'Distopik bir film seti gibiydi. Hava -20'lerde, korkunç bir soğuk vardı. Depremin hemen ardından bölgeye gittiğimizde ilk fark ettiğim şey koordinasyonsuzluk oldu. Tepeler hatırlıyorum: donmuş ekmek tepesi, giysi-ayakkabı tepesi, topkek tepesi, donmuş su tepesi... Sokaklarda öylece yığılmış bir sürü yardım vardı ama ihtiyacı olan insanlara ulaşması çok sıkıntılıydı.
Depreme yakalanıp evsiz kalan ya da evine giremeyen insanlar, okulda kartonların üzerinde yatıyordu. Onlar yatarkeb üzerlerinden atlayarak geçmek gerekiyordu. Tuvalet diye bir şey kalmamıştı, herkes ortalığa yapıyordu çaresizlikten.
Yol boyu tırlar hatırlıyorum, kilometrelerce tır konvoyları İlaç gelmiş haberi yayılınca insanlar gelmişlerdi. Yaşlı bir teyze olayın şokunu yaşadığı için gelip bizden kolajen istemişti.
Herkesin ayakları çıplaktı o soğukta, çoğunda terlik bile yoktu. Her yerde yıkılmış binalar, başında umutla bekleyen insanlar vardı. Koordinasyon krizi sebebiyle köylere hemen ulaşılamadı bile.
Yeni yapılmış ama ağır hasarlı bir sürü bina vardı. Hatta bir site vardı, daha içinde oturum başlamamış ama ağır hasarlı olduğunu gözle görebiliyordunuz.'
(Derya, Ankara'dan Elbistan'a gitti)
Şu salak emojileri koyan kişiler, Allah belanizi versin
Gülen emojiye tıklayan şerefsiz. Umarım enkazda böğüre böğüre ölürsün
Bir şeyleri unutmamak için anmak , yad etmek bu ülkede hiç bir işe yaramıyor. Tekrar o acıların yaşanmaması için ÇARE ÜRETMEKTEN BAŞKA YOL YOK.!!!