“Livaneli’nin iddialarına ilişkin, ‘Zülfü Livaneli’nin gerçekdışı iddiaları beni ciddi şekilde üzdü. Böyle bir haksızlığa muhatap olduğum için gerçekten çok üzülüyorum’ şeklinde bir yorumu oldu. En büyük üzüntüsü ise Genel Merkez’den hiç kimsenin aramaması olmuş. Anlayacağınız en çok vefasızlığa kırgın. Kemal Bey (CHP Genel Başkanı) bir telefon açıp ‘geçmiş olsun’ dememiş. Kendi geçmişini koruyamayan geleceğe nasıl sahip çıkacak?
Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş seversiniz ya da sevmezsiniz, doğru ya da yanlış. Adam canıyla uğraşıyor; bir de bu davaların gündeme gelmesi daha da üzüyor. Şimdi ben de çıkıp, ‘Zülfü Bey en çok parayı sever, sonra gücü sever, fırsat bulursa belediye başkanı, milletvekili, genel başkan olmak ister. Son olarak ise cumhurbaşkanı olmayı ister’ desem ayıp olmaz mı? Dost evinde yapılan bir sohbeti ki benim adımı da çok katıyor ‘evi’ diye, genel kurul toplantısı gibi lanse etmesi de çok yakışıksız. İstanbul İl Kongresinde Ahmet Güryüz Ketenci seçildi. Bizi, ‘CHP Kürtlerin ve Alevilerin partisi’ diye yaftalıyorlardı. Ketenci’nin seçilmesi Türkiye’nin mozaik partisi olduğumuzu gösterdi. Mezhepçilik yapmadan, kompleks duymadan yolumuza devam edildi.”
akpnin bu kadar güçlü ve rakipsiz olmasındaki yegane aktör.
Uçkur sevdasına Ülkenin 20 senesini heba ederken, insanları bu bozuk düzene, ortaçağ zihniyeti ile Ülke yöneten iktidarın zihniyete mahkum ederken hiç üzülmemiş mi acaba ? Adam hala kendini düşünüyor. CHP'nin acilen bu kişiyi partiden ihraç etmesi gerekiyor.
Fiziki olarak ne siyaset yapmaya ne de siyasi dinamizme ayak uyduramayacak koşulda olduğu halde hala daha inatla bundan vazgeçmemesi türkiye siyasilerinin amaçlarının ne olduğunu açıkca gösteriyor.