Depresyon hakkında toplumsal normlardan da kaynaklanan yanlış kabuller vardır. Gelin şimdi bunlara bir bakalım...Kültürümüz, irade gücüne ve zihinsel dayanıklılığa hayrandır. Bu yüzden geri kalan herkes, çabucak “sızlanan, mızmız insan” olarak nitelendirilir. Oysa klinik depresyonu olan kişiler tembel veya kendilerine acıyan insanlar değildirler ya da depresyonu “kaçmak için bir yol” olarak görmezler. Depresyon; beyindeki değişiklikler ile ilgili bir sağlık sorunu olan, tıbbi bir hastalıktır. Diğer hastalıklar gibi depresyon da uygun tedavi yöntemleri ile düzeltilebilir.Depresyon, ciddi bir medikal durumdur ve çoğu yetişkinin yetersiz olmasında başlıca etkenlerden biridir. Yine de sıradan üzüntülerle karıştırılır. Hastalığın bilimsel kanıtları, anormal aktivite seviyelerini gösteren beyin taramaları ile görülebilir. Ayrıca sinirler arasında sinyal taşıyan beyin kimyasalları da depresif kişilerde dengesiz olarak görünmektedir.Her zaman için değil. Bazı insanlar depresif olduklarında bile ağlamaz veya aşırı üzgün davranmazlar. Bunun yerine duygusal yönden “boşlukta” ve “değersiz” ya da “işe yaramaz” hissedebilirler. Hatta tedavi edilmeyen depresyon, dramatik belirtileri olmaksızın kişilerin dolu dolu bir yaşam sürmelerini engelleyebilir ve aileler üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.Birçok gencin “karanlık yüzü”, karamsar, tartışmacı ve aklı bir karış havada olmasına rağmen, uzun süreli mutsuzluk ya da asabiyet gençler için normal değildir. Mutsuzluk iki haftadan fazla sürüyorsa depresyonun işareti olabilir. Derslerindeki ani düşüşler, yaptığı faaliyetlerden zevk alamamak, arkadaşlarına karşı sürekli sinirli ya da üzgün olmak gibi işaretler de gençlerin yardım almasını gerektiren depresyon belirtilerinden olabilir.Yaşı büyük olan birçok insan, yaşlanmanın zorluklarıyla depresyona girmeden başa çıkabilir. Ancak ortaya çıktığı zaman, gözden kaçmış olabilir. Yaşlılar üzüntülerini gizler ya da belirsiz olan farklı belirtiler görülebilir: Yemeğin tadının eskisi kadar güzel gelmez, ağrıları daha kötüye gider ya da uyku düzenleri değişir. Sağlık sorunları da yaşlılarda depresyonu tetikleyebilir ve depresyon yüzünden kalp krizinden veya cerrahi müdahalelerden geri dönüşleri yavaşlayabilir.Aslında depresyonunu ortadan kaldırmak için harekete geçen çoğu insan daha iyiye gider. Yapılan araştırmalar, ilaç ve konuşma terapisini birlikte kullanmanın daha etkili olduğunu ortaya koyuyor.Depresyon, her altı insandan birini yaşamlarının bir noktasında etkiler. Bu yüzden bu yaygın rahatsızlık hakkındaki şehir efsaneleri ve batıl inanışlar da bir hayli fazladır. Mesela şöyle bir inanış vardır; “Kendini işine verirsen, daha iyi hissedersin”. Bu gerçekten yardımcı olabilir, ama depresyon daha farklı bir şeydir. Özellikle erkeklerde, aşırı çalışma klinik depresyon göstergesi olabilir.