Artan maliyetler nedeniyle devlet hastanelerinde çok sayıda malzeme ve cihaz temin edilemezken, Sakarya'da bir devlet hastanesinin “geleneksel tıbbi hizmetler” adıyla sülük ve hacamat kupaları ihalesi açtığı ortaya çıktı.
Artan maliyetler nedeniyle devlet hastanelerinde çok sayıda malzeme ve cihaz temin edilemezken, Sakarya'da bir devlet hastanesinin “geleneksel tıbbi hizmetler” adıyla sülük ve hacamat kupaları ihalesi açtığı ortaya çıktı.
Sözcü yazarı Çiğdem Toker, bugünkü köşe yazısında sağlık sektöründe yaşanan problemleri ele aldı.
Döviz kurundaki artışın etkisinin en etkilediği sektörlerin başında sağlığın geldiğini belirten Toker, 'Daha doğru bir anlatımla, kamu hastaneleri ile tıbbi malzeme alanında çalışan şirketler arasındaki bozulan mali ilişki, giderek bir halk sağlığı sorunu haline gelme riski taşımaya başladı. Bu konuda bize de yurdun farklı illerinden okur mesajı gelmeyen gün artık yok gibi. Okurlar arasında hasta yakınları olduğu kadar medikal sektörü mensupları, hatta zaman zaman hekimler de bulunuyor' dedi.
Toker sektördeki problemlere ilişkin şunları aktardı:
'Okur mektuplarından yansıdığı kadarıyla, sorunu tahmin edilenden ciddi noktalara taşıyan birbirine bağlı iki temel olgu mevcut:
– Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerin malzeme ve cihaz aldığı şirketlere geri ödeme süreleri makul süreleri aşmış.
– Sağlık Uygulama Tebliği'ndeki fiyatların çok uzun süredir güncellenmemesi.
Bu iki olgu nedeniyle, pek çok kamu ve üniversite hastanelerince açılan ihalelerde, hastanenin fiyatları düşük belirlemesine ve ödeme sürelerinin uzamasına bağlı olarak tedavilerde kullanılan malzeme kalitesinin giderek düştüğü belirtiliyor.'
Toker, vatandaşın yaşamsal önemde olan cihazları cebinden karşılamak zorunda bırakıldığı bir ortamda, Sağlık Bakanlığı'nın sülük ve hacamat için ihale açtığı bilgisini aktardı:
'Sakarya Akyazı Devlet Hastanesi, Kamu İhale Kanunu'nun “doğrudan temin” maddesine göre 17 Mayıs'ta açmış bu ihaleyi. Şirketlerden 21 Mayıs'a kadar verilmesi istenen tekliflerde bakın neler var:
– Tıbbi sülük küçük boy 20 adet, tıbbi sülük orta boy 20 adet, tıbbi sülük büyük boy 20 adet.
– Sülük için 5000 cc'lik 24 adet kavanoz, değişik boylarda 50'şer adet hacamat kupası. Toplam 350 kupa.
– Akupunktur kulak tohumu, kulak iğnesi.
Bu ihalenin şartnamesinde devletin satın alacağı sülüklerin özellikler, sayılıyor ama burada anlatmaya gerek yok… İç açıcı değil çünkü.'
Toker yazsını şöyle noktaladı:
'Bizi asıl ilgilendiren, benimsemediğimiz bu yöntemlerin parasının halkın vergilerinden karşılanması olmalı. Ve sülükle, hacamat kupasına ayıracak kaynağı olan devletin, çok daha yaşamsal malzemelerin bedelini karşılamadığı gibi mevcut listeleri güncellemeyişinden kaynaklanan büyük mağduriyet.
Sülük tedavisini kim istiyorsa, onun vergisinden kesmeli devlet bu ihale bedellerini. Ne dersiniz?'
Olacak o kadar skeci gibi.
zaten kurumda tonla sülük varken ihale acmak niye
Yıllarca tıp okuyan bilimsel araştırmalar da bulunan doktor reçeteye hacamat mı yazacak :) Geçtiğimiz yıl sağlık bakanlığı ilaç maliyetlerini düşürmek gerekçesiyle sgk kapsamına aldığını duyurmuştu. Hacamatı dünya sağlık kuruluşlarının tedavi yöntemi olarak kabul ettiğini kaynak belirtmeden savunanlar olmuştu. Faydası vardır yoktur bilmiyorum belli bir limitten sonra kanser ilaçlarını karşılamayan devletin bu tür yöntemlere kaynak ayırması bilimsel tıp yerine doktorun geleneksel tıbbi uygulamalar adı altında hacamat sülük tedavisine yönlendirmesi saçma. İnsanlar zaten bu tür yöntemleri uygulayan yerlere başvuruyor. Maliyeti azaltmak, faydası tartışılır yöntemlerden mi geçer hatta sağlıkta sosyal devletin maliyet lüksü olamaz. Amaçları belki de plasebo etkisi yaratmak, akıllarına eremeyiz.