Penise benzeyen amfibi canlıdan yeni keşfedilen yavru hayalet köpekbalığına, dünyanın dört bir yanından en tuhaf ama aynı zamanda en harika hayvanlardan bazılarını sizler için listeledik. Bu hayvanların neler ve nasıl canlılar olduğunu merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇
Geçtiğimiz ay Yeni Zelanda kıyılarında bulunan bu yavru hayalet köpekbalığına çok nadiren rastlanır ve haklarında çok az şey bilinir. İlk olarak 2002'de görülmüşlerdir. 122 ila 2.011 metre derinliğinde yaşayan bu canlılar, ölü bakan gözleri ve kanada benzeyen yüzgeçleri yüzünden bu şekilde adlandırılır. Aslında köpekbalığı familyasına ait olmayan bu canlı, kılçık yerine kıkırdak dokusundan olma bir iskelete sahip bir balık türüdür. Ayrıca köpekbalıkları gibi deniz tabanına yumurtlarlar.
Penise benzeyen bu canlı, isminin aksine ne bir yılandır ne de penisle en ufak bir ilgisi vardır. Bu, aslında erkeklik organına benzeyen uzuvsuz bir amfibi. Bu türle ilgili çok az şey biliniyor. İlk kez 1880'lerde keşfedilmesine rağmen, 2011 yılına değin yalnızca iki korunmuş örnek bulunuyordu. Akciğer yerine derisiyle nefes alan 81 cm uzunluğundaki bu canlının ömrünün 5 ila 10 yıl olduğu sanılıyor. Ayrıca görme yetisi iyi olmasa da çok güçlü bir koku duyusuna sahip ve yönünü de bu şekilde buluyor.
Yuvarlak ve pembe vücudu nedeniyle bu şekilde adlandırılan bu deniz hıyarı türü, 15 cm uzunluğuna ulaşabilen şişmiş vücuduyla dünyanın tüm okyanuslarında görülür. Yüzlercesi, deniz tabanına çöken leşlerin başına üşüşerek karnını doyurur. Neredeyse her şeyi yiyebilirler. Vücutlarını şişkin tutmak için su pompalarlar ve yüzeye çok yaklaşmaları durumunda büzülerek ölürler. Ayrıca derilerindeki zehirli kimyasallar sayesinde kendilerini savunabilir ve yırtıcılardan korunurlar.
Pembe armadillo, ıstakozla çaprazlanmış tüylü bir tırtıla benzer. En küçük armadillo türü olan bu canlı, 13 cm gelen uzunluğuyla avuca sığabilecek kadar küçüktür. Güney Amerika'nın kumul ovalarında ve kuru otlaklarında yaşar ve toprak altında hızla hareket eder. Pembe renginin kaynağı ise, sıcak ve kurak iklimlerde vücut sıcaklığını sabit tutabilmesi için kabuğuna pompalanan kandır.
Bir kamuflaj ustası olan bu etobur kuş, genellikle Amerika'nın tropikal bölgelerinde yaşar. Hareketsiz kalır ve etrafındaki ağaç kütükleri veya dalları gibi görünerek sabırla avının ayağına gelmesini bekler. Hatta kendini ele vermemek için gözlerini dahi açmaz. Bu gece kuşu, göz kapaklarının altındaki minik açıklıklar sayesinde gözleri kapalıyken bile etrafını görerek en küçük hareketi bile fark eder.
Hayvan krallığındaki en tuhaf penise sahip olan dikenli karıncayiyenin cinsellik organının dört başı bulunur ve genel olarak ayağa benzeyen bir görünümü vardır. Ayrıca epey büyük olan bu organ, hayvanın boyunun üçte biri kadardır. Ekidne olarak da bilinen bu canlı, günümüzde varlığını sürdüren iki yumurtlayan memeli türünden biridir.
Hayvan krallığının yerbilimcileri olan yıldız burunlu köstebekler, burnunun etrafındaki dokunaçlardaki 25.000 duyu alıcısıyla sismik dalgaları tespit eder. Bataklıklarda yaşayan tek köstebek olan bu canlı, suda yaşayan avlarının zayıf elektrik sinyallerini de alabilir. Ayrıca su altında hava kabarcıkları üfleyip kabarcıkları geri çekerek koku alma yetisine sahiptir ve dünyanın en hızlı beslenen canlılarından biridir.
Genellikle piranalarla karıştırılan pakular, hem etçil hem de otçul olan ve insan dişlerine benzeyen, kare şekilli, düz dişleriyle Amazon nehrine düşen yemiş ve meyveleri parçalayan bir balık türüdür. Bu canlıların insan testislerini yemiş olarak algıladığı söylenir. Bu nedenle, nehirde yüzen insanların testislerini ısırmaya çalıştıklarından 'testis yiyen balıklar' olarak da bilinirler.
Beyni kadar büyük gözlere sahip tarsiyer, vücut boyutuna göre en büyük gözlere sahip memelidir. Ancak gözleri bu denli büyük olduğundan bizler gibi rahat rahat hareket ettiremezler ve bunun yerine başlarını baykuşlar gibi 180 derece döndürürler. Etçil olan bu primatlar bu sayede avlarını rahatlıkla belirler. Bu strateji başarılı olmuş olacak ki, cadı maki olarak da bilinen tarsiyerler, 55 milyon yıllık geçmişleriyle gezegenimizin en eski primat türüdür.
Kuş pisliğine benzeyen bu örümcek, gün boyunca bir yaprağın üzerinde büzülmüş bir şekilde oturarak müstakbel avlarını, bir taze dışkılanmış kuş pisliği yığını olduğuna inandırır. Ayrıca geceleri ön bacaklarını kaldırır ve çiftleşecek eş arayan erkek güveleri kendisine çeken bir feromon salgılar. Şansının yaver gittiğini düşünen güveler, görünüşte kuş pisliğine benzeyen bu canlıya yaklaştıkları anca bacaklarıyla yakalanır ve lezzetli birer öğüne dönüşür.
İsimlerinin aksine, bu tüylü küçük canlılar aslında bir yaban arısı türüdür. Gösterişli, kabarık vücutları sayesinde yere düşen yağlı meyveler gibi görünür ve kendileriyle beslenen canlıları kandırmayı başarırlar. Bazı bilim insanları bu türe ait fosilleri incelese de beyaz tüylerinin, aşırı çöl sıcaklarından korunmak üzere evrim geçirdiği iddia edilir.
Galapagos Adaları'na özgü olan kırmızı dudaklı yarasa balığı, yüzgeçlerini âdeta bacakmışçasına kullanarak deniz tabanında yürüyüş yapar. Pek çok tuhaf görünüşlü hayvanda olduğu üzere, bu canlının da çiftleşecek bir eş bulmak için bu şekilde evrim geçirdiği düşünülüyor.
Balıktan çok dalgıca benzeyen bu deniz canlısı, fıçıya benzeyen aşırı hassas gözlere sahiptir. Boru şekilli olarak betimlenebilen bu gözler, genellikle yukarıya bakar. Bu şekilde üstünden geçen avlarını ve kendisini avlayacak canlıları görme fırsatı elde ederek ona göre eyleme geçer.
Dünyadaki 60.000 kabuklu türünün en büyüğü olan Japon örümcek yengeci, 3.7 metreye ulaşabilen bacak açıklığı ile insanlardan bile uzundur. Ancak bu büyük boyutlarına rağmen, hayata dişinin yumurtladığı milyonlarca mikroskobik planktonik larvadan biri olarak başlarlar. Genellikle Japonya'nın Honşu adasının kıyılarında bulunurlar.
Bu güçlü minik canlılar, avlarını yumruklayarak 22 kalibrelik bir mermi gücüne sahip ve saniyede 23 metrelik hıza ulaşabilen saldırılar gerçekleştirir. Karidesin ağırlığının 100 katı güçteki bu saldırı, şu ana değin keşfedilen hayvanlar arasındaki en güçlü saldırıdır. Ayrıca bu canlılar, dinozorlardan daha eskidir.
32 yıla kadar yaşayabilen tüysüz köstebek faresi, ömrü en uzun olan kemirgen türüdür. Nörodejenerasyondan kansere kadar, insanların etkilendiği pek çok sıkıntı ve hastalığa büyük ölçüde direnç gösteren olan bu canlılar, kendi biyolojik yapımız hakkında çok değerli bilgiler sunma potansiyeline sahiptir.
Bu balık saldırıya geçtiğinde Stranger Things dizisindeki Demogorgan yaratığına benziyor. Kafası kocaman olan bu püskül balığı, ağzını kocaman açarak kendisine tehdit oluşturan canlıları kapar ve bölgesini saldırılardan korur.