Ders Kitaplarında Kolay Kolay Rastlamayacağınız İlginç Bilgilerle Ufkunuzu Açıyoruz!

Zihninizin derinlerinde gezinmeyi sever misiniz?

Yeni bilgi tohumları ekmeyi, dipsiz kuyulara dalmayı?

Twitter'da uzay ve evren hakkında ilginç ve eşsiz bilgiler paylaşan Lagaribey adlı kullanıcı, verdiği bilgilerle ufkumuzu açma konusunda oldukça ısrarlı...

Serinin ilk içeriği için şuraya,

Muhtemelen Bugüne Kadar Duymadığınız 19 Enteresan Bilgiyle Ufkunuzu Kapanmamak Üzere Açıyoruz!

İkinci içeriği için ise şuraya bakabilirsiniz:

Çoğu Kişinin Muhtemelen Hiç Duymadığı ve Okudukça Apışıp Kalacağınız 29 Ufuk Açıcı Adım

Her şey ama her şey düzenden düzensizliğe, kaosa doğru gidiyor. Hiç bir şey ilk başladığı gibi değil. Biz de öyle, evren de.

Bu sürecin bilimsel adı "evrenin en önemli yasası olarak bilinen entropi". Bu yasaya göre evrendeki her şey düzenden düzensizliğe gider.

Düzenden kaosa giden bu süreç tek yönlü, yani entropi sürekli artar. Entropinin maksimum olması, o şeyin yok olması demektir.

İnsanın entropisinin maksimuma ulaşması ölmesi demek, büyük patlamadan sonra sürekli genişleyen evrenin maksimuma ulaşması ise kıyamet.

Kuantum fiziği bizim geçmişe gitmemize izin verirken, bir başka yasa buna engel oluyor. Bu durumda zamanda seyahat etmek mümkün değil mi?

Zaman yolculuğuna hep astrofizik(makro) açısından baktık, olayı daha iyi anlayabilmek için kuantum(mikro) seviyesine inmek gerekiyor.

Öncelikle şunu belirtelim; kuantum büyülü bir dünyadır. Matrix’de Neo’nun kırmızı hapı alıp, harikalar dünyasına gitmeyi kabul etmesidir.

Bu Dünya, büyülü olduğu kadar bildiğimiz gerçeklerle terstir, aklın kabul etmeyeceği şeyleri ileri sürer ama fiziki dünya kadar gerçektir.

Kuantumdan kastın ne olduğuyla başlayalım. İnsanoğlu 20.yy'a kadar maddenin temel taşı olarak atomu görüyor ve bölünemeyeceğini söylüyordu.

Zaman geçtikçe atomun bölünebildiği üstelik elektron, nötron ve proton olarak bilinen yapısının daha alt parçacıklardan oluştuğu anlaşıldı.

Bu parçacıklarlardan foton(ışık) ile bir deney yapıldı. Ortasında 2 yarık olan bir yere fırlatıldığında, aynı anda 2 yarıktan da geçmişti.

Eğer ışık sadece parçacıksa(küçük bilye ise), aynı anda 2 yarıktan geçemezdi ama burada ikisinden aynı anda geçmişti, bir su dalgası gibi.

Deneyin detayına gitmeyeceğim ama şu anlaşıldı: Işık hem dalga hem de parçacık gibi davranıyordu. Üstelik bu deney defalarca tekrarlandı.

Ancak deney esnasında ilginç bir şey oldu. Deneyi yakından takip için bir cihaz konulduğunda, ışık sanki bunu anlamış ve parçacık olmuştu.

Düşünsenize, aynı anda hem parçacık, hem de dalga olan bir şey var. Siz baktığınızda bir anda durumu değişiyor, sanki izlendiğini anlıyor.

Deneyi izleyen biri, sadece deneye bakarak durumun değişmesine neden oluyordu. Bu akıl almaz gelişme maddenin sorgulanmasına yol açtı.

Bu deney yapılmadan yıllar önce, "ormanda düşen bir ağaç, kimse yoksa ses çıkarmayacaktır" deniliyordu, bu iddia yeniden gündeme geldi.

Einstein bu konuda çok şüpheciydi ve şöyle kuşkulu ve imalı bir soru sordu: “Ay’ın sadece ona baktığında var olduğuna inanıyor musun?”.

Einstein'ın böyle düşünmesi için bir nedeni vardı, çünkü böyle bir şeyin olabilmesi için her şeyin etkileşim içinde olması gerekiyordu.

Kuantum konusunda farklı bir anlayışa sahip olan Einstein, çıkan sonuçları kabul etmiyor ve etkileşimin olmayacağını söylüyordu.

Einstein'ın yanıldığı ölümünden sonra ortaya çıktı. Bir yerde olan her yerdeydi, her yerde olan hiç bir yerde. Üstelik ilginç bir bağla.

"İlginç bağı" açıklamadan önce yukarıda anlatılan deneyin sonuçlarını günlük hayattan örneklerle biraz daha belirgin hale getirelim.

Şu anda bulunduğunuz yerde bir masa olsun. Başınızı kaldırıp baktığınızda onu görüyorsunuz ama bakmadığınızda aslında 1'den fazla masa var.

Garip ama gerçek olan şu ki, birden fazla masa olup olmadığını hiç bilemeyeceksiniz, çünkü baktığınız anda sadece bir tane masa göreceksiniz.

Bir örnek daha verelim. Bursalılar bilir, Somuncu Baba diye bir zat vardır ve ona atfedilen bir hikaye. Gerçek ya da değil, önemli değil.

Hikayeye göre Somuncu Baba, bir cuma günü hutbe verir. Çıkışta halk elini öpmek için 3 ayrı kapıya gider. Hepsi de elini öptüğünü söyler.

Deneye tekrar dönersek; bakmadığınız anda olasılık dalgaları, baktığınız anda ise deneyin parçacıkları olacak.

Katı olarak bildiğimiz parçacık, dalga şeklinde her an binlerce yerde olacak ama baktığınızda o konumların birinde katı halde olacak!

Ancak kuantumdaki asıl gariplik bundan sonra başlıyor, hani şu “ilginç bağ”. Bu bağın var olma ihtimali için Einstein “ürkütücü” demişti.

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
YORUMLAR
22.10.2016

en yararlı içeriklerden biri.şu dondurma olsan seni kim yalardıyı yapana da bi el atın

21.10.2016

Ben bunun aynısını birebir aynı cümlelerle Ekşi'de okudum aq. Az bekle ulan editör, sözlükten adam toplayıp geliyorum!

22.10.2016

Teori dolanıklık teorisi deneyi incelemek isteyenler olursa videoları internette mevcut başarılı içerik olmuş.

TÜM YORUMLARI OKU (19)