Galen, birçok anatomik keşfiyle tanınır. Bizans İmparatorluğu'nda ve Avrupa'da tıp eğitiminin temelini oluşturan, asırlar önce yaşamış bu bilim insanını daha yakından tanımak ister misiniz? Cevabınız evet ise, buyurun içeriğimize!👇
Galen, birçok anatomik keşfiyle tanınır. Bizans İmparatorluğu'nda ve Avrupa'da tıp eğitiminin temelini oluşturan, asırlar önce yaşamış bu bilim insanını daha yakından tanımak ister misiniz? Cevabınız evet ise, buyurun içeriğimize!👇
Rivayete göre Galen'in babası rüyasında tıp tanrısı Asklepios’u görmüş ve oğluna tıp eğitimi aldırma emri almıştı. Galen on altı yaşındayken tıp eğitimine başladı. Birçok şehir gezip araştırmalarda bulundu. 157 yılında Bergama'ya döndü ve burada Asya'nın baş rahibi tarafından tutulan gladyatör birliğine başhekim olarak hizmet etti.
Halka açık anatomi gösterileri, diğer doktorların tedavi edilemez ilan ettiği hastalardaki başarıları, muazzam bilgisi ve halka açık tartışmalarda sergilediği retorik becerileri sayesinde tıp mesleğinde hızla yükseldi. Galen'in zengin geçmişi, sosyal bağlantıları ve eski felsefe öğretmeni Eudemus ile olan dostluğu, bir filozof ve doktor olarak ününü daha da artırdı.
Galen'in hem cerrahi becerileri geliştirmek hem de araştırma amaçlı diseksiyon* savunuculuğu, tanınmasında önemli bir rol oynadı. Yedi çift kafa sinirini tespit etmekle beraber kalp kapakçıklarını tanımladı ve atardamarlar ile toplardamarlar arasındaki yapısal farklılıkları gözlemledi. Keşiflerinden biri ise dört yüz yıldır öğretildiğinin aksine atardamarların hava değil, kan taşımasıydı.
*diseksiyon: herhangi bir organizmanın iç yapısını incelemek üzere dışını yarıp parçalara ayrılmasıdır.
Hayvan teşrihlerine dayanarak insan anatomisi hakkında yaptığı çıkarımlar onu sık sık hatalara sürükledi. Örneğin, rahim anatomisi büyük ölçüde köpek rahmine benzemekte.
Galen, bedeni birbirine bağlı üç sistemden oluşan bir yapı olarak görmekteydi: duyum ve düşünceden sorumlu olan beyin ve sinirler; hayat veren enerjiden sorumlu kalp ve atardamarlar; beslenme ve büyümeden sorumlu karaciğer ve diğer damarlar.
Daha önceki Hipokrat kavramlarına dayanan Galen, insan sağlığının dört ana vücut sıvısı - kan, sarı safra, kara safra ve balgam - arasında bir denge gerektirdiğine inanmaktaydı. Bu dört sıvının her birinin dört temel nitelikten ikisini gösterdiğini düşünmekteydi: sıcak, soğuk, ıslak ve kuru.
Humoral patoloji teorisindeki bu değişiklik, doktorların daha kesin teşhisler koymasına ve bu teşhisler ışığında hastalara daha spesifik ilaçlar önermesini sağlamış oldu.
Peki, siz Galen'i hiç duymuş muydunuz? Çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!