Adana TMK 10. maddesiyle yetkili Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman tarafından tutulan tutanağa T24 ulaştı
T24
Arzu Yıldız / Ankara
Hatay’da MİT görevlileri tarafından ‘devlet sırrı’ gerekçesiyle aratılmayan tır konusunda soruşturmayı yürüten ve HSYK’nın dünkü sürpriz kararnamesiyle görev yeri değiştirilen Adana TMK 10. maddesiyle Yetkili Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman tarafından tutulan tutanak, HSYK’ya ulaştı. HSYK’ya gönderilen tutanağa T24 ulaştı.
Şişman tarafından tutulan tutanak üzerine yapılan suç duyurusunda o gün yaşananlar tüm detaylarıyla anlatıldı. Hatay Valisi Celalettin Lekesiz, Hatay Cumhuriyet Savcısı Bestami Tezcan, Jandarma Genel Komutanı Kurmay Başkanı, Hatay İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, Hatay İl Jandarma Alay Komutanı Hasan Koçyiğit hakkında “suç delillerini gizleme, suçluyu kayırma, görevi kötüye kullanma ve gizliliği ihlal” ile suçlandığı dilekçenin içeriği şöyle:
“Kırıkhan İlçe Jandarma Komutanlığının 01.01.2014 tarih 0410-02 sayılı yazısı ekindeki ihbar tutanağında “ 01.01.2014 günü saat 16.00 sıralarında 156 Jandarma Harekat Merkezi tarafından komutanlığımız aranarak, 06 BR 8860 plakalı tır içerisinde silah yüklü olduğu ve bu araca 31 Y 5060 plakalı Fiat Linea marka aracın öncülük yaptığı ihbarı alınmış olup iş bu ihbar tutanağı müşterekken imza altına alındı” şeklinde bir yer aldığı, bu araçlar üzerinde arama yapılmasına izin verildiği talep edildiği görülmüştür…
Söz konusu araç Kırıkhan civarında İlçe Emniyet Müdürlüğü trafik ekiplerince durdurulmuş, Kırıkhan Jandarma Komutanlığınca arama yapılmak istenmiş ancak yapılamamıştır…
Polis memurları ve durdurulan araçlarda bulunan şahıslarla yapılan görüşmede şahısların MİT mensubu olduğu, her iki aracında MİT’e ait olduğu içerisinde bulunan tüm malzemelerin ‘devlet sırrı’ niteliği taşıdığı bilgisine ulaşıldı. Şahıslara ait MİT kimliği görüldü, ancak açık kimliklerini vermek istemediklerinden kimlik bilgileri tespit edilemedi. Tırın dışarıdan yapılan gözle kontrolünde kapısının asma kilit takmak suretiyle kilitli olduğu görüldü. Olay yerinde bulunan polislerin telefonla yaptığı görüşmeden sonra olay yerinden ayrıldığı tespit edildi…”
Dilekçede olayın kritik anları ise şöyle özetlendi:
“Adana’dan Kırıkhan’a hareket ettik. Adana’dan çıkmadan önce MİT Hukuk Dairesinde bir yetkili olduğunu belirten U.C isimli şahsı saat 17.00 sıralarında cep telefonumu arayıp tırın kendilerine ait olduğunu, MİT kanununa göre soruşturma izni olmadan araçta arama yapılamayacağını, usulsüz işlem yapıldığını belirtti.
‘MİT personeline prosedürü uygularız ama tırı arayacağız’
Kendisine, “araçta ve öncü araçta bulunan personeliniz olduğu iddia edilen kişilerin personeliniz görevlisi olduğuna dair belgenin ulaşması halinde kendilerini serbest bırakırız. Normal izin prosedürünü bu şahıslara yönelik usule göre yaparız, ancak araçta silah sevkiyatı yapıldığına dair ihbar var. MİT kanununa göre soruşturma usulü sadece suça karışan personel yönüyle uygulanır, delil tespitine engel olmaz. Biz delil tespitine yönelik soruşturma yapıyoruz. Arama kararını uygulayacağız.
‘MİT personelinin silah taşıma görevi olamaz’
MİT personelinin silah taşıma gibi bir görevi olamaz. Silah taşıma devlet sırrı olamaz. Bu konuda ısrar ediyorsanız tutanak tutarım sizinle ilgili de soruşturmaya müdahale etmekten işlem yaparım” diye uyarıp görüşmeyi sonlandırdım. “
“Kırıkhan’a giderken yolda sürekli telefon irtibatı kurduğum Kırıkhan Başsavcısı Yaşar Bey ve Kırıkhan İlçe Jandarma Komutanı, Hatay TEM Müdürü Eyüp Bey aramaların yapılmaması konusunda Hatay İl Jandarma Komutanı, İl Emniyet Müdür, Hatay Valisi ve Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanı korgeneral tarafından yoğun baskı yapıldığı, arama yapılacak aracı arama yapmadan göndermelerini, olay yerini terk etmelerini istediklerini, İçişleri Bakanının arama noktasındaki tüm jandarma ve emniyet mensuplarının olay yerinden ayrılması yönünde talimat verdiğini söylemeleri üzerine Başsavcı Yaşar Bey’e ve Kırıkhan İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşıya arama için beklemelerini, bunun adli kolluk görevi olduğunu, yürütme yetkililerinin yargı işleri yapan kişilere müdahale yapamayacağını kendilerine söyledim. Özellikle Cumhuriyet Savcılarının arama noktasında hukuka aykırı bir durum olmaması için beklemelerini ısrar ettim. Görevlilerin tüm çabalarına rağmen MİT mensupları aracı olay yerinden 2-3 km kadar götürdükten sonra Kırıkhan Jandarma Komutanlığına bağlı görevlilerin aracın önünü kesmelerini, adli aracın içerisinde benim gelmemi beklemelerini söyledim. Aracı tekrar durdurdular.
Adalet Bakanlığı müsteşarının talimatı: Olay yerinden derhal ayrıl
Kırıkhan Başsavcısı Yaşar Bey, Hatay Başsavcısı Bestami Tezcan’ın kendisini telefonla arayıp “olay yerinden derhal ayrıl, senin orada bir görevin yok. Bu Adalet Bakanlığı müsteşarının talimatı” şeklinde baskı yaptığı tarafıma bildirildi. Buna rağmen beklemelerini söyledim. Olay yerine vardığımda Jandarma görevlilerinin tamamen olay yerinden ayrıldığını, Hatay TEM müdürlüğü görevlilerinin olay yerinden tamamen bulunduğunu, tır ve öncü araçta bulunan 10 kadar görevlinin olay yerinde bulunduğunu, tırda ve öncü araçta MİT mensuplarının arama yapılacak tırın yanında beklediklerini, aracın Kırıkhan-Reyhanlı yolunun 15. km’de yolun kenarına çekilmiş şekilde olduğunu, görevliler tarafından yol güvenliğinin sağlandığını gördüm. Olay yerinde intikal ettikten sonra yüksek sesle, “adli aramayı yapacak Jandarma komutanı kim” diye seslendim. “Hiç jandarma görevlisi var mı” diye seslendim. Cevap verilmedi. Arama yapılacak tırın açılmasını, anahtarın arama yapılacak görevlilere verilmesini istedim. MİT mensubu olduğunu söyleyen kişiler arama yapılmaması için direndiler. Araca girilecek arka kapının önünde 5-6 kişi sıralandılar. Emniyet görevlilerine MİT mensuplarının aracın yanından uzaklaştırılması talimatını verdim. Ancak bunda başarılı olunamadı. Sonra adının Y. Olduğunu öğrendiğim MİT Daire Başkanı ve yanında bulunan birkaç MİT görevlisi daha bulunduğumuz yere geldi. MİT kanununa göre arama yapılamayacağını, araçtaki malzemenin ‘devlet sırrı’ kapsamında olduğunu, kendilerinin Ankara’dan merkezden gelen görevliler olduklarını, geçici görevle Hatay’da olduklarını anlattılar.”