O dev bıçağın orada ne işi var? 😱
O dev bıçağın orada ne işi var? 😱
Tarihi 2000 yıl öncesine kadar dayanan Longyou Mağaraları, dünya üzerindeki ilk yapay mağara olma unvanını taşıyor. Mağarayı inceleyen araştırmacıları hayrete düşürecek kadar büyük olan bu mağara, dünyanın dört bir yanındaki arkeologlar ve mimarları etkisi altına aldı. Araştırmacılar hala Longyou Mağaralarının nasıl, ne zaman ve kimler tarafından yapıldığını tespit edemiyor.
Sacsayhuaman, gezegenimizde bugüne kadar keşfedilmiş en muazzam antik kent olabilir. Bunun nedeni ise kentin inşasında kullanılan her bir taş kütlesinin mükemmel ölçüde olmasıdır. Bu kadar muazzam taşların nerede bulunduğu ayrı bir konu olurken, taşları bu denli aynı hizada ve düzenli koyabilmek bambaşka bir yetenek! Taşlar o kadar birleşik ki aralarına ince bir kağıt parçası bile giremiyor. Bu kusursuz duvarların nasıl bir mühendislik zekası ile yapıldığı hala sır...
Bolivya'da yer alan en eski gizemli şehirlerden birisi olan Tiwanaku'da bulunan Güneş Kapısının dev bir geçit ya da kemer olduğu düşünülüyor. Arkeologlara göre M.S birinci bin yıl boyunca var olan imparatorluğun merkezi olarak kabul edilen bu yer, içerisinde barındırdığı çizimler ile hala gizemini koruyor. Araştırmacılar uzun yıllar boyunca incelemelerde bulunsalar da bazı çizimlerin ne anlama geldiği bir sır... Astroloji ve astronomi söz konusu olduğunda da oldukça önemli bir değere sahip olan kapı, bazılarına göre başka bir dünyaya açılan kapı olarak görülüyor.
Dünya üzerinde uzaylılarla iletişim kurulduğunun en net kanıtı olarak görülen Mohenjo Daro, asırlar önce nükleer bir saldırı ile yıkıldığı düşünülen bir şehir... Yıkılmadan önce nasıl göründüğü kestirilemeyen bu yer, 1992 yılında Hintli bir arkeolog tarafından toprak altında keşfedilmiş. Astronomi ile ilgilenen uzmanlar, bu şehrin dünyaya saldırmak isteyen uzaylılar tarafından yerler bir edildiğini düşünüyor.
Ülkemizin muazzam antik güzelliklerine ev sahipliği yapan Kapadokya'da yer alan bu yeraltı şehri, hala gizemini koruyan isimler arasında... Yerin altındaki kayaların oyulması ile dünyanın en büyük yeraltı şehrinin oluşturulduğu bu yer, nasıl meydana geldiğine dair türlü hikayelere sahip! Tabii nasıl yapıldığının yanı sıra neden yerin altında bir şehir kurulduğu da merak konusu... Bazı araştırmacılar savaşlardan bazıları ise ekstrem sıcaklıklar ve iklim değişikliğinden korunmak için inşa edildiğini öne sürüyor.
Araştırmacılar tarafından 'Japonya'nın Atlantisi' olarak anılan bu şehrin, Buzul Çağından önce dünyada yer almış en eski medeniyetlerden birisi olduğu düşünülüyor. Dalış eğitmeni Khachiro Aratak tarafından kaza eseri bulunan şehir, 12.000 yıl öncesinde henüz piramitler bile yokken su altında oyularak inşa edildiği düşünülen yapılar arasında... Fakat, bilim insanları Buzul Çağından önce dünya üzerinde insan yaşamadığını ve bu yapının insan eseri olamayacağını dile getiriyor. Akıllara tabii yine uzaylıların eseri olup olamayacağı sorusu geliyor.
İlk olarak 1930'lu yıllarda Güney Amerika'da muz ekimi yapacak işçiler tarafından bulunan kütleler, zamanında Kosta Rika'dan Bosna Hersek'e hediye olarak gönderilmiş. Rivayete göre kırıldığı zaman içinden bol miktarda altın ve para çıkacağına inanılan bu kütlelerin birkaçı gerçekten kırılmış, fakat içinden hiçbir şey çıkmamış. Kürelerin bazıları Bosna Hersek'te bulunuyor. İnsanlar hala kürelerin bomboş olduğuna inanamıyor.
14 milyon yıl önceki uygarlıkların kullandığı araçların kalıntıları olduğu düşünülen bu parkurun keşfedilmesi sonucunda bilim dünyası resmen ikiye ayrıldı. Konu ile ilgilenen Dr. Koltypin, dünyamızda milyonlarca yıl önce ileri teknolojiye sahip uygarlıkların yaşadığına inanıyor. Araç parkurunun gizemi hala çözülebilmiş değil, fakat araştırmacılar bizlerden önce dünyanın başka uygarlıklara ev olduğunu ciddi anlamda düşünüyor.
1972 yılında süregelen araştırmalar sonucunda Gabon'da bulunan doğal nükleer reaktör, tam 2 milyon yıllık bir tarihe sahip! Bilim insanlarına göre bu nükleer reaktör, milyonlarca yıl önce başka bir gezegenden getirilmişti. Yoksa o kadar yıl öncesinde bu yapının meydana gelmesinin imkanı yoktu. Bilim insanlarının bir diğer düşüncesi ise Afrika'da bulunan Uranyum'un bir kısmının kendi kendine nükleer füzyon geçirmesidir. Fakat bu reaktörün gücünün günümüzdeki reaktörler ile aynı derecede olması bu tezi çürütüyor.
Bu olay hala gizemini koruyor ve hakkında çok az bilgi var. Üç dalgıcın deniz tabanında buldukları devasa bıçak, bilim dünyasında 'acaba devler gerçekten var oldu mu?' sorusunu destekler nitelikte! Yine de net bir sonuca varılmış değil.
Zaten bu yıl içinde bir uzaylı istilası ile zombiler eksik. Göktaşı çarpmasını saymıyorum zaten 1-2 güne haberi gelir
Bıçak olayı bence tamamen zırvalık. Belliki bir reklam panosuydu atıldı yoksa orijinal olan ve o boyutta olan bir bıçağı kaldıramazsın.
cogu zirvalik, yalan yanlis bilgi. gabondaki dogal reaktor mesela, olusmasina imkan yok dediginiz seyin kesfinden seneler once bilim insanlari teorik olarak varligini ongormuslerdi. eski devirde uranyum cevherlerindeki uranyum 235 izotobu daha yuksek oranda oldugu icin boyle bir seyin dogal olarak var olmasi mumkun. gecen yillar icinde radyoaktif bozunma ile dogadaki cevherlerdeki 235 izotobunun miktari azaldi, dolayisiyla ancak uranyumu zenginlesitirip yapay olarak 235 oranini artirirsaniz zincirleme fisyon reaksiyonu mumkun olabiliyor.