Eğitim –İş Sendikasının 20 Aralık 2014 tarihinde Tandoğan meydanında yapmış olduğu yasal mitingde, katılanlara ve sendika yöneticilerine polisin orantısız şiddet uyguladığını belirten dernekler hazırladıkları ortak açıklamayla polis müdahalesine tepki gösterdiler.
Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Mersin şubelerinin ortak yayınladığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Eğitim-İş Sendikasının tüm şubeleri, üyeleri ve velilerle birlikte, 17 Aralık’ta Soma’da başlayıp, 20 Aralık 2014 tarihinde Ankara Tandoğan’da sonlanan “Emeğe ve Laik Eğitime Saygı Mitingi’ne katılan yönetici, öğretmen ve öğrenci velilerinden oluşan topluluğa, hiçbir anons ,uyarı ve önlem almadan yapılan gazlı,tazyikli sulu müdahale amacını aşmış ve orantısız gücün kullanıldığı müdahale olmuştur. Müdahale sonunda yüzlerce öğretmen, yaşlı ve genç demeden biber gazı bulutu içinde kalmış, kış gününde soğuk su ile ıslatılmış, yerlerde sürüklenmiş, kelepçelenerek tartaklanmıştır. Öğretmenlerin, izinli ve yasal mitingde içine düşürüldükleri bu durum bir kez daha toplumsal vicdanı kanatmış, demokrasimiz bir kez daha çok önemli bir yara almıştır.
Öyle ki, ellerinde pankarttan başka kendilerini savunacak güçleri olmayan, tamamen barışçıl gösteride bulunan öğretmenlere yapılan bu müdahalede, kendileri de devlet memuru olan genel başkan ve şube yöneticileri ile birlikte 150’e yakın öğretmenin tartaklanıp , ters kelepçe takılarak terörist muamelesi yapılarak, emniyete müdürlüğüne götürülmesi, aslında toplumun ifade özgürlüğüne vurulan kelepçe ve darbedir. Günlerdir Ankara’da resmen ilan edilmemiş bir OHAL’in yarattığı baskı ortamının zirve yaptığı anların son resmidir adeta. Gazlanan yerlerde sürünen öğretmenlerimiz ve içinde üyelerimizin de olduğu velilere yapılan bu orantısız müdahale AKP hükümetinin giderek sesini yükselten toplumsal muhalefeti sindirme ve korkutma çabalarından başka bir şey değildir. Ancak halk deyimi ile “korkunun ecele faydası yoktur”.
Değerli Yurttaşlarımız ve Velilerimiz,
Bu orantısız şiddet ve müdahale, aslında çağdaş, bilimsel parasız,karma ve laik bir eğitim almasını isteyen öğretmenlerimizin şahsında, sizlerin okul çağındaki çocuklarınızın geleceğine ve laik Cumhuriyetimizin temeline müdahaledir ve bir darbedir. Dünya çocukları uzay’a giderken, daha 19. Milli Eğitim Şurasında alınan kararlar bizi Çağdaş Dünya’dan koparacaktır. Daha mürekkebi bile kurumamış olan bu kararlar ile geleceğimiz olan çocuklarımızın ve özellikle kız çocuklarımızın özgür ve bağımsız yurttaş olmasını engelleyecek, cumhuriyete ve onun kurucusu büyük Atatürk’e düşman kuşaklar haline getirecektir. İşte Cumhuriyetin kurucu iradesinin “fikri ve vicdanı hür” yurttaşlar yetişmesi için okullarımızın imam hatipleştirilmesi projesine itiraz eden öğretmenlerimiz, bu şiddete ve zulme senin çocuğun ve ülkemizin geleceği için maruz kalmışlardır. Yasal izinleri alınmış mitingde sadece demokratik tepkisini ve sesini duyurmak isteyen öğretmenlerimizin maruz kaldığı bu orantısız güç ve onur kırıcı muamele karşısında sizleri de, öğretmenlerimizin yanında, onlara sahip çıkmaya davet ediyoruz,
Yüzyıllar sonra Anadolu’da başlatılan, 1923 aydınlanmasının ışığı asla sönmeyecektir!..91 yıl önce bu aydınlanma ateşini yakan Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Cumhuriyetini bugünlere taşıyan öğretmenlerimizdir. 91 yıl sonra bugün Ortadoğu’da yaşayan yüzbinlerce kişinin, Ortadoğu’daki zulum ve şiddetten kaçarak bu ışığın altında toplanmak istemesi boşuna değildir. Öğretmenlerinin sesine kulak vermeyen, onlara adil davranmak yerine, onlara şiddet uygulayan hiçbir iktidarların kalıcı olmadığını da tarih bizlere öğretmiştir.
Değerli Öğretmenlerimiz , Sendikalarımızın Değerli, Yürekli Yönetici ve Üyeleri ,
Çocuklarımız için, 1923 aydınlanmasının mirasını ve çağdaş eğitim hakkını yaşatmak uğruna katlandığınız zulme ve şiddete karşı , haklı mücadelenizin her zaman yanınızda olduğumuzu duyuruyor, gözaltına alınan ve şiddet gören tüm sendika ve şube yöneticileriniz ile üyelerinize geçmiş olsun diyor, bu şiddeti yapanları tarih önünde kınıyoruz.
Öye yandan, tüm muhalefet partilerini, öğretmenlerin sesine kulak verip, onlara sahip çıkarak, bu orantısız şiddetin demokratik ve yasal platformlarda takipçisi olmalarını, sorumlulardan hesabını sormalarını bekliyoruz.