Mevduat faizlerindeki yükseliş ev sahiplerinin aklının bir köşesinde soru işaretleri yaratırken, memur olan eşinin 1 milyon liranın mevduat getirisinden daha az maaş aldığını anlatan kişinin söylediklerine hak vereceksiniz.
Devlet Memuru Eşinin Aldığı Maaşın Aylık Mevduat Faizinden Düşük Olmasına İsyan Eden Adam Yorumlara Neden Oldu
1
TL'deki değer kaybı alım gücünü düşürürken, ekonomi politikalarındaki değişimler ve enflasyonla mücadelede sıkılaşan para politikasıyla yükselen faizler getiri ve yatırım algısını değiştirdi.
Son dönemde -uzun vadeli getiri için yanlış olsa da- ev ve mevduat faizi karşılaştırmalarını sıklıkla görürken, bir kullanıcı ise aylık mevduat getirisi ile maaş karşılaştırması yaptı. Bu da maaşların geldiği seviyeyi ve çalışan kesimin alım gücündeki erimeyi gözler önüne serdi.
"Eşim devlet memuru, şu an 1 milyon liraya gidip bir VW Polo dahi alamazsınız ancak bu para mevduatta bir memurdan daha iyi kazanıyor."
Bu parayı 1 milyon olarak düşünmeyin ne paralar var insanlarda.
Zamanını, emeğini, sabah 7 akşam 7 işe veriyor insanlar 1 milyon liranın faizini bile kazanamıyorlar ay sonunda.
Kredi, parası olana verildi. Şu anda faiz, parası olana ödeniyor, KKM farkları, tabana yayılmış dolaylı vergilerle parası olmayanlardan oransal olarak daha çok alınıyor, yine parası olana veriliyor.
Şu ana kadar süregelen sistem kalın bir sınıfsal çizgi çekti. Artık altta kalanın okuyarak, çalışarak, üreterek zenginleşme şansını neredeyse tamamen elinden aldı.
"'Ama enflasyon var' diyenler için yüzde 50 mevduat var şu an karşısında."
Zamanında çekilen konut kredilerin taksiti site aidatına döndü.
Otomobil kredileri MTV kadar kaldı.
@zknflz beyin de dediği gibi kimse de bir bedel ödemedi.
2000 yılı ve sonrasında doğanlardan çok şey çaldı bu sistem, yerine koymak çok çok zor.
Sosyal medyada gerek konunun uzmanları gerek kullanıcılar da bu tespite yorum yaptı:
"Eşinizin maaşını 1 milyon liranın faizi ile karşılaştırma yapmanız yanlış."
Bugün mevduata verilen reel faiz negatif; vade sonunda anaparaya faiz gelirini ekleseniz de satınalma gücünüz artmıyor, azalıyor. Eşiniz ya da bir çalışan geçinmek için çok yetersiz kazanıyor olabilir, doğrudur, ama bunu nominal faiz getirisi ile ilişkilendirerek hak aramak matematiksel olarak yanlış. Açlık sınırı, yoksulluk sınırı gibi çalışmalar daha iyi karşılaştırmalar olabilir.
Yüksek enflasyon döneminde, sadece konut değil tüm kredi operasyonları servet transferiydi, gelir ve servet dağılımını bozdu, bozuyor. Sadece parası olana değil tarafı belli olana da dağıtıldı bu krediler. Finansal değerlendirmesi yetersiz olduğu halde büyük miktarda kredi kullanan çok işletme oldu. Buna kasıtlı izin veren siyasi idaredir. Yüksek sesle karşı çıkmak ve siyasi iradeyi hedefiemek gerekir, sistem demek yetmez.
Ve işin kötüsü faize yatırdığın para günümüz şartlarında hiç bir işe yaramaz ilk zamanlar kazanırsın evet hatta güzel yaşarsın sonra biraz kısmaya başlarsın sonra biraz daha derken en son ana paradan harcamaya başlayacak noktaya gelirsin bankanın önünde adıyaman tütünü içerken bulursun kendini…