Depresyonun Kalıcı Beyin Hasarı Yarattığına Dair Yeni Ulaşılan Bilimsel Kanıtlar ve Çözüm Yolları

Uzun yıllar süren tartışmalar neticesinde depresyonun herhangi bir beyin hasarından kaynaklanmadığı; beyin hasarının depresyondan kaynaklandığı ispatlandı sevgili dostlar. Bugüne kadar pek çok nörolog, beyinde gözlemlenen bir farklılığın kronik depresyona zemin hazırladığını öne sürmüşlerdi ancak 'Molecular Psychiatry' dergisinde yayımlanan yeni makale, olayın rengini epey değiştirecek gibi gözüküyor:

1. Yürütülen bu yeni çalışmada, 9,000 farklı insana ait manyetik rezonans görüntülemesi (MRI) incelendi.

Elde edilen MR görüntülerinde, kronik depresyondan muzdarip 1,728 kişinin beynindeki hipokampüs bölümünde, sağlıklı olan 7,199 deneğe göre küçülme gözlemlendi. Özellikle majör depresif bozukluğa sahip olan insanlarda, hipokampüs hacminin kayda değer bir biçimde (1.24%) küçüldüğü kanıtlandı.

2. Peki nedir bu hipokampüs?

Hipokampüs, beynin medial temporal lobunda bulunan küçük bir bölüme verilen isimdir. Beyinde bulunan çoğu bölüm gibi simetrik iki kısımdan oluşur ve birincil görevinin yeni hatıralar oluşturmak, uzun süreli belleği düzenlemek ve yön bulma becerimizi oluşturmak olduğuna inanılır. Hipokampüsün içinde ise amigdala isimli bir başka bölüm bulunur ve bu bölüm, beynin çok uzun süredir depresyonla ilişkilendirilen bir bölümüdür.

3. Elde edilen yeni bulgulara göre hipokampüsün tek görevi hafızamızı düzenlemek değil...

Yeni bulgular, hipokampüsün aynı zamanda duygu kontrolü konusunda da büyük rol üstlendiğini ortaya koyuyor. Araştırmayı yürüten bilim insanlarından Profesör Ian Hickie, konuyu şu sözlerle açıklıyor:

'Benlik bilincimiz, bizim devamlı olarak bu dünyadaki yerimizi anlamamız sayesinde oluşuyor. Yani hafıza dediğimiz şey yalnızca Sudoku yapmayı ya da şifrenizi hatırlamayı kapsayan bir süreç değil. Hafıza, kendimizle alakalı bildiğimiz her şeyi muhafaza eden bölümdür.'

4. Profesör Hickie, hipokampüs küçülmesiyle ilgili hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen deneyleri örnek gösteriyor.

'Hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen deneyler gösterdi ki, eğer hipokampüs küçülürse beyinde yalnızca hafıza açısından değişiklik olmuyor; canlının tüm davranışları o ya da bu şekilde değişiyor. Bu küçülme, genel bir fonksiyon kaybına yol açıyor.'

5. Depresyondan muzdarip olan insanlar, günlük hayatta yoğun bir öz güven eksikliğini ve düşük bir benlik algısını omuzlarında taşırlar.

Bu basit durumlar bile aslında hafıza üzerinde direkt bir etkiye sahiptir. İnsanın kendisini nasıl gördüğü, hafıza oluşturma, geçmişi tekrar yaşama ve geleceği hayal etme biçimi üzerinde büyük etki sahibidir. Depresyon, kişinin olumsuz düşüncelerini gerçeklik olarak algıladığı, oldukça umutsuz bir zihin yapısına işaret eder.

6. Bu durumun yaşanmasının sebebi ise genellikle geçmişe yönelen pişmanlık ve/veya geleceğe yönelen korkudur.

Elbette bunları yaşamak kişinin kendi seçimi olmaktan çok uzaktır (en azından bilinç düzeyinde). İnsanı depresyon noktasına getiren ise geçmişe ya da geleceğe yönelik bu korku ve pişmanlıkların zihnin içinde sürekli tekrar edilmesidir. Olumsuz düşünce döngüsüne bir kez takıldığımız zaman ise onun içinden çıkmak oldukça güçtür; gittikçe daha da kuvvetli hâle gelerek bizi esir alabilir.

7. Hipokampüs küçülmesinin depresyondan kaynaklandığını öğrendikten sonra ise geriye tek bir soru kalıyor: Bu döngüyü nasıl kırarız?

Bugüne kadar depresyonla mücadele etmiş insanların bu durumu değiştirmek için önerdikleri belirli ortak yöntemler var. Bunlardan bir tanesi hayatınızda köklü bir takım değişiklikler yapmak! Bu illa ki evi damı satıp dünya turuna çıkmak anlamına gelmeyebilir. Yapılacak bir ev ya da dekorasyon değişikliği, görünüşünüzde yapacağınız ufak bir değişiklik, bir arkadaşla birlikte yaşamaya başlamak gibi değişiklikler kendinizi kısa sürede daha farklı hissetmenize yardımcı olacaktır.

8. Geçmiş ya da geleceğe değil, şu âna odaklanmak.

Bu, belki de verilebilecek en iyi tavsiyedir sevgili dostlar. Madem depresyonu yaratan geçmişe duyulan pişmanlıklar ya da geleceğe yönelen korkular, o zaman ânı yaşamayı öğrenerek bu korkunç döngüden kurtulmamız da mümkün. Meditasyon yapın ve sanki o düşünceler sizin değilmiş gibi onları izleyin...

9. Pozitif insanlarla daha çok vakit geçirmek.

Beğensek de beğemesek de hepimiz sosyal varlıklarız ve başka insanların varlığına ve yanımızda olmalarına muhtacız sevgili dostlar. Bu yüzden depresyon durumunda kendimizi kapatmak yerine, etrafımızı bizi mutlu eden insanlarla ve pozitif enerjiyle donatmak kısa sürede düşünce yükünden kurtulmamızı sağlayacaktır.

10. Ve son olarak dikkat edilmesi gereken en önemli iki konu:

Depresyonla yaşamayı kimse ister dostlar. Bu durumu değiştirmeyi istiyorsanız fakat bunu şu ana kadar başaramadıysanız, şu noktaya dikkat etmeniz gerekiyor olabilir: Negatif düşüncelerinizi durdurmaya çalışmayın! Bunun hiçbir zaman faydası olmamıştır ve olmayacaktır. O düşüncelerle ne kadar savaşırsanız, onları o kadar güçlü kılarsınız. Onların konuşmasına, söyleyeceklerini söylemesine izin verin ve ne kadar komik olduklarını ve devamlı kendilerini tekrar ettiklerini anlamaya çalışın. 

İkincisi ise, hiçbir zaman yalnız olduğunuz hissine kapılmayın. Dünya genelinde bu durumla mücadele etmiş ya da etmekte olan milyonlarca insan var ve yaşadığınız durumların hiçbiri size özgü değil. Bunu bilmek bile kendinizi iyileştirmek için atılacak ilk adım olabilir.

Popüler İçerikler

Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan
Kanseri Yenen Eski Arka Sokaklar Oyuncusu Dizi Setlerine Yeniden Dönme Kararı Aldı
Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
18.07.2016

Valla şu sıçtığımın dünyasında, şu cehennem misali yanıp kavrulan ülkede yaşayıp da "giliciği dişinmiyirim, ini yişiyirim" diyen biri ya maldır, ya hayaller aleminde yaşıyodur ya da kaybedecek hiçbi şeyi yoktur. Başka açıklaması olamaz.

23.07.2016

Bende 4 yıldır depresyondaydım depresyona girdikten 1 yıl sonra saçlarım dökülmeye başladı bu depresyonumu 3x arttırdı kaç kere intiharın esiğinden döndüm ama her gece ve sabah aklımda intihar vardı. Acayip düşüncelerle dolup taşıyor ve engelleyemiyordum boğuluyordum.. Antidep kullandım 1 yıl işe yaramadı ve bıraktım kafama göre. Sürekli uyusturucu ve alkolde kullanıyordum ama bi süre sonra onlarda duygularımı nötrleme edici etkisini kaybetti. Şimdi düzelme aşamasındayım naaptın derseniz işe yaramadığı için alkolu ve uyusturucuyu bıraktım arkadaşlarım sandığım insanlarla bağımı kopardım bana sadece pozitif enerji aktaran insanlarla görüştüm oda nadiren.. Kndimi eve kapattım ve izole ettim düşüncelerimle savaşmayı bıraktım acayip düşüncelerimden dolayı deli oldığumu kabul ettim evet ben deliyim napalım dedim saçımı 3e vurdum ve bolca müzik dinledim. Sabırlı olmak çok önemli herşeyi boş verin ...

Pasif Kullanıcı
18.07.2016

Zihin hastalıkları çok kötü ya elinde sonunda diğerine de zarar veriyor.

Pasif Kullanıcı
18.07.2016

en çok zararı kendine veriyor ama :((

TÜM YORUMLARI OKU (21)