Deprem Bölgelerinde Salgın Hastalık Görülme Riski Var mı? Önlem Almak İçin Neler Yapılmalı?

Ülkemizde yaşanan 2 büyük ve yıkıcı depremin ardından birçok endişe doğdu: Afet bölgelerindeki hijyenik koşulların eksikliği vb. bir sürü sıkıntıdan dolayı salgın bir hastalık çıkma riski var mı? Uluslararası yönergeler ne öneriyor? Nasıl önlemler alınmalı? Anlattık. 👇

Ülkemizde 10 ilde meydana gelen yıkıcı depremin ardından insanları birçok endişe sardı: Bunlardan birisi de salgın hastalık oluşma riski.

Arama - kurtarma ekipleri günler geçmesine rağmen hala çalışmalarına ve canları kurtarmaya devam ederken, kurtulan her bir can ile sevinç doluyoruz. 

Ancak bilim insanları, bu afetten sağ kurtarılan kişileri büyük bir hayat mücadelesinin beklediğini söylüyor.

Bu salgın hastalıklar susuzluk sonucu, hijyenik koşulların olmamasından ve yangınlardan çıkan kimyasalların solunması gibi problemlerden tetiklenebilir.

Doğal afetlerin tamamında olduğu gibi depremler de bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması riskini içinde barındırıyor. Bu yüzden depremin sebep olduğu yıkımın üstüne bir felaket daha yaşanmaması için sağlık adına önlemler alınmalı.

Peki nasıl?

Deprem felaketi sonrası süreçte sağlık riskleri üç aşamada incelenir:

  • Deprem afetinin ardından ilk 4 gün önemli: Bu süreç genellikle enkaz altında kalan insanların kurtarıldığı ve depremde yaralanan insanların ilk tedavisinin gerçekleştirildiği dönemdir.

  • İkinci aşamada deprem sonrası 4. gün ile 4 hafta arasındaki süreci kapsıyor: Bulaşıcı hastalık ve salgınların ilk dalgalarının ortaya çıkabileceği muhtemel dönem.

  • Üçüncü aşama ise 4 haftanın ardından gelen iyileşme aşaması. Ancak dikkat: Bu zaman diliminde kuluçka süresi uzun olan enfeksiyonlar görülebilir.

Deprem sonrası salgın hastalıkların yayılmasında görülen artış, depremin uzun süreli etkileri ile ilgilidir.

Çevresel değişiklikler, aşırı kalabalık barınma alanları, kötü beslenme, temiz olmayan su ve kötü sanitasyon vb. gibi birçok sebep buna yol açabilir.

Afet ve kamp ortamlarında en çok görülen hastalıklar kendilerini ilk olarak ishal ile belli eder.

İshalle seyreden salgınlar yaygın olarak kirli su kaynağından kaynaklanır. Ayrıca salgınların ortaya çıkışında ortak kullanılan kaplar, bardaklar vs. büyük rol oynar. Sabunun eksikliği de büyük sorunlara yol açabilir...

Nasıl önlem alınır?

Mevcut uluslararası yönergeler, kişi başına 3,5 m2 barınak alanı ve her 20 kişi için birer tuvalet inşa edilmesi gerekliliğinin altını çiziyor. Ayrıca tuvaletlerin barınaklardan 30m ve su kaynaklarından 100 m mesafeye yerleştirilmesi çok büyük önem teşkil ediyor.

Ayrıca gıda, su temini ve sanitasyon için gereksinimlerin karşılanması da çok önemli.

Kişi başına yeterli su temini ve kişilerin hijyenini koruması için gerekli koşulların sağlanması da çok önemli. Aksi takdirde, bir başka felaket ile karşı karşıya kalma riski mevcut...

İlginizi çekebilir:

Dış Basın Anlattı: Can Kayıplarının Bu Kadar Yüksek Olması Önlenebilir miydi?
Deprem Bölgesinde Karbonmonoksit Zehirlenmesine Dikkat! Karbonmonoksit Zehirlenmesi Nasıl Anlaşılır?
Depremzede Sevdiklerimize Nasıl Destek Olmalıyız? Dikkat Etmemiz Gereken Noktalar Neler?

Popüler İçerikler

Gazeteci Fulya Öztürk'ün Azerbaycan Milletvekiline Ağladığı Anların Beden Dili Analizi Çok Konuşuldu
Mide Bırakmadınız! Yalı Çapkını'nda Şimdi de Suna ve Ferit Birlikte Oldu!
Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı