Derya Özel Yazio: Plaj Çantamdaki Kitap

Bir yazlıkçı kolay yetişmiyor sevgili okur. Eşe dosta “Biz de çocukları alıp yazlığa kaçıyoruz” diyen birini görürseniz, arkasından ancak “vah vah” deyiniz, çünkü yazlıkçılık demek, yedi yirmi dört bitmeyen çile demektir. Sabah sekizde başlayan mesai, ancak akşam dokuzda bitmeye mahkumdur ki eğer çoluk çocuk atıştırmalık meyve, evin büyükleri de akşam çayı istemezlerse…

Sabah herkesten erken uyanıp, sessizce kahvemi hazırlayıp, kuş sesleri eşliğinde doğanın kendi müziğini dinlerim.

Bir balerin gibi parmak uçlarımda girdiğim mutfakta zira yanlışlıkla ses çıkarıp birini uyandırırsam, anında şu ses evin içinde yankılanmaya başlar “kahvaltıda ne yeriz?”. İşte sırf bu yüzden yazlıkçı bir kadın sabah kendiyle kalabilmek için erken saatlerde uyanır, kahvesini hazırlar, bir saat sonra mumla arayacağı sessizliği iyice sindirir, enerjisini toplar ve günlük rutini için şarj olur.

Gelelim bu tatil görünümlü Nazi kampında bir kadının kendini ev işlerinden kurtulmak için ender de olsa deniz kenarına attığı zamanlara… Mümkünse çoluk çocuğun asla gelmek istemeyeceği, plajın en uç ve en taşlık köşesinde kendine sote bir yer bulur, özenle havlusunu, güneş kremlerini ve elbette kitabını çıkarıp başucuna nazikçe bırakır. Dalga seslerine uzaktan çocuk sesleri karışsa da, inatçı ağustos böcekleri o çocuklara galip gelir ve kadın artık kitap okumak için gerekli sükuneti yakalamış sayılır.

Öykülere Teslimiyet

Deniz kenarında öykülere teslimiyet gibisi yoktur. Arada sıcaktan bunaldığında bir koşu denize girip serinlemek gibi, her öykünün bitiminde aynı duyguyu yaşarım. Plaj çantamın içindeki kitap da her romanını ayrı bir heyecanla okuduğum Louis de Bernières’nin Başkana İki Ölü Balık Gönderen Adam kitabı. Kitapta toplam on dört öykü var. Brezilya’nın arka sokaklarından, Fethiye’nin bir dağ köyüne, Londra metrosundan, Amazon kıyılarına değin, sıra dışı nüktedanlığıyla okuyana keyifli zamanlar yaratıyor. Her öykü sanki bu zamana ait değilmiş gibi başlayıp daha sonra sizi şaşırtıyor.

Biraz yazar hakkında bilgi vereyim. Louis de Bernières’yi en çok Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini kitabıyla hatırlarsınız. Roman 1995 yılında basıldıktan sonra Hollywood’un ilgisini epeyce çekti ve 2001 yılında Nicolas Cage, Penelope Cruz ve Christian Bale gibi yıldız oyuncularla beyaz perdeye aktarıldı.

Yazarın bu denli Türk ve Yunan tarihine olan ilgisi kendisinin iflah olmaz bir oryantalist olmasından gelmekte, bu sebeple de Kanatsız Kuşlar kitabındaki ayrıntılar, bize fazlaca tanıdık geliyor.

Öykü severler için, yazın deniz kenarında içinizi serinletecek türden bir kitap önerisiyle haftaya notumu iliştiriyorum. Kitabın adı epeyce uzun olmasına karşın, öyküler sizi keyiflendirecek türden. Bir yazlıkçının olmazsa olmazı, yazlığına yanında götüreceği en az dört beş kitap olmalıdır. Başkana İki Ölü Balık Gönderen Adam da bunlardan biri. Ben şimdi bahçeyi sulayıp, balkonu yıkadıktan sonra akşamüstü sefasına eşlik edecek türden kitaplarımla yazlıkçılığın hakkını vermeye gidiyorum. Size de keyifli okumalar…

Twitter

Instagram

Popüler İçerikler

Ünlü Oyuncunun Acı Günü: Arka Sokaklar'ın Mesut Komiseri Şevket Çoruh'un Annesi Hayatını Kaybetti!
Seray Sever'den Apar Topar Yayından Kaldırılan "Dünya Güzellerim" İtirafı!
59 Yıl Sonra Bir İlki Başardı: Kerem Aktürkoğlu Benfica Tarihine Geçti