Deniz Seki’ye “uyuşturucu ticareti”nden verilen hapis cezasını onayan Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararın gerekçesini yazdı. Uyuşturucunun paylaşılmasının da “başkasına vermek” anlamına geldiği belirtildi.
Deniz Seki'nin 'uyuşturucu ticareti yapmak' suçundan yargılandığı davada verilen 6 yıl üç ay hapis kararı temyiz edilmiş ve uyuşturucu suçlarına bakan Yargıtay 10. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştu. Karara yeniden itiraz edilmiş ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilen dosya bu kez onanmıştı. Dokuz üyenin karşı oyuna rağmen on üç üyenin oyu ile alındığı öğrenilen kararda sanatçının satıcılardan aldığı iddia edilen uyuşturucu maddeyi arkadaşlarıyla paylaştığı, bunun 'başkalarına verme' kapsamına girdiğinin kabul edildiği, kararın onanmasına bu nedenle karar verildiği belirtildi. Telefon görüşmelerinde şifreli konuşmalar yapıldığı, Seki'nin bu şekilde hemen her gün uyuşturucu istediği, arkadaşlarının kendisinden ısrarcı olması nedeniyle satıcıları arayıp parayı genelde kendisinin bazen de arkadaşlarının verdiği ve alınan uyuşturucuyu arkadaşlarıyla paylaştığı ifade edildi.
'ŞERH BİZİ DESTEKLİYOR'
Karara muhalif üyeler ise Seki'de ve diğer sanıklarda uyuşturucu madde ele geçirilemediğini, niteliği belirlenemeyen bir maddenin uyuşturucu olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, 'somut olay ve olgularla açıkça örtüşmeyen telefon konuşmaları delil olarak mahkûmiyet hükmüne esas alınamaz' şerhini düştü. Deniz Seki'nin avukatı Naim Karakaya, gerekçenin kendileri için sürpriz olmadığını, kullanılan ifadelerin ve muhalif üyelerin şerhinin de kararla ilgili Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) yaptıkları itiraz başvurusunu desteklediğini ifade etti. Avukat Karakaya açıklamasında 'Deniz Seki'nin kendi ifadesinde de belirtildiği gibi işlediği yegane fiil bu maddenin kullanımı olup kendisi bir nevi mağdurdur. Kendisinin uyuşturucu madde ticareti fiili işlediğine dair tek bir delil yoktur, ortada ticareti yapıldığı iddia edilen tek bir gram uyuşturucu madde bulunmamıştır. Buna rağmen işlemediği bir fiil nedeniyle mahkum edilmiş, özel görevli mahkemeler adil yargılanma hakkı açısından sakıncalı görülerek kapatıldığı halde verdikleri karar Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda onanmıştır. AYM'den bu hukuksuzluğa dur demesini bekliyoruz' ifadelerine yer verdi.