Çok teşekkürler. Depremde vefat eden tüm vatandaşların mekanı cennet olsun. O gün Hatay Samandağ' da on iki ayın en şiddetli yağmuru ve rüzgârı vardı. Hatta abim inşallah hayrımıza olur deyip yatmıştı. Beni uyku tutmuyordu, bir türlü uyuyamıyordum. Tam dalmak üzereydim ki bir anda şiddetli bir şekilde sallanmaya başladık. Çok şükür ki evimiz başımıza yıkılmadı. Dışarı çıktık, 20 bin nüfuslu daha önce belediye, şimdi ise mahalle olan Tekebaşı'nın yolları savaş alanı gibiydi. İnsanlar, Samandağ merkeze hızlı ve korkunç bir şekilde yol alıyordu. Abimle birlikte hemen annemi aradık. Çok şükür iyiydi. Antakya' daki depremi de teyzemin oğlundan öğrendim. Elektrikler kesildi ne olup bittiğini bilmiyoruz dedi. Onların da iyi olduğunu öğrenince, herhalde büyük bir şey yok diye düşündüm. Ancak sabah saatlerinde Samandağ merkeze gidince kıyametin koptuğunu ve büyük büyük binaların yıkıldığına şahit oldum. Depremin merkezi yıktığını ve enkaz altında tanıdıklarımın olduğunu gördüm. Bir şey yapamayacağımı hissettim. Hayallerimizi, geleceğimizi, sevdiklerimizi depremin aldığına şahit oldum.
- Son cümleniz gerçekten çok derin bir anlam taşıyor. Yaşadığınız şehri, gezdiğiniz sokakları enkaz halinde görmek ve en önemlisi birlikte nefes aldığınız kimi insanları bir gecede kaybetmek büyük bir acı. Peki o andan itibaren neler yaptınız?
Can pazarı gibiydi her yer. Enkaz altında bağıran insanlarının çığlığı halen kulağımda. Kurtulanlar, tanıdıklarına bakmaya gelenler, etrafta ne yapacağını bilemeden koşturan insanlar vardı. Elektrik yoktu, internet yoktu. Çoğunun telefonu da yoktu. Olanların da bazısının hattı çekmiyordu. Benim telefonum yanımdaydı ve herkes benden telefonu alarak enkaz altında olan akrabalarını arıyorlardı. Bazılarında telefon çalıyor ama açan olmuyordu. Herkes dua etmeye başladı. Enkaz altında akrabaları ile konuşabilen de çok kişi vardı. Ben de enkaz altında yardım isteyen vatandaşları duyuyordum ama tonlarca yıkık blok ve molozu kaldırmak zordu buna rağmen ellerimizle ve kürekle çıkartabildiğimiz canlarımız da oldu. Çok büyük bir çaresizlik ve bekleyiş vardı.
Ben o anda insanlarımız enkaz altında diye video ve resim çekerek sosyal medyada yardım istedim. Çağrımı gören hem ülkemizden hem Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve diğer bazı yerlerdeki insanlar, beni tanıyan tanımayan herkes benden bilgi almaya başladı. Tam dört gün boyunca telefonum hiç susmadı. Çocukluk arkadaşım, dostum Turgay Dağ öğretmendi. Ailesi ile çarşıda apartmanda yaşıyordu ve video çektiğim o yerde apartmanı yıkılmıştı, onu ve çocuğunu yaralı olarak çıkardılar ama eşi ve bir çocuğunu ancak dördüncü günde çıkarabildiler, vefat etmişlerdi. Her sabah o yoldan geçiyordum ve hemen hemen her gün karşılaşıyorduk. Neden bizim eve kahve içmeye gelmiyorsun diye sitem ediyordu hep, söz verdim ama sözümü tutamadım. Maalesef tanıdığım çok kişi enkaz altındaydı.
O an insanların telefonumu bile rica ile istemesi, bu kadar nazik kalabilmelerini hiç unutmayacağım. Tek üzüldüğüm şey enkaz altında telefonların çalması ama cevap veren kimsenin olmamasıydı. Yapabildiğim tek şey feryat eden insanları teselli etmeye çalışmak oldu. Bir amcamız vardı; her gördüğünde neşeyle sohbet ederdi, daha bir kaç gün önce karşılaşmıştık. Ailesini gördüm. Amcayı battaniyeye sarmışlardı ve arabaya koymak için yardım istediler. Her şey çok acıydı ve dayanmak zordu. Şunu anladım ki Hatay'da ve Türkiye'de deprem gerçeği var. Sürekli yas tutmamak için bence okullarda da deprem eğitimleri şart.
Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz seçimden hemen sonra, başkan olma heyecanı ile yaptığı ilk konuşmasında: 'Arkadaşlar, Samandağ tarihte 9 şiddetiyle yıkılan ve yerle bir olan bir ilçemiz. Önceliğimiz dayanıksız binaları tespit etmek ve yenilemek' demişti. Fakat bu çok çok zordu. Yetmiş veya en az otuz yıllık binalar ve çarpık kentleşme söz konusu. Tüm bu binalar, denizden çıkarılan tuzlu kum ile yapılmış. Tam bu gibi çalışmalar olabilir derken pandemi her tarafı kilitledi ve yapılacak tüm işleri engelledi. Artık deprem gerçeği ile yaşamamız ve ne gerekiyorsa ciddi bir çalışma, disiplin içinde bu konuyu halletmemiz gerekiyor. Bu arada biliyor musunuz, o günden beri hiç yağmur yağmadı.
Antakya ve Hatayı hiç görmedim ama hep gitmek istedim..Tv den izlerdim oraları..İnşallah tekrar eski günlerine kavuşur 🙏
deprem çok çabuk unutuldu sanki:(