'Enkaz altında kaldığı bilinen ve cesedine ulaşılamayan kişiler için Türk Medeni Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenen ölüm karinesinden veya aynı kanunun 32. maddesinde yer alan gaiplik karinesinden işlem yapılabilir. Ölüm karinesi halinde, kişinin her ne kadar cesedine ulaşılamasa da sanki cesedine ulaşılmış ve öldüğü tespit edilmiş gibi işlem yapılır. Bu sonucun doğabilmesi için öncelikli olarak kişinin ölümüne kesin gözle bakılacak bir durumda kaybolmuş olması ve cesedine de kendisine de ulaşılamaması gerekir.
Depremin olduğu zaman yıkılan binada kesin olarak bulunduğunun ve aradan geçen bunca zamandır kendisine veya cesedine ulaşılamamış olması gereklidir. Gaiplik karinesinden ise, kişinin ancak ölüm tehlikesi içinde kaybolması veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamaması ve ölümü hakkında kuvvetli olasılık olması halinde yararlanılabilir.'
Hepimizin başı sağ olsun.. Kalbime, karnıma her seferinde ağrılar giriyor. Dile kolay 365 gün.. Bizler "asrın" felaketini değil utancını yaşadık! Acılar dinmiyor, yaralar iyileşmiyor. Kayıplarımızın ölü sayılacak olması içimi acıtıyor..Lanet olsunn! Yitip giden canlar, hâlâ kayıp olanlar, kader değildi "ihmaldi!" Görüntülere baktıkça, ailesinden kayıp verenleri dinledikçe yaşadıkları çaresizliği, korkuyu, öfkeyi, her seferinde en derinden yaşayıp hissediyorum. Bir Türk evladı olarak, bugüne kadar yaşanan ve yaşatılan rezillikleri, sarf ettiğiniz o acımasız cümleleri asla unutturmayacağım..
Her şeyin fiyatı artarken insan hayatının değeri büyük bir hızla düşüyor yazık
Kasıtlı ölüme terkedildiler depermin ilk 3 günü neredelerdi…