Denize Girdiklerinde Farklı Bir Dünyaya Geçtiklerine İnanıyorlar! Kanada'nın Gizemli Kabilesi İnuitler

Eskimolar Kuzey Kutbundaki yaşam biçimleri ile tarih boyunca merak konusu olmuşlar ve zaman içerisinde farklı kabilelere ve dünyanın çeşitli yerlerine ayrılmışlar. Şimdilerde yok olmaya yüz tutmuş olsa da bazı mitolojik inançlarını hala sürdürmeye devam ediyorlar. Özellikle Kanada çevresinde yaşayan Inuit kabilesi inançları ile şaşırtıyor. Gelin bu inançlar nelermiş bir bakalım... 👇

Inuit kabilesi yaşamış en eski topluluklardan biri.

Yüzyıllar boyunca, Inuitler avlanmak ve balık tutmak ile geçinen göçebe bir halktı. Ancak bugün göçebe olarak yaşamıyorlar. Günümüzde Alaska, Kanada, Grönland ve Rusya'nın bazı bölgelerinde yaşayan yaklaşık 40 farklı etnik gruba ait 125 binden fazla Inuit var. Aralarında büyük mesafeler olsa da, Inuitler genellikle Kanada bölgesine yerleşerek oldukça homojen kalmışlar. Asimile olanlar da mevcut elbette.

İnglo evleri onların buldukları düşünülüyor.

Kızılderililerinin dilinde “çiğ et yiyen” anlamına gelen Eskimo kelimesi, ilk olarak 17. yüzyılda Fransız yerleşimciler tarafından onlara verilen bir isimdi. Bugün, daha yerel isimleriyle Yupik veya İnupiat olarak anılıyorlar. 1977'de Alaska'daki ilk toplantılarında dedikleri gibi “halk” anlamına gelen daha genel terim olan Inuit ise resmi isimleri. Tarih boyunca İnuit'ler zorlu çevre koşullarına çok iyi adapte olmaları ile tanınmışlar. Kuzey Kutbunda yaşadıkları dönemlerde kardan inşa ettikleri evler ile ısınmayı bile başarmışlar.

"Zor ortamlarının bile bize sunduğu şeylerle yetinmeyi öğrendik."

Ağaçlar çiçekler böcekler yerine sonsuz bir buzulun olduğu bölgelerde yaşamalarından dolayı yüzyıllarca bedenleri de ona göre evrilmiş. Kutup hayvanları, buz, taşlar gibi etraflarındaki her şeyden son damlasına kadar yararlanıyorlar. Temel bir öğünleri, soğuğa dayanmalarına yardımcı olan demir ve A vitamini açısından zengin etleri tüketmekten oluşuyor.

 Ama hepsinden önemlisi kültürel olarak da yaşadıkları çevreye adapte oluyorlar. Kıyafetleri, kar ayakkabıları, köpek kızakları, kanolar, avlanma stratejileri... Hepsi Kuzey Kutbu için özel olarak tasarlanmış gibi.

Doğa büyük bir saygı ile karşılanmalı.

Doğanın onlara verdiği balıklar için şükretmek Inuit kabilesi için günlük bir rutin. Doğa'nın bize verdiklerini geri ödememiz gerektiğini düşünüyorlar. Bu nedenle de modern dünyaya adapte olmakta bir hayli zorlanmışlar. Bir kabile üyesi geçtiğimiz yıllarda kapitalizm ve hızlı tüketim çılgınlığına daha fazla dayanamadığı için Kanada'dan Kuzey Kutbuna geri dönmek istediğini dile getirmişti.

Mitolojilerine göre yaygın olarak okyanusun altında farklı dünyalar ve boyutlar olduğuna inanıyorlar.

Inuit mitolojisinin temel bir ilkesi, bazı yetenekli angakokların (şamanların) translarda ve rüyalarda yolculuk etmesidir. Sıradan ölümlülerin yalnızca öbür dünyada yaşayacağı yerleri ziyaret etme gücüne sahip olurlar. Denizin altındaki, yerin içindeki ve gökyüzündeki diğer dünyalara olan inanç onlarda o kadar güçlü ki sadece buraları hayal ederek yazdıkları şarkılar ve şiirler mevcut. Bu resimde gördüğünüz ise okyanus tanrısının bir tasviri.

Bu nedenle tarih boyunca Kuzey Kutbunda yaşamış olan bu kabile, balıkçılık ile geçinmesine rağmen nadiren suyun altına girmiş.

Okyanusun altına daldıklarında farklı bir boyuta geçtiklerini ve geri dönememe olasılıklarının olabileceğini düşündükleri için korktukları binlerce yılın ardından bugünlerde bile çoğu İnuit üyesi denize girmekten çekiniyor.

Doğurganlığın okyanustan geldiğine inanıyorlar.

Kadınlara doğum gücünü veren tanrının okyanus tanrısı Akna olduğuna dair yaygın bir inanışları var. Aynı şekilde ölüm tanrısı Anguta da okyanusun içinden gelen vahşi bir tanrı. Yani yaşam da ölüm de onlar için okyanustan geliyor. Yeme içme ve yaşam faaliyetlerini sürdürme gereksinimleri hep okyanusa dayandığı için inanışlarının da böyle olması pek şaşırtıcı değil.

Nanook adında kadim kutup ayısı eğiticileri var.

Bu eğiticiler hayatları boyunca tıpkı bir boğa eğiticisi gibi aslında evcil olmayan ve güçlü bir hayvanla baş etme ve onu ehlileştirme becerisini edinmeye çalışıyorlar. Eğer bunu başarırlarsa da bu zorlu görev sonunda kabile halkı tarafından kadim ve bilge olarak görülüyor ve yönetici seçiliyorlar. 

Bazı inanışlara göre, kutup ayıları ile dost oldukları ve onlarla konuştukları mitolojik bir gelenek. Bu nedenle bu eğiticilerin ruhu aslında bir kutup ayısı, sadece insan formundalar.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Klasik Müzik Konserinde Sahneye İç Çamaşırı Fırlatan Tarihin İlk Fangirlleri: Franz Liszt'in Çılgın Hayranları

👇

İmparatorken Aniden Köle Olmak! Antik Mısır'daki Her An Tepetaklak Olabileceğiniz Zorlu Hiyerarşi Sistemi

👇

Cinsiyetleri Yoktu! Ürpertici Ritüelleri ile İlk Şamanlar Mezolitik Çağ'da Bile Yaşamış Olabilir mi?

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!