Ancak günümüzde buğdaya uygulanan çeşitli işlemler nedeniyle, buğdayın protein yapıları zenginleştirilirken, içlerindeki gluten yapıları bozulmuştur. Bu gluten, çocuklar dahil herkese zarar vermektedir. Günümüzde çok fazla kişinin gluten alerjisi vardır. Gluten, önce ince bağırsakları, sonra tüm bağırsak sisteminin içini yapışkan bir madde ile kaplayarak bağışıklık sistemimizi ve doğal floramızı yok etmektedir. Ve bu yapışkan madde -gluten- iç organlara bir kere yerleştikten sonra, artık beden her türlü rahatsızlığa karşı daha zayıf hale gelmekte, bağışıklık sistemi zayıflamakta, hatta organlara saldıran bir beden sistemi ortaya çıkmaktadır.
Türk göbeği olarak adlandırılan bu durum da çoğu zaman gluten kaynaklıdır. Çözüm olarak, Anadolu’nun, siyez, kara buğday, kavılca, çavdar gibi buğday çeşitlerini, yerinden uygun fiyatlı olarak alabilir, hamur işlerinizi bu unlarla yapabilirsiniz. Aslında doğru ekmeğin, doğru unun, özellikle doğru tuzun -rafine edilmemiş, kristalleşmiş, doğal kaya tuzu- kullanımı önemlidir. Doğru beslenmenin yanı sıra, bol miktarda su içmek hayati önem taşır.
Su içmek, su içmek, su içmek!
Çünkü doğru tuzu kullanmadığımızda yeterli su alma ihtiyacımız ortaya çıkar. Temizliğin özü su ile yapılır. Onun için, günlük kilo başına yaklaşık 40 ml su içmek gerekir. İçtiğimiz suya çok az bir miktarda kristal tuzlardan ekleyerek mineralleştirmek, bir yerde serum yapıp kullanarak faydalı hale getirebilirsiniz.
Öncelikle, doğru beslenmek ve su içmek bir geçiş sürecidir ve aslında bu şekilde arınmaya hazır hâle geliriz. Arınmanın, detoksu yapmanın takibinde, bedeni temiz tutmamız da önemlidir. Yani karaciğerin veya safra kesesinin taşlarını, topraklarını bir kerede dökmek ve temizlemek kısa vadede bir çözümdür; uzun vadede ise bu hazırlıkların devamlı olması çok önemlidir.
Sağlıcakla kalın.