Yılmaz şöyle devam etti:
'Dolayısı ile bütçe açığınız artacak, borçlanma ihtiyacınız artacak, otomatikman faizleriniz artacak. Faizleriniz arttığında paranız değer kaybedecek, yani döviz yükselecek. Dövizin yükselmesi bugünün konjonktüründe neye neden olacak arkadaşlar? Üretim modelinin dışa bağımlılığından kaynaklı size enflasyon olarak dönecek. Yani enflasyon, faiz, kur üçgeninde bir sarmala girilecek. Bu sarmaldan nasıl çıkılacağına dair net bir fikir pek ortada yok gibi gözüküyor.
Ben ve pek çok meslektaşım kendi siyasi görüşümüzden bağımsız, bu ülkede çocuk yetiştiren insanlar olarak, ekonominin daha kötüye gitmemesi için dilimiz döndüğünce bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz. Ama maalesef bir karşılığını bulamıyoruz. Paran yoksa harcamayacaksın kardeşim, hikâye bu kadar basit...
Zaten bütçe açığını tutturma konusunda ciddi bir sorunla karşı karşıya kalmışken, aksine bütçeyi kısmak gerekirken, daha sıkı bir maliye politikası uygulanması gerekirken bütçeyi daha da açmanın rasyonel çözümü yoktur.
Bunun faturasını hep beraber ödeyeceğiz. Yapılan zamlarla ödeyeceğiz. Neden yabancı yatırımcı gelip burada TL varlıklara yatırım yapmıyor? Bunu anlamadığın sürece, bunu çözecek adımları atmadığın sürece buralarda çok debeleneceğiz. Kendi kendmize söyleyeceğiz, dinleyeceğiz.'
Şimdi bunlar, ancak ülke çok zor duruma girdiğinde kullanılması gereken parayı sırf İstanbul seçimlerini kazanıcam diye piyasaya mı sürüyo. Ben bunu anladım, yanlış mı anlamışım?
Titanic batarken müzik çalmaya devam eden orkestra = AKP - Titanic'i Tanrı bile batıramaz = AKP Seçmeni
Ver mehteri.. Bu saatten sonra gemisini kurtaran kaptan misali, kendi cebime bakarım. Bunlara oy verenler açlıktan gebersin sıkıntı yok.