Deniz Seki'nin Başvurusuna AYM'den Ret

Anayasa Mahkemesi, 'uyuşturucu madde ticareti yapma' suçundan cezaevinde olan şarkıcı Deniz Seki'nin, hak ihlali iddiasıyla yaptığı bireysel başvuruyu, 'açıkça dayanaktan yoksun' olduğu gerekçesiyle reddetti.

Resmi Gazete'de yayımlanan kararda, şarkıcı Deniz Seki hakkında 2009 yılında 'kullanmak için uyuşturucu madde kabul etme veya bulundurma' ve 'uyuşturucu madde ticareti yapma' suçlarından kamu davası açıldığı hatırlatıldı. Seki'nin mahkeme tarafından çarptırıldığı 6 yıl 3 ay hapis cezasının, geçen yıl Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği belirtildi. Seki, yerel mahkemenin kararı üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.

Seki başvurusunda, delillerin eksik ve hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyetine karar verildiğini, tape kayıtlarında uyuşturucu ticaretine ilişkin bir konuşma bulunmadığının göz ardı edildiğini, hakkındaki dinleme kararı öncesinde de görüşmelerinin kayıt altına alındığını ve elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğunu savundu.

Başvuruda, ağır ceza mahkemelerince görülen ve Yargıtay'da bulunan dosyaların incelenmesine devam edilmesinin 'kanuni hâkim güvencesini' ihlal ettiği ileri sürüldü.

Anayasa Mahkemesi başvuruyu 'açıkça dayanaktan yoksun' olduğu gerekçesiyle kabul edilemez buldu.

'Kanuni hâkim güvencesine aykırı değil'

Kararda, kanuni hâkim güvencesinin, mahkemelerin kuruluş ve yetkileriyle izleyecekleri yargılama usûlünün yasayla düzenlenmesini ve dava konusu olay ortaya çıkmadan önce belirlenmesini gerektirdiği anlatıldı.

Kapatılan mahkemelerdeki davalara, kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar bu mahkemeler tarafından bakılacağı belirtilen kararda, bu şekilde uzun süren davalarda başa dönülmesinin ve suçun işlenmesinden sonra yargı yerinin değiştirilmesinin önüne geçildiği ifade edildi.

Bu nedenle Seki’nin yargılanmasına ağır ceza mahkemelerinin bakmasının kanuni hâkim güvencesine aykırı olmadığı belirtildi.

Kararda ayrıca, belirli bir davaya ilişkin delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisinin derece mahkemelerine ait olduğu da eklendi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konudaki içtihatlarına atıfta bulunulan kararda; delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmamasının, bireysel başvuru incelemesine konu olamayacağı bildirildi.

Kararda bunun istisnasının, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının “bariz takdir hatası” veya “açık keyfilik” içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmesi olduğu anlatıldı.

'Takdir hatası ya da keyfilik yok'

Kararda, Deniz Seki’nin hukuka aykırı olduğunu iddia ettiği bir kısım telefon konuşmalarının, aynı soruşturma kapsamındaki diğer sanıklarla ilgili iletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulanması sonucu elde edildiği de belirtildi.

Bu kayıtların katalog suçlarla sınırlı olmak kaydıyla kullanılabileceğinin Yargıtay tarafından kabul edildiği aktarıldı.

Delillerin değerlendirilmesinde bariz takdir hatası veya açıkça keyfilik oluşturan bir bulguya rastlanmadığı ifade edilen kararda, 'silahların eşitliği' ve 'çelişmeli yargılama' ilkelerine aykırı olarak başvurucuya delillerini sunma, inceletme ve itiraz etme hususlarında uygun olanakların sağlanmadığına yönelik bir delil de olmadığı söylendi.

Bu nedenlerle Deniz Seki’nin iddialarının 'açıkça dayanaktan yoksun' bulunduğu belirtildi.

Ajanslar

Popüler İçerikler

Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
İstanbul’da Biberonuna Tiner Konulan 2 Yaşındaki Bebek Hayatını Kaybetti: Anne Tutuklandı, Baba Serbest!
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"