Türkiye'nin demokrasi tarihi kesintilerle dolu. Kanlı darbeler ve post modern darbeler olmak üzere çeşitli darbelerle sınanan demokrasi tarihimizde 'cuntaların' yeri büyük.
Latin Amerika başta olmak üzere, dünyanın birçok bölgesi de ABD'nin laboratuarı olarak cunta deneyimleri yaşadılar. Peki demokrasi ve halkların korkulu rüyası haline gelen cunta nedir? Cunta ne demek ve nasıl bir yönetim şekli?
Cunta, 'komite' ya da 'toplantı' anlamına gelir. Kökeni 1808'de Napolyon'un İspanya'yı işgaline karşı İspanyol direnişinin düzenlediği ulusal ve yerel cuntaya dayanır.
Günümüzde bu terim, askeri oligarşiye dayalı otoriter rejimleri tanımlamak için kullanılıyor. Bu hükümetler; tek bir askeri liderin hakimiyetindeki 'güçlü adam' modeli, parti bürokrasisinin kontrolündeki 'makine' sistemi ve kişisel çıkar ağlarına dayanan 'patronaj' düzeni olmak üzere üç farklı şekilde karşımıza çıkabiliyor.
Cunta yönetimleri genellikle askeri darbeler sonucu iktidara gelir. Bu rejimler iki şekilde yönetim sergileyebilir: Ya doğrudan kararnamelerle ülkeyi yöneten resmi bir yönetim organı olarak hareket ederler ya da görünüşte sivil bir hükümetin arkasında fiili kontrolü elinde tutarak iktidar uygularlar. Her iki durumda da cuntalar, demokratik süreçleri askıya alarak yönetimi ele geçirirler.
Sözlük tanımı gereği 1960-61'deki Milli Birlik Komitesi ve 1980 yılındaki Milli Güvenlik Konseyi iki farklı cunta deneyimi olarak Türkiye tarihinde yer alıyor.
tarih bu günleri de yazacak..