Cumhurbaşkanı Erdoğan'a isim vermeden seslenen Demirtaş, 'Sen gir dedin Cizre'ye, Şırnak'a. 1 Kasım'da kimse genelkurmay başkanını seçmedi. Neden kara kuvvetleri, hava kuvvetlerini gönderiyorsun? Bu çaresizliğin acizliğin göstergesidir. Özyönetim diktatörlük karşıtı bir taleptir. Ne tek adam yönetimi ne karşı demokratik yönetim istediler. Öz yönetim değil de başkanlık ilan etseydiler oraya kutlama heyetleri gönderirdiler. Kendi kurdukları gelecek Türkiye'si böyle değil' dedi.
'Gelecek yüzyılı birlikte kurması gerekenler Suriye'deki Kürtlerdir'
Hükümetin Suriye'deki Kürtlerin güçlenmesini istemediklerini bunu yanlış bir politika olduğunu aktaran Demirtaş şöyle devam etti: 'Gelecek yüzyılı birlikte kurması gerekenler Suriye'deki Kürtlerdir. Bunu yapmak yerine Türkiye'ye kaybettiriyor. Biz bu yanlış politikaları eleştiriyoruz. . Tanka topa karşı direnen halkın yanındayız. AKP'nin yanında değiliz. Savaş dursun diye halkın yanındayız. Başbakan ne zannediyor: Yüzde 90 oy aldığımız yerlere tankla, topla gireceksin, neredeyse yüzde 100' e yakın bizim tabanımız olan yerlerde sen bu kadar zulüm yapacaksın sonra HDP senden yana mı olacak? Çok safmış Sayın Davutoğlu kusura bakmasın' dedi.
'Kimsenin haddi değildir bizi terörist ilan etmek'
Demirtaş, kendilerini terörist ilan ettiklerini anımsatarak, 'Kimsenin haddi değildir bizi terörist ilan etmek. Çık şu kürsüye Cumhuriyet Gazetesinin manşetinde yayınlananları açıkla. IŞİD'le bu kadar sıkı fıkı olmanın hesabını ver. Sonra bizden hesap sorarsın her yerde. Verilmeyecek hesabımız yoktur. Biz çatışmaların, savaşın olmasını istemiyoruz. Bunun yolu müzakere, diyalogdur. Başka yol yöntem göstermesin bize kimse. Cizre, Sur halkı teslim olduk dilekçesi mi imzalayacaklar ne olacak? Yani bütün saldırılara karşı halk başka ne yapacak direnecekte. Defalarca Sayın Davutoğlu'na ikili görüşmelerimizde de belirttim. Bu tür niyetlerinin olabileceği imasında bulundukça ortada bir sorun var. Evet yok demiyoruz. Kamu güvenliğiyle ilgili de bir sıkıntı var ama sizin yönetiminiz sadece sorunu büyütecek. Lütfen bu tür hatalar yapmayın demiştim. Sayın Davutoğlu'nu görüşmemizde yüz yüze uyarmıştım. Bunları nasıl savunabilir başbakan. Daha fazlasını yapacağız, göreceğiz diye nasıl diyebilir?
Kahramanlık tankla topla Cizre'ye, Sur'a, Yüksekova'ya girmekte midir? Batıya yansıyandan çok daha vahimdir. Halkın duygusunda yaşanan kırılma buraya yansıyandan çok çok fazla. Ya bu durumu anlar doğru şekilde idrak eder yada durum kimsenin kontrol edemeyeceği noktaya gidiyor. Genelkurmayı, kara kuvvetlerinin işi de değil. Askeri müdahale durumu daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. Biz özellikle yaşanan insan hakları ihlalleriyle ilgili hükümeti uyarıyoruz: Gıda ambargosu uyguluyorsun, işkence yapıyorsun, gözaltına aldığınız insanlar var. Bunları bugün zafer olarak görebilirsin. Bunun faturası her geçen gün ağır hale gelir ve bu faturayı hepimiz ödüyoruz. Sizin cebinizden çalınan paralarla bu savaş yürütülüyor. 'Gezi'de biz çok iyi anladık' diyenler demek ki tam anlayamamışlar. Ülkenin batısı buna karşı bu kadar sessiz duyarsız kalmamalı. Türkiye'nin batısı bu savaşa hayır derse bir gün dahi sürdüremezler. Biz bunu istiyoruz. Bunun çabasını her şeye rağmen sürdüreceğiz' dedi.
'Hükümetin DTK'nın ortaya çıkardığı deklarasyona cevap vermesini istiyoruz'
Demokratik Toplum Kongresinin aldığı olağanüstü kongrede özyönetimde insanların ne istediklerinin görüşüleceğini aktaran Demirtaş, 'Hükümetin DTK'nın ortaya çıkardığı deklarasyona cevap vermesini istiyoruz. Olumlu yada olumsuz. Bu sürece her şeyin öneri, eleştiriyle katkı vermek için siyasi alana eklemek için bunu yapıyoruz Hendek, barikat değil sorun siyasidir. Bütün tarafların buna katkı vermesi için DTK buna görüş alacak' diye konuştu.
'Kürtler şu anda belki de şu anda tarihin en büyük kırılmasını yaşıyor'
'Türkiye sizce fiilen bölünüyor mu ?...Duygu kırılması var dediniz ?' sorusuna Demirtaş, 'Kürtler şu anda belki de şu anda tarihin en büyük kırılmasını yaşıyor. Dersim, Ağrı, Çorum, Maraş'ta çok katliam gördü topraklar. Bu durum başka kimse anlamak istemiyor. Bize 'Biz bu devlet çatısı altında nasıl yaşayacağız' diye soruyorlar. Bize oy verenler bu soruyu soruyor. Ankara, Suruç katliamını bunun için gerçekleştirdi. Alanlara meydanlara kimse çıkamasın diye. Daha kötü günler görmemek için sesimizi yükseltmek zorundayız. Korkunun ecele faydası yok. CHP'den AKP'den milletvekilleri eğer parti yönetimleriniz bunu kabul etmiyorsa onlara rağmen barış sesini yükseltmelisiniz. Türkiye'nin batısı bu duyarsızlığa bir son vermeli. Parlamento devreye girmelidir. Hükümetin bu konudaki kararını değiştirmesi için parlamentoda çalışma başlatılmalıdır' diye cevap verdi.
'Barikattaki insanların elinde hafif silahlar var'
'Hükümet yaşanan zararların karşılanacağını söylüyor, nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna Demirtaş, 'Barikattaki insanların elinde hafif silahlar var. Bunları görüyoruz. O ağır tahribatlar tankla, topla yapılan atışlarla gerçekleşiyor' karşılığını verdi.
'Okullar özel harekatın karargahı haline geldi'
Operasyon yapılan ilçelerde insan hakları ihlallerinin meydana geldiğini vurgulayan Demirtaş , 'Orada mesele hendek kazan 20 genç olsaydı neden 4 aydır tek bir sokağa girilmedi. Çünkü halk öz yönetimin arkasındadır. Halk desteği olmayan hiçbir hareket bu kadar direnemez. Halkı dinlemeniz lazım. Okullara ,camilere yapılan saldırıların hiçbirini tasvip etmeyiz. Fakat basının şunu görmesi lazım: Annesinin karnında 8 aylık öldürülen bebek bu bedeli ödemek zorunda mıdır? Okullar kışlalara dönüştürüldü. Ders, öğrenci yok. Özel harekatın karargahı haline geldi. Bunun emrini biz mi verdik? Bu çabalarımız görülmezse sürekli istenci bir dille parmak sallayarak bizi, köle gibi görme anlayışına karşı ne yapacağız? AKP'den özür mü dileyeceğiz? Biz kimsenin dilini yasaklamadık. Katliam yapmadık. Biz Türkün ana vatanını inkar etmedik. Bunu yapan Türk devleti adına hareket edenlerdir. Bütün diktatör sevdalıları hep böyle bağırıp çağırdılar ama halk haklıysa yapılacak bir şey yoktur' diye konuştu.
'İlk fırsatta yemin edip çalışmalara başlayacağız'
TBMM'de ne zaman yemi edileceği sorulan Demirtaş, 'Bir türlü denk getiremedik. Bugün aslında katılacaktık fakat yine yetişmiyor. Cuma günü genel kurul çalışırsa yoksa haftaya yemin edip çalışmalara katılacağım ' dedi.
Nursima KESKİN / ANKARA (DHA)