Eski Yoga Eğitmenleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Erol Benjamin Scott, yoktan var edilen kurallarla yaşam alanları ve inaçların kısıtlandığını ileri sürdü. Herkesin farklı dine inanabileceğini vurgulayan Scott, “Talimat hazırlanırken görüş aldılar ancak son hali asla bizim önerilerimizle bağdaşmıyor. Dini sembolden ve ‘farklı din’ ifadesinden neyi kastettikleri belli değil. Yoga, 5 bin öğretili bir kültür. Sembollerin kullanıldığı eğitimleri zan altında bırakıyorlar” dedi.
Yoga Vakfı Başkanı Adnan Çabuk da şunları söyledi: “Yogada mistik bir müziğin, sembol ve objelerin kullanılması çok doğal. Tüm yoga yapılan ülkelerde semboller/objeler kullanılır. İç dünyamızı simgeleyen Mevlana, Buda gibi aydınlanmış şahsiyetlerin resimleri de yoga salonlarında bulundurulur. Bu simgeler, din değiştirme için bir araç veya hedef olamaz. Yoga, bir din değildir.”
Yoga merkezleriyle ilgili ilk kez talimatname hazırlandığını belirten HİS Teknik Kurul Başkanı Süleyman Gönülateş ise, misyonerliğe karşı önlem aldıklarını savundu. Tüm spor salonlarında olduğu gibi yoga merkezlerinde de dinsel simgelerin olmaması gerektiğini söyleyen Gönülateş, şöyle konuştu: “Talimatı biz hazırladık, Gençlik ve Spor Bakanlığı onayladı. Farklı dinlerden kastımız, İslamiyet dahil tüm dinler. Dini semboller salonlara girdiğinde misyonerlik, siyaset başlıyor. Yoga da spor ise dinle ilişkili hiçbir şey bulunmamalı. Haç gibi belirgin objeleri görmek istemiyoruz.”
Hürriyet