta ömrünün kaldığını öğrenince gerçekleri itiraf etti. Diana'nın tek kadın kurbanı olduğunu dile getiren Hopkins, Kraliyet ailesinde sadece Prenses Diana'ya suikast yaptığını ve ölmeyi hak etmediğini onu öldürüp öldürmemekte tereddüt ettiğini söyledi. İddialara göre Prenses Diana'nın ölümünün arkasında Kraliçe Elizabeth var. Prensesin ölümüne dair deliller gizlendi ve sansür uygulandı.
Peki, en başa saracak olursak gelin ve kaynana arasında neler oldu? Kraliçe Elizabeth, güzel prensesi kraliyet ailesine uygun buldu. Hatta bu satırlar, Tina Brown'ın kitabında da yer alıyor. Diana, halktan biri sayılmazdı ve soylu bir aileden geliyordu. Onun büyükanneleri, kraliçenin nedimeleri arasındaydı. Üstelik özgür prensesimiz, kraliçenin iki oğluyla oynayarak büyümüştü. Bu yüzden kraliyet ailesine yabancı sayılmazdı.
Gelgelelim Prenses Diana'nın kayınvalidesi Kraliçe 2. Elizabeth ile ilişkisine... Kraliçe, aile içi meseleleri dışarıya yansıtmazdı ve bu konu hakkında yorum yapmaktan hep kaçınırdı. Prenses Diana, kraliçeden mümkün olduğunca uzak ve mesafeli durdu. Diana; kraliçeyi cana yakın, samimi ama bir o kadar da ürkütücü buluyordu. İlerleyen dönemlerde evliliğinde sorunlar yaşayan prenses, kraliyet ailesinde tansiyonun yükselmesine sebep oldu. Diana'nın bu süreçte bulimia ile mücadele etmesi ise bu tansiyonu arttırdı.
Biyografi yazarı Andrew Morton ile Prenses Diana'nın yaptığı bir konuşmada Kraliçe Elizabeth'in, bu hüsranla sonuçlanan evlilikten kendisini (Diana'yı) sorumlu tuttuğunu aktardı. Kraliçe bu evliliğin, prensesin bulimia hastalığı yüzünden bittiğini iddia ettiğini açıkladı.
Yazar ve kraliyet gözlemcisi Ingrid Seward'ın söylediklerine göre Prenses Diana, kocası Prens Charles ile ilgili hep destekleyici cümleler söylüyordu. Hatta kocasının Camilla ile olan evlilik dışı ilişkisi ile ilgili iddialar halk arasında dolanırken bile onun iyi bir eş ve iyi bir baba olduğunu aktarıyordu. Yine de kraliçe ile olan özel görüşmelerinde Prens Charles'ın monarşiyi rezil ettiğini söylüyordu. Bu yüzden kraliçe, Diana ile daha az görüşmeye başladı.
Diana'nın vefatından sonra kraliçenin tavırları büyük tepki çekti. Prenses hayata gözlerini yumduğunda Kraliçe Elizabeth, İskoçya'da tatildeydi. Vefat haberini almasına rağmen tatilini yarıda bırakmadı. Buckingham Sarayı'nda bayrağın bir yas sembolü olarak yarıya indirilmesi önerildi fakat kraliçe bu öneriyi de reddetti. Kraliçenin bu tavırları, halkın yoğun öfkesini üzerine topladı. Prensesin ölümüyle 6 gün resmî yas ilan edildi ve 6 Eylül 1997'de yapılan veda töreniyle Diana defnedildi. 2.5 milyar kişi, prensesin cenazesini izledi ve sarayın önüne sevenleri tarafından yüz binlerce çiçek ve not bırakıldı. Prenses Diana'nın hayatı filmlere, kitaplara konu oldu ve halk tarafından gönüllerde kraliçe olarak hayat buldu.