Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Derik Kaymakamlığına yönelik terör saldırısının ana faillerinin yakalandığını, şu ana kadar 62 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Derik Kaymakamlığına yönelik terör saldırısının ana faillerinin yakalandığını, şu ana kadar 62 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk'ün şehit edilmesine ilişkin, 'Şu ana kadar 62 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 10 tanesi serbest bırakıldı, geri kalanların sorgulaması devam ediyor. Olayın failleri, ana failleri yakalanmıştır. İstanbul'dan bombanın kargoyla gönderilmesinden bombanın patlatılma anına kadar bütün bu süreçlerde kimlerin dahli olduysa bunlara aşağı yukarı ulaşılmış, arkasında daha başka kimler varsa bunlara da ulaşılacak ve bu olay bütün detaylarıyla ortaya çıkarılarak, hesap sorulacaktır' dedi.
Numan Kurtulmuş'u basın mensuplarının sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
'AB İlerleme Raporu, tamamıyla Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, siyaseten Türkiye'nin özellikle teröre karşı verdiği zor mücadelede, Türkiye'nin mücadelesini de bir şekilde etkileyebilecek olan yanlı bir rapordur. Bu raporun içeriğini kabul etmediğimizi, bu raporun yazılmasındaki düşüncenin de çok dostane olmadığını ifade etmek isterim. Kaldı ki Avrupa Parlamentosu Başkanı Sayın Schulz'un açıkça tehditkar sözlerine de anlam vermek mümkün değil. Şimdiye kadar Türkiye, bu kadar çok terörle mücadelede nice badirelerden geçmişken bir kere Avrupa Birliği, çok yüksek perdeden, bu raporda ortaya koyduğu gibi, terörü lanetleyen bir cümle söylemiş midir?
Kapsamlı anayasa değişikliği yapılabilmesi başkla bir zaman bırakılacak. Şu anda üzerinde durdurğumzu konu başkanlık sistemine geçişin alt yapısını yapacak olan anayasa değişikliği sistemidir. 330'u bulduğumuz an anayasa değişikliği Meclis'e gelir. 367'yi bulursan ne ala 367'yi bulsak bile millete gideriz. MHP ile görüşmelerimiz devam ediyor. Gönlümüz arzu eder ki CHP de bu görüşmelerin bir parçası olsun. CHP'nin 'kapımız açıktır' sözüne karşı biz de şunu söylüyoruz; bizim kapımız da sonuna kadar açıktır. CHP, yeni anayasa değişikliği süreçleri içerisinde yer almak isterse, bütün görüşlerini getirebilir, bunları konuşabiliriz.
(Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile yeni bir görüşme olacak mı?) Şu anda hem Kılıçdaroğlu hem de Bahçeli ile ilgili bildiğim kadarıyla planlanmış bir görüşme yok. Belli bir noktaya gelinirse randevulaşır. Kamuoyu önünde bu görüşme gerçekleşmiş olur.
Rektör seçimleri konusunda geçtiğimiz dönemlerde her rektör seçimi sırasında hemen hemen maalesef üniversitede kamplaşmalar olur. Şu tarafın adamı bu tarafın adamı diye... Rektörlük seçimi bittikten YÖK tarafından sıralama yapılıp Cumhurbaşkanı tarafından atandıktan sonra bile o tartışmalar devam ederdi. Zaten YÖK sıralıyor. Geçmişte de az oy alanın rektör seçildiği dönemler oldu. Gerginliklerin ortaya çıkmaması bakımından böyle bir KHK çıkarıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız da önüne konulan isimlerden birini seçmiş oldu.
720 bin vatandaşımızı şu an itibarıyla ilgilendiren bir karar. Öyle bir uygulama yapmak durumundayız ki hem vatandaşlarımızın beklentilerini karşılayalım hem de devletin çekemeyeceği bir yükü kamunun üzerine koymayalım. Titizlikle bunlar çalışıldı. Son noktaya gelse teferruatıyla bilgilendirirdim ama çerçevesi konuşuldu. İnşallah bu anlamda adımlar atılacak.
Dolar sadece TL karşısında değer kazanmıyor. Dolar bugün özellikle Trump’ın seçilmesinden sonraki süreçte ciddi bir pozitif dalgalanma içerisindedir. Ama doların bu kadar değerlenmesi Amerikan ekonomisi için de pozitif bir durum değildir. Dolayısıyla bu süreçte Amerikan ekonomisinin de kendi para birimiyle ilgili bir takım politika girişimleri içerisinde olacağını ümmit ediyoruz.
Türkiye'deki durum da, başlıca birinci sebep olarak buradan dünya piyasalarındaki gelişmelerden kaynaklanan bir nitelik arz ediyor. Türkiye ekonomisindeki yapısal sorunlar dolayısıyla doğar değerlenmiyor. Bunun altını çizmek isterim. Eğer yapısal nedenlerle Türkiye ekonomisinin zaafiyetinden dolayı ortaya çıkan bir durum olsaydı bu başka bir şeydi. Bu geçicidir, dönemseldir. Bu dönemin şartları ortadan kalktıktan sonra Türk parası gerçek durumuna tekrar gelecektir. Yani belli bir seviyenin altına ineceğini ifade etmek isterim. Telaşlanacak, korkacak, endişelenecek bir durum olmadığını söylemek isterim. Bunu da kamuoyunu yatıştırmak için söylemiyorum, ekonomik gerekçelerle bunu söylüyorum.
Evet birden bu kadar doların pahalanması yeni bir tablo karşımıza çıkarıyor ama bu tablo ümit ediyorum ki kalıcı değil. Yakında uluslararası piyasalardaki durum ve Türkiyenin içinde bulunduğu şartlardaki gelişmeler daha olumlu noktaya gittikçe dolar belli bir noktaya oturacak. Yapısal zorluklarımızdan ya da sorunlarımızdan kaynaklanan bir durum değildir.'