Kendilerinin kurbanlık koyun olarak seçilmesine izin vermeyeceklerini de kaydeden Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Eğer kurbanlık koyun seçip, hırsızlık yapmış, yolsuzluk yapmış, rüşvet yemiş, her türlü yüz kızartıcı suçu işlemiş olanlar parlamentoda eğer dokunulmazlığın arkasına saklanacaklarsa ve fikirlerimizden dolayı, sadece konuşmalarımızdan dolayı bizi kurbanlık koyun seçme konusunda bir tavır içine gireceklerse, sonuçlarına biz değil kendileri katlanacaklar. Bizi cezaeviyle, zindanlarla tehdit edenler kusura bakmasınlar, bunlar hayatlarında cezaevlerinin yakınına bile gitmemiş, cezaevi denince tüyleri diken diken olan pısırık, korkak kişilerdir.
Bizim grubumuzun yarısı zaten hayatlarının yarısından fazlasını cezaevinde geçirmiş insanlardır. Bizler cezaevi kapısında büyüdük. Bizim ikinci evimizdir. Kusura bakmayın cezaevi ile bizi korkutmaya, ölümle tehdit etmeye çalışmayın. Bunlar demokratik bir toplumda demokratik bir parlamenter işleyişte, parlamentoya yakışmayan, milletvekillerine, başbakanlara yakışmayan tutum ve davranışlardır. Ayıptır her şeyden önce. Kendi korkunuzu ele veriyor. Biz bu tür şeylerden korkmayız.
’80 kişi ile geri döndük’
Ama şundan korkarız. Dokunulmazlıkların kaldırılması geçmişte de denendi. Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan bu arkadaşların tamamı uzun yıllar zindana atıldı. Kim kazandı, ne kazandı, geri dönüp baksınlar. Tek bir kişi boyun eğdi mi? Tek bir kişi onlara teslim oldu mu? Ne oldu sonuç itibariyle. 80 kişi ile geri döndük parlamentoya girdik biz. Bu işler böyledir. Dolayısıyla biz kendi korkumuz, kaygımız için değil, ülkemizin halklarımızın geleceğiyle ilgili kaygı duyduğumuz için dokunulmazlık mevzusuna bu şekilde intikamvari siyasi linç ve siyasi rövanş anlayışıyla yaklaşılmasın isteriz.'
DHA
Cezaevine gitmekten korkmuyoruz diyorsunuz lakin cezaevine düşüncede bize bok yedirdiler diye ağlıyorsunuz. Bu ne ikilem ula?
Başlığa götümle güldüm.
Teröristleri ziyaret ederken büyüdüğün cezaevleri kapısından içeri girip, geberene kadar orada kalacaksın şimdide.