'Devlet Bahçeli Tam Olarak Ne İstiyor?' Sorusuna Cevap Arıyoruz

7 Haziran seçimleri, 13 yıllık Ak Parti iktidarının ardından, insanların büyük bir önem verdiği seçim haline gelmişti. Seçim sonuçları Ak Parti'ye tek başına iktidar şansı vermeyerek Ak Parti'ye oy vermemiş olan kesimde büyük bir sevinç yarattı. Ak Parti'nin Gezi sürecinden bu yana başlayan gerilemesinin sonucunun alındığını düşündü insanlar ve Ak Parti'nin %40 oy almasına karşın ilk defa yenildiğini düşündüler. Ancak seçimlerden sonra oluşan hava hiç de istenilen yönde şekillenmedi. Bu noktada insanlar özellikle MHP'nin tavrından şikayetçi olmaya başladı. Her ne kadar MHP'nin tabanının isteklerine uygun davrandığı, HDP'ye, çözüm sürecine, muhalefetteki partilerin koalisyon kurması gerektiğine karşı olan tavrının doğru olduğu düşünülse de, yapılan anketlerde MHP tabanının çözüm sürecine %45 destek veriyor olması enteresan bir gelişme olarak gündeme düştü. 

Son olarak Bülent Arınç'ın, meclis başkanlığı seçiminin ardından yaptığı 'Hatta bazen şaşırıyorum, bu ülkede bir seçim oldu mu gerçekten. Çünkü başbakan, bakanlar, hükümet yerinde. Üstelik dün bir de TBMM Başkanı AK Parti'nin değerli bir milletvekili, Milli Savunma Bakanımız seçildi. Bu büyük bir başarıdır. Bu başarıda payı olan herkese teşekkür ediyoruz.' açıklaması 7 Haziran akşamı beliren umutların üzerine bir karabasan gibi çöktü. 

Peki daha seçim gecesi ana muhalefet görevine talip olup koalisyonlara kapılarını kapatan, meclis başkanlığının Ak Parti'de kalmasında payı büyük olan, Meclis divanının kurulmasını, enteresan talepleriyle geciktiren ve haliyle koalisyon görüşmelerine başlanmasını da geciktiren MHP, yani Devlet Bahçeli ne istiyor olabilir? 

Çok zor bir soru oldu farkındayız, amacımız niyet okuması yapmak değil. Sadece olan bilgiler ışığında bir gelecek provizyonu yapmak.

MHP milli iradenin tercihine şüphesiz ki saygı duymaktadır.

'Akp için yolun sonu görünmüştür, Türk milleti kutuplaşma simsarlarını açıkça ikaz etmiştir. Gerilim ve gerginliğe dayalı siyaset anlayışı bugün ağır bir yenilgi almıştır.' 

Bu açıklamalar 7 Haziran akşamında Devlet Bahçeli'nin sıcağı sıcağına yaptığı açıklamalardan. İnsanlar 'milli iradeye saygı', 'Akp için yolun sonu göründü', vb. açıklamalarla umut doldu.

Ancak aynı konuşmada Bahçeli partisine net bir şekilde "ana muhalefet" rolü biçince insanlar biraz şaşırdı.

Süreç üzerinden bir koalisyon olabilir, yani AKP ve HDP koalisyon yapabilir. Ya da daha geniş tabanlı bir hükümet olarak AKP, CHP ve HDP koalisyon yapabilir. Eğer bunlar mümkün olmazsa 'en erken seçim ne zamansa o zaman olur.' diyerek yaklaşmakta olan günlerin işaretini vermiştir.

Sonra Kılıçdaroğlu'ndan AKP'siz bir koalisyon önerisi geldi: %60'lık blok.

Ancak MHP'nin buna tepkisi sert oldu. HDP'nin içinde yer alacağı hiçbir arayışın içinde olmayacaklarını, %60'ın homojen bir yapı olmadığını söylediler.

Ardından CHP'den "başbakan sen ol" çağrısı geldi.

MHP bu çağrıyı 'siyasi rüşvet' olarak değerlendirdi ve kesin bir dille reddetti. Hatta Kılıçdaroğlu'na 'koltuk tedarikçisi' demekte bir beis görmedi.

MHP, HDP'yi "flu" görmeye başladı.

HDP'yi tamamen reddeden anlayışla birlikte, hiç var olmayan %60'lık blok tamamen rafa kalktı. Mehmet Bekaroğlu'ndan 'o zaman sen de meşru değilsin, flusun' çıkışı geldi.

Meclis başkanlığı seçiminde de MHP'nin tavrı belirleyici unsur oldu.

HDP'nin oy verdiği adayı desteklememek adına geçersiz oy kullanan 78 MHP vekili, 3. turda başkanlığın Ak parti'de kalmasında etkili oldular. Neden Baykal'ı desteklemediniz sorusuna; 'onlar Ekmeleddin Bey'i destekleseydi' diye cevap verdiler. Hatta Ak Parti adayı İsmet Yılmaz'ın seçilmesinin sorumlusu CHP'dir noktasına kadar geldiler.

"Ana muhalefet biziz"

HDP ve MHP'nin eşit sayıda milletvekiline sahip olmasından dolayı, olası bir AKP, CHP koalisyonu durumunda ana muhalefet partisinin kim olacağı konuşulmaya başlandı. HDP, eş ana muhalefet, dönüşümlü ana muhalefet gibi öneriler sunarken. MHP 'biziz' demekle yetindi.

Cumhurbaşkanı görev veremiyor çünkü meclis divanı oluşmadı.

Cumhurbaşkanı, en başından görevlendirmeyi meclis divanını kurulmasının ardından yapacağım demişti. Ancak MHP'nin meclis divanındaki görevlendirmenin milletvekili sayısına göre değil de, oy miktarına göre yapılması gerektiği konusundaki ısrarı bu süreci de geciktiriyor.

Sonuç olarak:

Bu zamana kadar yazdıklarımızdan, sosyal medyadaki ve basındaki yansımalarından yola çıkarak rahatlıkla diyebiliriz ki: Devlet Bahçeli'nin ne istediğini vallahi bilmiyoruz.

Popüler İçerikler

Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı