Devasa Yapılarıyla Birlikte Dört Yanımızı Beton Yığınına Çeviren Dünyanın En Büyük Şehirleri

Son birkaç yüzyılda, şehirler insanların yaşama, çalışma ve etkileşim kurma şeklini tanımlamaya başladı. 1800'de dünya nüfusunun sadece %10'u şehirlerde yaşıyordu, ancak 2009'dan beri gezegenin kentsel nüfusu kırsal nüfusunu aştı ve ABD'de insanların yaklaşık %80'i artık kalıcı olarak şehirlerde yaşıyor. Biz de bu yazımızda kalabalık ve yoğun şehirlerden bahsediyoruz.

Daha fazla insan şehirlere taşındıkça, bu metropoller zamanla daha da büyüdü.

Ama gezegendeki en büyük şehir nedir? Ve 'en büyük'ü tam olarak nasıl tanımlarız? Bir şehrin büyüklüğünü değerlendirmenin iki ana yolu vardır: coğrafi alanı ve barındırdığı nüfusu. Bu yöntemlerin her ikisi de meşru olarak bir şehrin 'en büyük' ilan edilmesini sağlar mı, yoksa bu seçeneklerden biri diğerine göre daha mı geçerli?

Bu sorunun kesin bir cevabı yok.

Birleşik Krallık'taki Manchester Üniversitesi'nde beşeri coğrafya profesörü ve Manchester Kent Enstitüsü'nün direktörü Kevin Ward, 'Her ikisi de birbiri kadar kötü ve iyi' diyor. 'Kentsel değişim ve dönüşümün farklı yönlerini yakalıyorlar. Bazı şehirler yukarı doğru inşa ediliyor ve genişliyor. Bazı şehirler de nüfuslarını fiziksel izlerini genişletmeden büyütebiliyorlar' şeklinde sözlerine devam ediyor. Ward ayrıca olası bir üçüncü seçenek de öneriyor: Bir şehrin dünyanın geri kalanı üzerindeki kültürel etkisini değerlendirmek. Ward, bu bağlamda 'Paris, Londra veya New York şehirlerinin en büyük olduğu iddia edilebilir' diyor. Ancak bu bireysel yoruma fazlaca açık.

Bir şehrin büyüklüğünü ölçmek kısmen zordur çünkü bir şehrin ne olduğunu/nerede başlayıp nerede bittiğini tanımlamanın evrensel olarak kabul edilmiş bir yolu yoktur.

Ward konu hakkında, 'Bir 'şehri' oluşturan şey bir ülkeden diğerine değişir' diyor. Ve ne büyüklük ne de nüfus her zaman bir faktör olmak zorunda değil. Örneğin Vatikan, dünyanın en küçük bağımsız ülkesidir ve nüfusu sadece 453 kişidir. Alanı (0.49 kilometrekare) bakımından da oldukça küçüktür. Batı Pasifik'teki Palau Cumhuriyeti'nin başkenti Ngerulmud ise sadece 400 kişilik bir nüfusa sahiptir, ancak 466 kilometrekare alanıyla Vatikan'dan çok daha büyüktür. Ngerulmud dünyanın en az nüfuslu başkenti olarak kabul edilir.

Çeşitli kaynaklar, bölgelere göre dünyanın en büyük şehrini belirlemek için daha önce de uğraştı.

WorldAtlas ve World Population Review'a göre New York ilk sırada. Ancak, iki kaynak kentin büyüklüğü konusunda farklı yorumlara sahip. WorldAtlas'a göre, New York toplam 8.683 kilometrekarelik bir alanı kaplarken, World Population Review şehri 12.093 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor olarak listeliyor. Ward'a göre bu tutarsızlık, bir şehrin sınırlarının nasıl belirleneceği konusunda somut 'normlar ve anlayışlar' olmamasından kaynaklanıyor.

Bununla birlikte nüfus açısından, New York listenin oldukça gerisinde.

World Population Review'a göre (2022 itibariyle) 8.177.020 nüfusa sahip olan New York, Malezya'nın Kuala Lumpur (8.419.566) ve Çin'in Hangzhou (8.044.878) şehirleri arasında yer alıyor ve dünyanın en kalabalık 45. şehri. İnsan nüfusu söz konusu olduğunda, Japonya'nın başkenti Tokyo'ya başka hiçbir şehir yaklaşamıyor bile. Tokyo'nun tahmini nüfusu 37.274.000 civarlarında. Tokyo'nun, ikinci sırada bulunan ve 32.065.760 kişiye ev sahipliği yapan Delhi şehrinden yaklaşık 5 milyon kadar daha fazla sakini var.

Ancak diğer bazı kaynaklar şehir nüfusu açısından farklı sonuçlara ulaşmışlar.

Alman veri toplayıcı Statista da Tokyo'yu en büyük nüfusa sahip şehir olarak adlandırıyor, ancak nüfus sayısını yaklaşık 39.105.000'e koyuyor. Statista'nın verileri, tahmini nüfusu 35.362.000 olan Endonezya'nın en kalabalık şehri Jakarta'yı ikinci sıraya ve 31.870.000 nüfusuyla Delhi'yi üçüncü sıraya koyuyor.

Hangi şehrin en büyük olduğunu kesin olarak söylemek zor olsa da, dünyada bulunan megakent sayısının gittikçe arttığı açık.

Ward, bu genişleyen şehir merkezlerinin genişlemeye devam ettikçe sayısız zorlukla karşılaşacağını, ancak 2050 yılına kadar dünya nüfusunun neredeyse %70'inin şehirlerde yaşayacağı göz önüne alındığında, insanlığın uzun vadeli hayatta kalmasının anahtarını elinde tutacaklarını belirtiyor.

En kalabalık şehir ünvanı yakın gelecekte değişecek.

'Bazı [şehirlerde] asıl zorluk, büyümeyi sürdürülebilir bir şekilde yönetmek olacak; diğer bazılarında ise, geçmiş on yıllardan kalma bir altyapı mirasıyla uğraşmak olacak. Sonucu kesin olan bir çıkarım var: Gezegenin karşı karşıya olduğu zorlukların şehirlerin eylemiyle kazanılacağı veya kaybedileceği gerçeği.' diyor Ward. BM tahminlerine göre dünya,  2030 yılına kadar 10-15 tane daha megaşehir kazanacak. BM ayrıca 2028 yılına kadar Delhi'nin Tokyo'yu geçerek gezegenin en kalabalık şehri olacağını tahmin ediyor. 

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir

Ekinleri Üst Üste İstifleyerek Yapılan 'Dikey Tarımın' Neden Çiftçiliğin Geleceği Olduğunu Açıklıyoruz
Yeni Teknoloji Robot Balıklar Okyanuslardan Plastik Atıkları Temizleyecek!
Bir İnsanın Kafası Başka Bir İnsana Nakledildiğinde O Kişinin Bilinci de Kafa İle Birlikte Transfer Olur mu?

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!