Haberleri açtığımda karşıma çıkan tablo resmen can pazarıydı; evladını enkazın altından çıkarmaya çalışan bir baba, annesini kaybetmiş bir evlat, hiç tanımadığı bir kişiyi çıkarmaya çalışan görevli. Gerçekten oradaki durumu hiçbir zaman anlayamayacağımızı düşünüyorum.
Hemen gönüllü olarak gıda kolilerine ve kıyafet taşımaya yardım ettik hep beraber. Ülkemizde en çok sevdiğim, bir anda “tek yürek” olabilmemiz. Yaşamış olduğumuz suçluluk ve çaresizlik psikolojisini ancak bu şekilde bir nebze olsun hafifletebilirdik, öyle de yaptık.
Günlerden beri empati kurduk, orda insanlar enkaz altındayken ben sıcacık yatağımda uyuyorum, ben gülemem, ben yaşayamam, yemek yiyemem. Hakikaten içtiğimiz sudan utandığımız günler oldu.
Artık depremin üzerinden 16 gün geçti ve bu, oradaki insanların fiziksel barınma ve güvenlik ihtiyaçları karşılanmışsa artık yaslarını yaşamaya ihtiyaçları var anlamına geliyor.
Babam öldüğünde çok iyi hatırlıyorum, ilk 3 gün evde insandan geçilmiyordu. Her gün insan kalabalığı; yemekler yapılıyor, onlar gidiyor, başkası geliyor, ağlıyorum ama yas değildi yaşadığım, çünkü ağlamama izin verilmedi. “Ağlama orda baban üzülür.” diyen mi dersin, “Yazık göz yaşlarına” diyen mi ararsın, “Annen için dik dur çocuğum.” lafları… Bir türlü yasımı yaşamama izin vermediler.
Kısa bir süre sonra sürekli ağlama krizlerine giriyordum, depresyona girdim en sonunda, panikatak hastası oldum çıktım.
Oradaki insanların yaslarını yaşamaya ihtiyaçları var, bizim de normalleşmeye…
Ben, “Zil takıp oynayın.” demiyorum, “Yardımları bırakın, unutun.” demiyorum. Yanlış anlaşılma olmasın. Bu ara her yerde, Uğur Hoca'mın da dediği “duyargaç” lar var. Ne yazsak yanlış anlayıp başka bir yere çekiyorlar konuyu.
Tekrar söylüyorum; yardımlarımızı yapmaya devam edeceğiz, üzüleceğiz, ağlayacağız, dertleşeceğiz çünkü insanız.
Ancak normalleşmemiz gerekiyor, psikolojik sağlamlık bunu gerektiriyor.
Her zamanki rutinlerimize dönmemiz, kişisel öz bakımımızı yapmamız, hobilerimizi gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Ben bir psikolog bakış açısıyla bunları söylüyorum, başka biri başka bir bakış açısıyla ne söyler beni ilgilendirmiyor.
Ruh sağlığımızı kaybetmek istemiyorsak yavaş yavaş hayata dönmemiz gerekiyor.
Evet, biliyorum ruhumuz enkaz altında kaldı; ancak onu oradan çıkarmak bizim elimizde, hem oradaki insanlara yardımcı olabilmemiz için hem de kendimiz için.
Instagram