Derdini Sadece Enstrümanla Anlatan 12 Şarkı

Hiçbir kelime kullanılmadan yüreğe dokunan, hayatın belli anlarını tamamlayan şarkılar vardır. İşte o derin parçaları sizler için derledik. 👇Post-rock’ın duygu dolu devlerinden biri... Gitarların yavaşça bir giriş yaptığı, sonra devleştiği bu parça; bazen bir vedayı, bazen de sevdiğin biriyle geçirdiğin son günü hatırlatır. 'Bu kadar derin mi?' diye düşünüyorsanız, dinleyip bir şans verin!Eğer tüm duygular bir piyanoda hayat bulsaydı, bu parça kesinlikle her şeyi tanımlamaya yeterdi! Melodiler sanki başta derin bir yalnızlığı anlatıp sonra umut vermeye başlıyor gibi. Ne hissettireceğini merak ediyorsanız dinlemeye başlayın.Parçanın 23 dakika olması sizi korkutmasın, çünkü sanki bir müzik dinliyor gibi değil de bir yolculuğa çıkar gibi hissediyorsunuz! Radyo anonsuyla başlayan ve gittikçe karanlık bir iç dünyaya doğru ilerleyen bu şarkı, sadece müzik değil; geçmişle hesaplaşma, çocukluk anıları, şehirlerin sessizliği gibi birçok duyguyu da içinde barındırıyor.Bu parçayı bir gün batımına tanık olurken dinlediğinizde öyle bir huzur hissedeceksiniz ki... Akustik gitar ve piyano arasındaki o geçişler kulağa çok yumuşak geliyor. Huzurlu hissetmek istediğinizde dinleyebileceğiniz güzel bir parça!Yavaş yavaş başlayıp ardından yükselen bu parça, sanki Edvard Munch'ın 'Çığlık' tablosu gibi! Hiçbir söz yok ama bastırılmış duyguların nasıl ortaya döküldüğünü iliklerine kadar hissediyorsun. Adeta bir fırtına öncesi sessizlik.Elektronik ve klasik müziğin kesiştiği bu parçanın verdiği his, boş bir odada tek başına dans etmeye benziyor! Bu iki aykırı türün bir araya geldiği bu parçanın derinliğine bayılacaksınız!Bu şarkı çaldığında içinizdeki dile getiremediğiniz duyguları fark edeceksiniz! Hüzün, pişmanlık, aşk… Hepsi bir arada, ama tek bir cümle bile olmadan!İzlandalı grup Sigur Rós'un bu parçası enstrümantal havayı çok güzel hissettiriyor. Derin düşüncelere dalmak istediğiniz zaman fonda bu şarkının çalması size çok iyi gelecek!Bu parça, sanki farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor gibi. Sonsuz bir boşlukta süzülüyormuşsunuz hissi veriyor. Özellikle gece vakti, karanlık bir odada dinlediğinizde ne demek istediğimizi anlayacaksınız.Balmorhea’nın en saf parçalarından biri. İnsana kendini doğayla baş başa bırakılmış gibi hissettiriyor. Dağlar, vadiler, taş yollar... Hepsi bir tablo gibi gözünün önüne geliyor.Adından da anlaşılacağı gibi, bu parça bir yeniden doğuş hikayesi. Sessiz başlayan melodi, yavaş yavaş güçleniyor. Hayatta kalmak, yeniden başlamak ve nefes almak üzerine yazılmış en güçlü melodilerden biri.Bu parça sanki, içindeki karmaşayı düzene sokmaya çalışan bir zihnin hikayesi gibi. Bazen içinden çıkamayan düşünceler, bazen de tam anlamıyla bir iç huzur… Dinleyince ne demek istediğimizi anlayacaksınız!